MP– "Profesör Snape uyandı!"
Yerde revirin kapısına yaslanmış olan Ashira, bir anda ayağa kalkıp içeri girdi.
AS– "İyi misin? Bir yerlerin ağrıyor mu? Kötü hissediyor musun? Nefes alabiliyorsun değil mi?"
Snape, kızının bu tavırı karşısında gülmeden durmadı. Hey! Bir dakika. Profesör Snape mi güldü? Gerçekten gülüyor.
SS– "Hey sakin ol Elodie. Gayet iyiyim."
AS– "Emin misin? İstediğin bir şey var mı?"
SS– "Şu anda istediğim şeye sahibim zaten. Senin gibi bir kız çocuğuna sahibim Elodie. Biliyorum."
AS– "Neyi?"
SS– "Bilmemezlikten gelme Elodie. Beni senin kurtardığını biliyorum. Hatta şu an senin sayende yaşadığımı da biliyorum."Ashira ne diyeceğini bilemiyordu. Çünkü o kurtarmıştı babasını. Ashira kurtarmıştı. Hayatında sahip olduğu tek şeyi ve onu hayatta tutan tek şeyi, o kurtarmıştı. Kendisiyle gurur duymak durumunu şu an tam anlamıyla yaşıyordu.
SS– "İyi ki varsın kızım."
AS– "Sende iyi ki varsın... Baba..."Ve Snape bugün 2. kez gülümsedi. Rekora doğru emin adımlarla gidiyor ha? Ne dersiniz?
––––––––––––––––––––––––––––––––––––
PP– "Yani Profesör Snape şu an iyi?"
AS– "Evet. Gayet iyi."
PP– "Sevindim."Biraz sessizlik oldu ortamda. Fakat yaklaşık 10 saniye sonra falan yine biri bu sessizliği bozdu. Tabii ki Parkinson.
PP– "Peki ya sen?"
AS– "Anlamadım?"
PP– "Peki ya sen nasılsın diyorum. İyi misin?"
AS– "Evet evet iyiyim."
PP– "Emin misin?"
AS– "Evet Parkinson. Eminim. Neden soruyorsun?"
PP– "Çünkü bu 2 gün içinde çok kötüydün. Bir dakika bile uyumadın. Ve en kötüsü de 2 gün boyunca çok endişeliydin. Sadece etrafa boş boş bakıyordun, düşünüyordun."Ashira şaşırmıştı. Doğrusu daha önce kimse onu sormamıştı. Daha da kötüsü daha önce kimse onu gözlemlememişti. Yani en azından o öyle sanıyordu.
AS– "Şey– evet. Gerçekten iyiyim."
PP– "Şaşırmış gibi bir hâlin var."
AS– "Yani daha önce kimseyle aramda böyle bir konuşma geçmemişti. O yüzden şaşırdım."
PP– "Vay be! Koskoca Ashira Elodie Snape'in hayatında ki ilklerinden biri oldum. Artık ölsem de gam yemem."Parkinson'un gülerek söylediği bu cümle, Ashira'nın göz devirmesine neden olmuştu.
AS– "Çok konuşma Parkinson."
PP– "Şaka bir yana, ne zaman bana Parkinson demekten vazgeçeceksin?"
AS– "Niye? Soyadın Parkinson değil mi?"Bu sefer de Parkinson göz devirdi.
PP– "Evet soyadım Parkinson ama o anlamda demedim. Bence artık birbirimize isimlerimizle hitap edebilecek seviyeye geldik. Hatta belki arkadaş bile olduk, ne dersin?"
Ashira şu an tam anlamıyla binlerce şey düşünüyordu. Kafasında dönüp dolaşan binlerce şey vardı. Bunlardan biri de, "Arkadaş edinmek." idi. Ne cevap verecekti, Parkinson'un sorusuna? "Hayır saçmalama aptal! Sen benimle arkadaş falan olamazsın. Çekil git başımdan!" mı diyecekti, yoksa "Yaa canım beniim. Tabii ki arkadaşız. Seni çok seviyorum, iyi ki varsın kankamm benimm!" mi diyecekti?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
7 Hortkuluk
ActionŞu an ikisi de susuyordu. Sadece bir çift gri göz ve bir çift mavi göz konuşuyordu. Biri ne yapacağını şaşırmış, pişmanlık ile bakarken, diğeri ihanete uğramış aşk ve üzüntü ile bakıyordu.