Ağlayacağınız, psikoloji dolu bir bölüme hoşgeldiniz. Oy vermeyi ve paragraf arası yorum yapmayı unutmayın sevgili okurlarım!
¦
¦
¦
¦
¦
¦
¦HG– "Tamam, şimdi, hazır mısın?"
Hayır. Değilim.
Zorunda mıyım?
Kollarımda öldüğün yerde, seni en son gördüğüm yerde, ölmemek için iksir yapıyorum, baba.
Hayat, herkese adil davranmıyor. Bu da benim savaşım.
Yeterince güçsüz gibi gösterdim kendimi zaten. O yüzden kafamı olumlu anlamda salladım.
Yanımda Hermione ve Draco vardı sadece.
Hermione, iksirlerde oldukça iyi ve başarılı bir öğrenciydi ve ben istemiştim bir yandan da gelmesini, o yüzden burada.
Draco... O her zaman yanımda. Ne olursa olsun hep elimi tutuyor, baba. Sanırım gerçekten de seviyor beni..
HG– "Derin bir nefes al ve ver. Sonra da kurtar herkesi Ashira. Sana güvenim sonsuz. Hayatımda gördüğüm en zeki kızsın, hatta dahisin. Yapabilirsin..."
Hermione'ye yarım yamalak bir gülümseme gönterdikten sonra, Draco'ya döndüm.
Elimdeki elini daha da sıklaştırdı ve gülümsedi. İşte. Bu bana yeter.
Derin bir nefes aldım ve verdim. Sonrası ise iksir yapımı..
––––––––––––––––––––––––––––––––––––
45 dakika.
46 olmak üzere.
Hâlâ daha yarıdayım. Çok zor gerçekten. Çok uğraştırıcı.
––––––––––––––––––––––––––––––––––––
Bir buçuk saat oldu.
Biraz daha ilerledim.
Yerebakan ağacının yaprak sayısı az olduğu için Hermione toplamaya gitti.
Draco hâlâ yanımda. Dikkatle beni izliyor.
––––––––––––––––––––––––––––––––––––
Neden bu kadar zor her şey? Siktiriboktan bir iksir bile zor, baba. Yoruldum.
3 saat olmak üzere.
İksirin kaynamasını bekliyorum. İlk baloncuk ortaya çıktığı gibi, Kokusalan dalı, atacağım karışıma.
Gözlerimizi bile sırayla kırpıyoruz resmen.
––––––––––––––––––––––––––––––––––––
5. saat.
Hâlâ kaynamıyor.
Kafam allak bullak.
Düşüncelerle dolu ve susmuyorlar.
––––––––––––––––––––––––––––––––––––
Olmadı.
Yapamadım.
Her şeyi mahvettim.
Baloncuk ortaya çıktığı gibi suya atmam gereken dalı atarken, ikinci baloncuk ortaya çıktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
7 Hortkuluk
حركة (أكشن)Şu an ikisi de susuyordu. Sadece bir çift gri göz ve bir çift mavi göz konuşuyordu. Biri ne yapacağını şaşırmış, pişmanlık ile bakarken, diğeri ihanete uğramış aşk ve üzüntü ile bakıyordu.