Ashira ve Malfoy'un kolları hâlâ birbirlerine sarılıydı.
Kenarda şok geçirdiği için dışarıdaki bir yere odaklanıp dalmış olan Pansy, bir anda kendine geldi.
Hem onun hem de Malfoy'un yüzüne buz gibi çarpmıştı gerçekler.
Dayanamayıp, yerinden kalktı ve o da kollarını Ashira'ya sardı.
Onun da gözleri dolmuştu, hatta ağlıyordu.
Malfoy kadar, o da kendini kötü hissetmişti.
Ashira'yı çok zorlamışlardı gerçekleri öğrenmek için ve şimdi de biraz pişmanlık duyuyorlardı.
Üçü bir süre öyle kaldıktan sonra ayrıldılar.
İkisi de dolu ve kızarmış gözlerle bakıyordu Ashira'ya.
Malfoy ellerini hâlâ çekmemişti, Ashira'nın ellerinden.
Ve zar zor ağzından birkaç kelime çıktı.
DM– "Başka yol yok mu?"
Ashira neden bahsettiğini anlamıştı Malfoy'un.
"Ölmemen için seni kurtarabileceğimiz başka yol, başka çare yok mu?" diyordu birnevi.
AS– "Hiç."
Malfoy'un az önce öğrendikleri yetmezmiş gibi, daha da ağır gerçekler karşılıyordu onu.
Başka çarenin, başka çözümün, başka bir kurtuluş yolunun olmadığını söylüyordu sevdiği kadın ona.
PP– "İzin vermeyeceğim,"
Ashira'nın bir elini Malfoy'un ellerinin arasından alıp kendisi tuttu.
PP– "Vermeyeceğiz."
Son kelimesini söylerken de Malfoy'un boştaki elini tuttu.
Üçünün ellerini birbirine yaklaştırdı.
Üçünün de birbirlerinin ellerini tutmasını sağladı.
Ashira, önünde ki onun için ağlayan iki çift göze minnettar bir şekilde bakıp, gülümsedi.
Mükemmel gülücüğünü bahşetmişti onlara.
Ve tam o anda beklenmedik bir şey oldu.
Ashira'nın elleri ısınmaya başladı.
Üçü de şaşkın bakışlarını oraya çevirdi.
Fakat elleri fazlasıyla ısınmaya devam ediyordu.
Yavaş yavaş alev gibi ısı almaya başlamıştı elleri Ashira'nın.
Fakat bir tek o değil, Pansy ve Malfoy'un elleride aynı şekilde alev gibi ısınmaya başladı.
Üçü de şaşkın bakışlarını birbirlerine sonra da tekrar ellerine çevirip, ellerini çektiler.
Ve elleri eski hâllerine dönmeye başladı.
Malfoy ve Pansy'nin elleri eski ısısını kazanmış, Ashira'nın da elleri yine buz gibi olmaya başlamıştı.
Tam o sırada Ashira her şeyi farketti.
Ellerine bakan gözlerini, kafasını beklenmedik bir anda yukarıya kaldırarak, Hogwarts pencerelerinden birine yönlendirdi.
Dumbledore onlara bakıyordu.
Birbirlerine uzak oldukları için anlayamıyordu mimiğini Dumbledore'un.
Gülümsüyor muydu?
Yoksa sinirli mi bakıyordu?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
7 Hortkuluk
ActionŞu an ikisi de susuyordu. Sadece bir çift gri göz ve bir çift mavi göz konuşuyordu. Biri ne yapacağını şaşırmış, pişmanlık ile bakarken, diğeri ihanete uğramış aşk ve üzüntü ile bakıyordu.