MERHABA DEĞERLİ OKUYUCUM ❤️
BÖLÜM NEREDEYSE 5000 KELİMEYİ GEÇECEĞI İÇİN HEM SİZİ YORMAMAK HEM DE DAHA FAZLA BEKLETMEMEK İÇİN BÖLÜMÜ İKİ PARTA AYIRDIM ❤️
MERAK ETMEYİN İKİNCİ PARTI HEMEN YARIN GELECEK.
İKİNCİ PARTIN UYARISINI ŞİMDİDEN VEREYİM 🔞🤭
LÜTFEN VOTE VERMEYİ VE BOL BOL YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN.
KEYİFLİ OKUMALAR...
"~Çünkü sevilmeye değer ne varsa, sen de toplanmış gibi.~"
§
İnsan eğer geçmişi unutmak istiyorsa zaman, parça parça her şeyi yok eder. Tamamen unutamazsınız ama bazı anılar silinip gider.
Bu biraz da bir kaza geçirip kafa travması aldıktan sonra son bir kaç yılını unutmak gibi bir şeydir. Beynimiz yaşadığımız kötü anılar ve travmaları unutturur bize. Çünkü beynimiz bile kaldıramaz bazı şeyleri.
Buna tıpta 'laküner amnezi' denir. Belirli bir olay karşısında hafıza kaybı. Bunu babamın pisliğin teki çıktığını anladıktan sonra çok istemiştim. Babama dair her şeyi unutmak ve yepyeni bir hayata başlamak.
Beyaz bir sayfa açmak istemiştim ama benim bütün sayfalarım çoktan yanıp kül olmuştu.
"Tarık." dedim anılarım bir bir hafızamı doldururken. Tanışma anımız, kısa süren arkadaşlığımız ve her şeyin son buluşu sırasıyla gözlerimin önüne geldi. Tarık'a uzatmış olduğum silahı yavaşça indirdim. Benim silahı indirmemle Tarık'ın yüzüne yayılan gülümseme eş değer ilerledi.
"Demek hatırladın." Kafamı hafifçe sallayarak onayladım. Dört yıl Tarık'ı çok değiştirmiş gözüküyordu. Değişmeyen tek şey mavi gözleri ve bakışlarıydı.
"Hala babamın yanında mı çalışıyorsun?" diye sordum ifadesiz ses tonumla. Gözlerim Tarık'ın eşine doğru kaydığında kafasının çok karışık olduğu her halinden belliydi. Savaş ise gayet sessiz bir şekilde konuşulanları dinliyordu.
"Tabi ki." dedi rahatlıkla. Ellerini arkaya doğru yaslarken çok gevşek davranıyordu. Sert mizacımı bir an olsun bozmamaya çalışıyordum.
"Güzel. O zaman bana babamın nerede olduğunu söyle. Bizde olaysız bir şekilde gidelim." dedim ve silahımı belime yerleştirdim. Beni silah kullanmak zorunda bırakmayacağını umut ediyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SÜVEYDA
AçãoSüveyda, kalbin üstündeki siyah benek demektir. Kalpteki gizli günah merkezi... Sen, ben, onlar aslında hepimizin kalbinde bir yerlerde bu gizli günah merkezi vardır. Bazımız bastırır, bazımız bastıramayız... Bazımız iyi olmayı seçer, bazımız kötü...