Süveyda, kalbin üstündeki siyah benek demektir. Kalpteki gizli günah merkezi...
Sen, ben, onlar aslında hepimizin kalbinde bir yerlerde bu gizli günah merkezi vardır.
Bazımız bastırır, bazımız bastıramayız... Bazımız iyi olmayı seçer, bazımız kötü...
VE LÜTFEEEN. YORUM ATIN. YORUMLARINIZ İNANIN ÇOK ÇOK ÖNEMLİ. DÜŞÜNCELERİNİZİ BİLMELİYİM Kİ ONA GÖRE DEVAM EDEYİM.
ŞİMDİDEN TEŞEKKÜRLER VE KEYİFLİ OKUMALAR ❤️
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"~Bir insan kaç kere yenilir aynı kişiye~"
$
Gün ışığı pencerenin güneşliklerinin arasından belli belirsiz sızıyor, olduğum küçük odayı aydınlatıyordu. Dolabın yanındaki boy aynasının önüne geçtiğimde saçlarımı at kuyruğu yaparak bileğimdeki tokayla bağlamaya başladım.
Soyunma odasına Savaş'ın benim için bıraktığı sporcu şortu ve sporcu atletini giyinmiştim. Saçlarımı sıkıca bağladıktan sonra el bandajını alarak ellerime sıkıca dolamaya başladım. Hemen karşımdaki odada Savaş'ın da hazırlanıyor oluşu sanki hayatımın boks maçına çıkacakmışım gibi bir hissiyat veriyordu.
İşim bittikten sonra suyumdan bir yudum alarak soyunma odasından çıkmak için hareketlendim. Kapıyı açtığımda Savaş'ta aynı anda soyunma odasından çıktığında direkt göz göze geldik. O da altına siyah bir şort ve yine siyah bir tişört giymişti. Beni gözleriyle yavaşça süzdükten sonra dudakları hoşnutla yukarı kıvrıldı.
"İddialı gözüküyorsun." dedi ve bir kaç adım yaklaştı.
"İddialıyım."
Gözlerimi çekmeden söylediğim kelimeden sonra Savaş'ın gülümsemesi daha çok büyüdü. Elleriyle koridorun büyük salona çıktığı kısmı gösterdi.
"Önden hanımlar." dediğinde büyük salona doğru yürümeye başladım. Savaş'ta hemen peşimden gelirken gözlerimi salonun ortasındaki büyük boks ringine çevirdim. Sonunda oraya ulaştığımda boks ringinin halatlarından tutarak geçmek için araladım. Eğilerek ayaklarımı ringe bastığımda Savaş'ın da aynı şekilde benimle birlikte ringe bastığını gördüm. Çevremizdeki büyük spot ışıkları sadece olduğumuz boks ringini aydınlatıyordu. Öyleki ring dışındaki alan zifiri karanlık gözüküyordu.
Sanki sadece Savaş, ben ve kocaman bir boks ringi vardı.
"Hadi başla." dedi Savaş önüme doğru gelerek. Kolları yanda öylece duruyordu.
"Böyle dikilecek misin? Karşılık vermeyecek misin?" diye sordum şaşkınlıkla. Savaş bunun üstüne hafifçe sırıttı.
