Tümsek

1.1K 47 0
                                    

Bu kitapta +18 içerik bulunur. Rahatsız olan lütfen okumasın.💮

Gamze ve Gürkan müjdeli haberi vereli yarım saat oluyordu. Bu yarım saattir Cesur bir sürü insanla sohbet etmişti. Bende bir kadehi bitiriyor başkasına geçiyordum.

Sarhoş olmadım ama midem biraz bulanıyordu. Daha fazla dayanamayıp eve girdim. Üst kata hızlı adımlarla çıkıp lavaboya girdim. Kusup rahatladıktan sonra elimi yüzümü yıkarken kapı tıklatıldı.

''Dolu! ''

Kapıda ki her kim varsa beni takmayıp içeri girdi, dönüp baktığımda Cesur'un kara gözlerini görmüştüm.

''Sana dolu dedim!"

''Dişlerini sıkarak konuşuyorsun. Sayılı ortak yönümüzden birisi bu.''

Gözlerimi devirip ellerimi ve yüzümü havluyla kuruladım. Arkamı döner dönmez Cesur ile dip dibeydik. Aramızda o kadar az mesafe vardı ki nefeslerimiz yüzlerimize değiyordu.

''Zeki ve sen fazla yakınsınız.''

''Sen de yanına gelen o kızlarla fazla yakındın.''

''Bugün fazla içtin. Eve gitsek iyi olur.''

''İçirenler sağolsun! Sen gitmek istiyorsan git!''

Bana biraz daha yaklaşmıştı. Derin nefesler alıp veriyordum. Lütfen sakin ol Arzu.

''Biraz önce Zeki buranı koklamıştı değilmi?''

Kafasını boynuma eğip ufak bir öpücük bıraktı. Bütün hücrelerim titredi. Sanki ruhum bedenimden ayrılıyordu. Ellerimi lavaboya yaslayıp sıkıca tuttum.

Yavaş ve aralıklarla dudakları çeneme ilerledi. Tuttuğumu fark etmediğim nefesimi bıraktım. Eli yavaşça belime kayarken diğeri bacağımdaydı. Ellerimi omuzlarına koyup sıkıca tuttum. Biraz geri çekilip kara gözlerini mavilerime dikti.

''Şu an sarhoş değilsin. Ne istiyorsun Arzu?''

Sesli bir şekilde yutkundum. Bacağımı yavaşça kaldırıp beline doladı. Sahi, ben ne istiyordum?

''Be-ben.''

''Sen ne? Bana istediğini söyle.''

Bende akılmı kadı ki düşüneyim! Onu istiyordum ama bunu söyliyemiyordum. Elbisemin eteği yukarı kıvrılmıştı ama bu umrumda değildi.

''Beni istediğini ikimizde biliyoruz Arzum.''

Yeter artık. Daha fazla dayanamadım ve dudağına yapıştım. Sanki hep bunu bekliyormuş gibi sert öpüşüyordu. Bir eli ensemdeki saçları çekerken diğer eli eteğimin altından kalçamı sıkıyordu.

Kendimi ona bastırıp daha çok istediğimi belirttim. Ellerimi ensesinde birleştirdim. Beni kucağına alıp duvara yasladı. Birden bire dudaklarımdan çekilip alnını alnıma yasladı.

''Burda olmaz.''

''Nereye gidiceğiz?''

Gülümseyip beni kucağından indirdi. Uzattığı elini tuttum. Beraber lavabodan çıkıp bahçeye indik. Hızlı adımlarla arabaların olduğu yere gelmiştik. Ben ön yolcu koltuğuna otururken o sürücü koltuğuna oturup aracı çalıştırdı.

''Soruma cevap vermedin?''

''Benim evime gidiyoruz. Daha önce hiç görmemiştin, görmeni istiyorum.''

''Ne kadar sürede vararız?''

''Çok soru soruyorsun. O kadarmı çok heyecanlısın?''

Elimi tutup üstünü öptü ve kendi bacağının üstüne koydu. Ona gülümseyerek bakıyordum. Lütfen bu bir rüya olmasın. Yaklaşık 15 dakika sonra iki katlı, yatak odası ve salonu tamamen camlarla kaplı bir eve ilerliyorduk.

Hoşuma gitmeyen şey ise bahçenin belirli yerlerinde 10-15 tane koruma olması.

Neden bu kadar fazla güvenlik vardı? Ev bir kartla açılıyordu. Kartı ekrana okuttuğunda kilitde açılıyordu işte.

Kapı açıldığında içeri girmiştik. Büyük bir salon ve amerikan mutfak vardı. Tavana baktığımda ağzım açık kalmıştı. Tavan komple camdı.

Elimi tutup yukarı çıktığımızda kocaman bir yatak odasıyla karşılaştım. Odası siyah ve mavi renlerinden oluşuyordu. Odada iki kapı vardı. Tahminimce biri tuvalet, diğeri çalışma odasıydı. Bir kapının yanında tuşlar, tuşların üstünde sayılar vardı.

''Evin mükemmel.''

''Çok yakın arkadaşım mimar.''

Ona doğru yaklaştığımda ellerini ceplerinden çıkardı. Benden bir hamle bekliyordu. Beklediği o hamleyi yaptığımda yavaş ve tutkuyla karşılık verdi.

Ellerini belime koymuştu ki telefonu çaldı. İkimizde öpüşmeyi bırakınca gülmemek için dudağımı ısırıyordum.

''Yemin ederim adayan kimse onu öldüreceğim.''

Daha fazla dayanamayıp gülmüştüm. Alnımı öpüp telefona ilerledi.

''Alo?''

Cama ilerleyip dışarı baktığımda iki araba ve altı lacivert takım elbiseli adam gördüm.

İçlerinden biri farklıydı. Otuzlarının ortasında, esmer, saçları dağınık bir adamdı.

''Niye gelmiş?''

Cesur'un sert sesisle ona baktım. Hala telefonda konuşuyordu. Dışardaki adamlar hakkında konuşuyordu.

''Geliyorum.''

Telefonu kapatıp yatağa attı. Çenesini sıkıyordu. Bir şeyler istediği gibi gitmiyordu. Ona doğru yaklaşıp bir elimi omzuna koydum.

''Sorun ne?''

''Burda bekle.''

Yüzüme bile bakmadan merdivenlere ilerledi. Arkasından gidiyordum. Bana açıklama yapmalıydı.

''Cesur ne oluyor?''

Salonun ortasında durduğunda bende durdum. Anlamayan gözlerle ona bakıyordum. Bana bir şey demeden gidemezdi, bırakmazdım.

''Sadece dediğimi yap Arzu. Beni evde bekle.''

''Dışardaki adamlar kim?''

''Bu seni ilgilendirmiyor!''

''Evet ilgilendiriyor! Birden bire ne oldu?!''

Tam karşımda durup ellerini omuzlarıma koydu. Tepki veremiyordum. Şaşkındım. Dudağıma kısa bir öpücük bırakıp benden uzaklaştı ve dış kapıdan çıktı.

Yaklaşık beş dakikadır koltukta oturmuş onu bekliyordum ama gelmiyordu. Daha fazla dayanamayıp dış kapıyı açtım ve duyduğum kelimelerle yerimde kala kaldım.

''... hala burda. Gider evini basarız.''

''Başka seçeneğimiz yok. Bir yıl-''

Adam, beni görmesiyle susmuştu. Cesur beni görünce dumura uğradı. Göğsünde bağlı olan kollarını yavaşca bıraktı. Gözlerim dolu dolu bir adama, bir Cesura bakıyordum. Sanki bir tümseğe takılıp düşmüş gibi hissediyordum.

Bölüm sonu...

Merhaba. Artık her Cumartesi yeni bölüm gelicektir. Kitabımı okuduğunuz için teşekkür ederim. Yıldıza basmayı unutmayın.⭐

🤍🤍🤍🤍🤍

ARZUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin