Bu kitapta +18 içerik bulunur. Rahatsız olan lütfen okumasın 💮
Derinlerde güçsüz olduğunu hisseden bir çocuk, yetişkinlikte güçsüz olmadığını kanıtlamak için öfke patlamarı yaşayarak kendini savunmaya alır.
Sevilmediğini hisseden bir çocuk, hayır demez. Yetersiz olduğunu hisseden çocuk, yetersiz olmadığını kanıtlamak için kendini tüketir. Ben o çocuktum. Artık büyüdüm.
Güçlendim, otorite sahibi oldum ve yanlış kişiye aşık oldum.
Bir planım vardı. Beni koruyacak, benimle savaşacak ve bana yardım edecek insanları toplayıp öyle Cesur'a harp açacaktım.
Artık bir planım yoktu. Kendimi kendim koyacaktım. Kimseye muhtaç olmadığımı yıllar önce öğrenmiştim. Bu benim tiyatrom ve sıram geldiği zaman sahneye çıkmaktan hiç çekinmeyecektim. Şu anda Kemal'in barındaydım. Burada ne yapıyordum bilmiyorum ama kendime neden diye sormaktan yorulmuştum. İçeceğimi kafama diktiğim anda başım dönmeye başladı. Bundan kaç tane içmiştim sahi? Doğru, soru sormak yoktu.
''Seni burada görmeyi beklemiyordum. Kim seni bu hale getirdi?''
Kemal yanıma oturunca, başımı omzuna koydum. Ağlamamak için dudağımı ısırıyordum. Büyümekten yoruldum, tek derdimin dizimde olan yaranın acıması olmasını isterdim.
''Yanlış kişiydi, hata yaptım.''
''Bizim Arzu birine mi aşıkmış?''
''Kıçından uydurma Osmanoğlu.''
''Ne bu halin o zaman? Biri sana kazık falan mı attı?''
Onunla dertleşme mi istiyordu. Hassas noktamı bulup ileride yüzüme vuracaktı.
İzin verme.
''Öyle bir derdim yok zaten.''
''Ne diyorsun kızım? Ooo... Uçmuş bu.''
Kafamı omzundan çekip yüzüne baktım. Açıkçası fazlasıyla yakışıklıydı. Baran'ın yerini asla tutamayacağı kesin bir bilgi.
Ayağa kalkıp herkese çarpa çarpa dans eden kişilere ulaştığımda, onlara ayak uydurdum. Kendimi iyi hissediyordum. Tek umursadığım şey dans etmek. Bir süre sonra biri beni omuzuna aldı ve merdivenlere ilerledi.
Gömleğinden tanımıştım, Osmanoğlu bana bir rahat bırakmıyordu. Odasına girdiğimizde beni koltuğa attı.
''Ne oldu lan sana? Kendine gel artık.''
''Gayet kendimdeyim Osmanoğlu. Olmak istediğim kişiyim.''
Ayağa kalkıp tam dibinde durdum ve bir elimi, ense dibindeki saçlarına geçirdim.
Bu gece kim olmak istiyorsam oydum. Boynunu öpüp geri çekildim. Gözleri keskinleşmişti, bir elini belime koydu ve onu hissetmemi sağladı.
''Benimle oynama kız çocuğu. Canını acıtırım.''
''Bu gece kim olduğumuzu unutalım. Normal iki insan gibi olalım.''
Yüzlerimizi yaklaştırıp alt dudağını ısırdığım gibi beni kucağına aldı. Bir mevsimden, bir mevsime geçmiş gibi hissediyordum ve bu felaket hoşuma gidiyordu.
Masaya beni sırtüstü yatırınca her şey yere düşmüştü. Dudaklarımızı ayırmadan, gömleğini çıkardı. Eteğimden ne ara kurtulduğumu bilmiyordum.
Gezegenini kaybetmiş bir varlık gibiydim. Uzayda nefes almamı sağlayacak tek şey güneşte yanmam gerekiyor gibiydi.
İçimdeki doluluğu ve bileklerimdeki baskıyı hissedince zevk sesimi durduramadım. O kadar mükemmel bir şeydi ki, sanki tek derdim dizimdeki yaraydı. İlk ben, hemen ardından o boşalmıştı. Ensindeki terli saçlarıyla oynarken, göğsüme öpücükler bırakıyordu. Öpücüklerin yanında ısırıklar, ısırıklarının yanında morluklar. Ne ara soyunduğmu bilmiyordum. Bir anda bu duruma gelmiştik işte. Çenesini karnıma yaslayıp bana baktı. Baran'ın bakışları daha anlamlı ve daha güzeldi.
''Çok iyiydin. Benimle bu anları yaşayacak kadar ne yaşadın Arzu?''
''Ailemi özledim.''
Ne mükemmel bir yalan. Olmayan aileyi kullanmak, bazen çok mantıklı geliyor. Kafasını kaldırıp üstten bana baktı.
''Aileye saygım sonsuzdur.''
''Onu bunu bırak da, korunmadığımızın farkında mısın?''
''Siktir, nasıl unuttum! Tamamen senin yüzünden. Beni dayanamayacak hale getiren sendin.''
''Alt tarafı dudağını ısırdım.''
Kalçamı tokat atınca gülmeye başladım. Mutluydum, uzun zamandır ihtiyacım olan buydu. Oturur pozisyona gelip ona baktım.
''Plan iptal.''
''Ne demek iptal?''
''Kendim halledeceğim.''
''Asla olmaz.''
Masadan inip kıyafetlerimi giymeye başladım. Kilodumu ortalarda bulamıyordum. Aramakla uğraşmayacaktım. Çantamı girişteki kadına vermiştim. Duvardaki saate baktığımda 06.45 idi
''İşimi zorlaştırma Osmanoğlu. Cesur ve benim aramda olan mevzuya, kimseyi karıştırmamalıydım.''
''O adam benden kardeşimi aldı!''
Kollarımdan tutup yüzüme doğru bağırdı. Öylece, boş boş bakıyordum ona. Ne kadar hayır desem de, bu işe karışacağını ikimiz de biliyorduk ama izin veremezdim.
''Üzgünüm ama olmaz.''
''Senden önce onu alabilceğimi biliyorsun.''
''Bunu yaparsan seni öldürürüm. Bu işe karışma.''
''Sence ölümden korkar gibi bir halim mi var?''
Sadece şansımı denemiştim ama beni şaşırtmıştı. Ben ne dersem diyeyim tam tersini söyleyecek.
Sus ve kabul et.
Başka şansım yok zaten. Bana çok fazla ümit dolu bakıyordu.
''Tamam ama çok fazla bulaşmayacaksın. Sadece ufak bir yardım.''
''Neni düşürdüğün hale bak kız çocuğu. O herifin zarar verdiği birine yardım etmek istiyordum alt tarafı.''
''Ben kız çocuğu falan değilim. 28 yaşında bir iş kadınıyım. Çocuk olan sensin. Çünkü ben ne dersem onu yapıyorsun.''
Kollarımı bırakıp geri çekildi. Odadan bir şey demeden çıktım. Eşyalarımı alıp arabama ilerledim. Ayılmıştım ve kendimdeydim. Yani araç sürmem de bir sakınca yoktu.
Evime gelip salondaki koltuğa gözüm takılmıştı. O koltukta, bacaklarımın üstünde uyumuştu Baran.
Hızlı adımlarla çalışma odama ilerledim. Bekir'i arayıp diğer en sadık iki adamımla, yanıma gelmesini söyledim.
''Bir gelişme var mı?''
Murat ve Ömer, Bekir'e baktılar. Bekir, gözlerini ben dışında her yerde tutuyordu. Bir sorun vardı.
''Mesele ne?''
''Efendim biliyorsunuz ki ayda bir kez odanız arıyorum. Kitaplığınızda ki çerçevenin arkasında, dinleme cihazı buldum.''
Cesur'un işiydi. Çerçeveyi eline alan tek kişi oydu.
Bir sonraki bölüm de olucaklar...
''Baran burdamı?''
''Gitti.''
İçerdeydi. O kadar eminim ki içeride olduğunu ama kanıtlayamam. Tam kapıyı kapatacakken araya ayağımı koydum.
''Cesur ölücek. Ya bu akşam ya da yarın.''
Bunu biraz sesli bir şekilde söyleyip aracıma bindim ve eve sürdüm...
Bölüm sonu...
❤❤❤❤❤
Son 3!

ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARZUM
RomanceArzu Sarıca yakın bir zamanda dedesi Arda Sarıca'yı kaybetmişti. Acısını pek dışarı yansıtmayan Arzu, her zamanki gibi bu durumu da içine atmıştı. Ve sonra karşısına üniversite zamanında sevdiği adam, Cesur çıktı. Cesur sadece eskiden sevdiği kişi d...