Dalgalar Sana Hakim

527 29 0
                                    

Bu kitapta +18 içerik bulunur. Rahatsız olan lütfen okumasın.💮

Birinin doğru kişi olduğunu anlıyamamaktan korkmuşumdur hep. Düşünsenize, yolda yanınızdan biri geçiyor ve aslında o kişi doğru kişi. Ya da yanlış bir kararı, doğru olduğunu sanmaktan korkmuşumdur.

Birçok kez bu hataya düştüğümü hatırlıyorum. En kötüsü de her şey olup bittikten sonra doğruyu fark etmek. O ''Ben ne kadar aptalmışım!'' düşüncesi sizide yiyip bitirdimi? Umarım yalnız değilimdir.

Baran ile 2017 yapımı, komedi ve Dram içeren Olacak İş Değil filmine gitmiştik. Film esnasında Baran'ın bana olan bakışlarını birçok kez fark etmiştim.

Gördüğümü bilmesine rağmen bakışlarını çekmemişti. Sanki yüzümde bir şey arıyor gibiydi. Sinemadan sonra sahile gidip çimenlere oturmuştuk. Şu anda ben çilekli milkshake içerken, o kahve almıştı.

Dalgaların sesi fazlasıyla sakinleştiriyor. İçeceğimi kenara koyup, çimenlere yatıp, gözlerimi kapadım. Baran'ın da uzandığını burnuma gelen kokusundan anlamıştım.

''Keşke denize yakın bir yerde yaşasam. Böyle iki katlı, bahçesi olan, küçük ama bana yetecek bir yer.''

''Her çocuğun hayallerinde yaşattığı evden bahsediyorsun.''

Gözlerimi açıp, ona baktım. Aramızda az bir mesafe vardı. Mavilerimin derinliklerine bakıyordu kahveleri.

''Keşke daha önceden karşılaşsaydık.''

''Keşke.''

Kalbim hızlanmaya başladı. Heyecanlanmıştım ama aynı zamanda korku da vardı. Peki bu korku nereden gelmişti?

''Bana çok derin bakıyorsun.''

''İnsanları incelemeyi seviyorum. Hal ve haraketlerinden çoğu zaman ne düşündüğünü ya da nasıl hissettiğini anlıyabiliyorum.''

''Peki şuana kadar benim hakkımda gözlemlerin nedir?''

Ona gözlerimi kısıp bakmıştım. Bu duruma inanmadığımı anlamış olmalıki dirseğinin üzerinde doğrulmuştu. Dudağının bir tarafı kıvrılmıştı.

''Benimleyken fazlası ile mutlusun. Bunu belli etmemeye çalışıyorsun ama beceremiyorsun. Senin şaşırtmam hoşuna gidiyor. Çünkü bu tarz davranışları nadiren görüyorsun ki mutlu oluyorsun.Benimle konuşmaya başlayınca sanki hep bunu bekliyormuş gibi davranıyorsun. Bana güveniyorsun, bu kadar kısa sürede nasıl güvendiğini hala anlamış değilim.

Çok fazla dalgınsın. Sanki bir durum hiç hoşuna gitmemiş gibi kaşlarını çatıyor ve surat asarak düşünüyorsun. Fazla duygusalsın. Benimleyken sıkılmıyorsun. Hatta ego kasmak gibi olmasın ama yanımdan gitmek istemiyor gibisin. Bir şey saklıyorsun, telefonda konuşurken fazla streslisin ve bunu farketmesende bana kaçamak bakışlar atıyorsun. Sakladığın şey benimle ilgili. Düşüncelerini pek dışa yansıtmayı sevmiyorsun. Nasıl, iyi gözlemleyebilmişyim seni?''

O biraz önce beni özetlemişti. Bu kadar kısa bir sürede beni nasıl bu kadar çok tanıya bilmişti? Dikleşip oturdum. Ona şaşkın bakışlar atarken, o pakedinden sigara çıkarıyordu.

''Sen... nasıl?''

''İnsanları çabuk anlıyabiliyorum. Sana söylemiştim.''

Gözlerini bana çevirip, göz kırptı. Sigarasını iki dudağımın arasına koyup, yaktı. Evet, bana söylemişti ama ben inanmamıştım. Şuana kadar. Bakışlarımı çevreye dikip, insanları izledim.

''Buna bir yetenek, özellik ya da lütuf de. Buna ben de bir açıklama getiremedim. Ailede bir ben de, birde babamda var.''

Bakışlarımı tekrar ona çevirdim. Çok fazla soru vardı aklımda ama sormak istemiyordum. Yaklaşık yarım saat sonra hava soğuduğu için kalkmak zorunda kalmıştık.

ARZUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin