Bu kitap +18 içerik bulundurur. Rahatsız olan lütfen okumasın. 💮
İnsanları bize gösterdikleri yüzleriyle tanırız. Kimse bir insanın kafasındaki kıyameti bilemez. Korku her şeyin öncüsüdür.
Korku varsa diğer duygular da ortaya çıkar. Bir söz vardır. ''Küçükken ne görürse onu yapar.'' Bir insan küçükken dışlanmışsa, başka bir ortama geçtiğinde rol yapar.
Rol yapmaktan yorulduğu için bir yere oturur ve insanların ondan uzak kalmasını ister.
Birçok şeyi sever ama insandan nefret eder. Çünkü insan, insana hep zarar verir.
Bahtınur'un evine gelmiştim. Baran ne kadar onlarda kalmam için ısrar etse de Bahtınur'u yalnız bırakamazdım. Cesur, annesi burada olduğu için bana bir şey yapamazdı.
Bahtınur'a ilaçlarını verdikten sonra dinlenmesi için odadan çıktım. Odama gidip sekreterimin gönderdiği mailleri okuyor, bir yandan da kulaklıklı müzik dinliyordum.
Bir anda burnumu ve ağzımı bir el kapattı. Elim direkt kocaman ele gitti. Burnuma eter kokusu gelince nefesimi tutmaya başladım.
Ayağa kalkmaya çalıştığımda diğer eli belimden sandalyeye bastırmıştı. Kafamı geriye doğru sallayıp duruyordum. İlkinde karnına gelmişti, ikincisi ise kafamı geriye yatırdı ve onu gördüm. Cesur....
Daha fazla nefesimi tutamadığım için hızlı nefes alıp verdim ve eteri iyice içime çektim. Bayılmadan önce gördüğüm son şey sırıtmasıydı.
🤍
Yavaş yavaş kendime gelmeye başladığımda midemin bulandığını fark ettim. Kusmamak için kendimi zor tutuyordum.
Nerede olduğuma baktığımda depo gibi bir yerde olduğumu fark ettim. Sandalyeye bağlanmıştım.
''Psikopat! Bırak beni bırak!''
Canım çıkarmış gibi bağırıyor, bir yandan da ağlıyordum. Kimse yoktu. Yalnızdım. Midem bulandığı için öğürmüştüm ama kusmamıştım. Etrafa baktığımda ikinci katın olduğunu fark ettim.
Balkon gibiydi ve demirliklerde belli aralıklarla durmuş beş adam vardı.
''Nerede sizin sahibiniz?! Allah belanı versin Cesur!''
Allah'ım lütfen yardım et. Beni niye buraya getirmişti? Sesli bir şekilde hıçkırarak ağlıyordum.
Merdivenlerden biri iniyordu. Görmüyordum ama ayak seslerini duydum. Tam karşımda durduğunda o kişinin Cesur olduğunu gördüm. Yerimden kalkmaya çalıştım ama ipler izin vermiyordu.
''Ne istiyorsun benden?! Rahat bırak beni Allah'ın delisi!''
Çömelip bana tip tip bakıyordu. Ruh hastası pislik! Derin nefesler alıp veriyordum. Ayağa kalkıp üstten bakmaya başladı.
''Konuşsana! Ne istiyorsun benden pislik herif?!''
''Sen kendin kaşındın. Sana benimsin demiştim. Onun yanına gitmene izin vermiyeceğim! Bunu anlıyana kadar burdasın.''
Kahkaha atmaya başladım. Öylece durmuş, kazandi sandığı insana bakıyordu. Beni de artık deli etmişti.
''İyi dinle beni yarım akıllı! Senin bu yaptığın sevmek değil! Psikopatlık! Bana böyle davrandığın için yanında olurmuyum sence?! Senden nefret ediyorum! Ben artık senin hayatında yokum! Seni sevdiğimi zannedip hata yaptım! Benim için hatasın!''
Dibime gelip çenemi sıktı. Gözlerimi onun iğrenç suratından ayırmıyordum. Yüzünü, yüzüme yaklaştırdı.
''Seni seviyorum ve bırakmaya niyetim yok!''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARZUM
RomanceArzu Sarıca yakın bir zamanda dedesi Arda Sarıca'yı kaybetmişti. Acısını pek dışarı yansıtmayan Arzu, her zamanki gibi bu durumu da içine atmıştı. Ve sonra karşısına üniversite zamanında sevdiği adam, Cesur çıktı. Cesur sadece eskiden sevdiği kişi d...