Onur ve Gurur

277 12 0
                                    

Bu kitapta +18 içerik bulunur. Rahatsız olan lütfen okumasın💮

Araba durunca dalgın olduğumu fark ettim. Kendimde değildim. Babamı, Cesur'u ve ne yapmaya çalıştığımı düşünüyordum.

Geldiğimiz yere bakınca Baran'ın Beşiktaş'taki otellerinden birine geldiğimizi anladım.

''Neden buraya geldik?''

''Sarp ve babam bizi bekliyorlar. Cesur için bir plan kurmamız gerekiyor. Babam, Cesur'un sana neler yaptığını biliyor.''

Orhan abinin burada olduğunu bilmek beni germiş ve özlediğimi fark ettirmişti. Baran arabadan çıkıp bagaja ilerledi. Ben de o sırada araçtan çıkmıştım. Vale Baran'ın yanına gidip anahtarı vermesini beklemeye başladı.

Cesur'u yakaladıktan sonra ne yapıcaksın?

Bilmiyorum. Ondan intikam almak istiyordum ama bunu yapabilcek kadar vicdansızmıydım?

''Gidelim.''

Baran'ın sesi ile kendime geldim ve onu takip etmeye başladım. Asansöre binince enerjik ama yorgun olduğumu hissettim.

''İntikam çok gereksiz bir hırs oyunu. Kendini buna kaptırma. Cesur'u ben hallederim.''

''Bir gün bunu yapıcaktım zaten.''

''Eğe çaresiz kalırsan yaparsın. Daha çok erken.''

''Bunun zamanı yok. Zorunda kalırsan öldürürsün. Ayrıca, Cesur benden birçok şeyimi aldı. Onu sana bırakmam.''

Asansör durunca hiç beklemeden çıktım. Bir odanın yanında altın harflerle yazılan 'Baran İzvermez' ismini görünce oraya ilerledim. Yapabilecek miydim? Cesur'u öldürebilecek miydim? Ölse bile izleri hala ruhumda olacaktı.

Kapıyı açınca Sarp denilen adamı koltukta otururken ve Orhan abiyi korumalara bir şeyler söylerken gördüm.

''... olucaksınız. Zor durumda kalmadıkça hastane çalışanlarıyla konuşmayın, hatta göz teması bile kurmayın. O Cesur'u istiyorum.''
Bazı korumalar başını olumlu anlamda sallarken, bazıları suspustu. Sarp başıyla Baran'a selam verdi.
''Çıkın şimdi. Sarp sizinle sonra yine konuşacak.''

Korumalar biraz önce girdiğimiz kapıdan tek tek çıktılar. Orhan abi arkasını dönünce beni gördü. Bana sarılmasını bekliyordum ama o ellerini arkasında bağladı.

''Bir gelişme var mı?''

''Hayır baba. Cesur'u nasıl alıcağımızı az çok düşündüm.''

Orhan abi koltuklardan birine oturdu. Sarp çatık kaşlarla bana bakıyordu. Sevdiği kıza yardım edeceğimi biliyor muydu acaba? Baran babasının tam karşısındaki koltuğa oturdu.

''Cesur'u almasına alırız, sonra ne olucak?''

''Herifle yıllardır olan bir husumetim vardı zaten. Bu olay ona bulaşmam için bahane oldu.''

''Bahanen biraz saçma değilmi kardeşim?''

Sarp bana oynuyordu. Neydi amacı? Baran'ın bakışları bana çevrildi. Orhan abi ve Sarp ben yokmuşum gibi davranıyorlardı.

''Açıklasana Baran. Arzu'yla aramızda sadece ihtiyaç ilişkisi var desene. Niye burda ki herkes sanki en kötü insanmışım gibi davranıyor bana? Benden daha beter durumdasınız.''

''Oğlumla aranızdaki ilişki beni ilgilendirmez. Beni oğlumun sağlığı ve varlığı ilgilendirir. Burda kimse iyiliği ve kötüğü tartışamaz ama bencillik başka. Bencillik senin tanımın.''

Boğazımda bir yumru hissettim. Böyle hissetmem anlamsız. Yerimde dikleştim. Orhan abi bir şey demeden odadan çıktı, Sarp telefonu çalınca balkona çıktı.

''Babam bu kadar değişmeni beklemiyordu. Şaşırdı ve kırıldı. O da biliyor bir gün baban gibi olucağını.''

''Ben hep buydum, sadece susuyordum.''

''Yeri geldiği zaman susmak en güzel yanıttır Arzu.''

Ayağa kalkıp tam karşımda durdu.

Kendini kandırmayı ne de çok seviyormuşsun Sarıca.

Artık sus, lütfen.

''Dinlenmen lazım. Şurası yatak odam. Biraz uyu.''

''Daha plan-''

''Sana haber vericeğim. Uyumaya ihtiyacın var.''

''Unutma, bunun benim için ne kadar önemli olduğunu biliyorsun.''

''Arzu, uyu.''

Bir yatak odasının kapısına, bir de Baran'a bakıyordum. Ellerini cebine koymuş, benim gitmemi bekliyordu. Yatak odasına doğru ilerledim. Oda gerçekten büyüktü. Siyah ve bordo hakimdi.

Kıyafetlerimi çıkarıp iç çamaşırlarımla yatağa uzandım. Kafamı yastığa koyduğum an gerçekten buna ihtiyacım olduğunu anladım.

12 Yıl Önce...

Dedem ile birlikte bir vakfın açılışına gelmiştik. Bu ortamları sevmezdim ama Dedem ve soyadımız için buradaydım.

Etrafa baktığımda bir sürü kadın fazla gösterişli giyinmiş ve eve gidince ayaklarının arayacağını bilmelerine rağmen topuklu giymişlerdi. Erkekler ise birbirleri ile konuşurken aynı zamanda kadınları süzüyorlardı. Bunların içinde Dedem de vardı. Sürekli bir kadına bakıyordu. Kırıklı yaşlarında bir kadındı. Amacı diğer insanlar gibi gösteriş veya çıkar ilişkisi yapmak olmadığı belliydi. Diğerleriyle gerçekten sohbet ediyor ve gülüyordu. Kadın bakıldığını hissetmiş olacak ki Dedemle göz göze geldi. Dedem i görünce duruşunu dikleştirdi ve kadınlarla sohbet etmeye devam etti. Acaba bu kadın kimdi? Dedemin yanına gittim.

''Ya rahatsız olduysa?''

Dedem bunu dememi beklemiyor olacak ki şaşkınca bana baktı. Bakışlarım kadındaydı. Kadın arada sırada Dedeme bakıyordu.

''Kim, neyden rahatsız olmuş?''

''O baktığın kadından bahsediyorum Dede.''

Dedem eski haline geri döndü. Kadın beni görünce birkaç saniye baktı ve bir yere doğru ilerledi.

''Çok mu belli ettim?''

''Evet ama herkes birine baktığı için kimse bu durumu umursamıyor.''

''O kadın Bahtınur Yıldırmaz. Bu vakfı kuran kişi aynı zamanda. Kendisi çok nazik, hoşgörülü ve zeki bir kadın. O kadına bakınca bazen senin geliceğini görüyorum Arzu.''

''Şov yapıyor olabilir.''

Kadın benden bir kaç yaş büyük bir erkeğin yanına gitti. Bayağı yakışıklı ve karizmatik bir erkekti.

''O yanına gittiği kişi kim?''

''Oğlu Cesur Yıldırmaz.''

Bir sonraki bölüm de olucaklar...

''Neden inmiyoruz?''

''Gelince bize haber vericekler.''

''Burda böyle bekliyecekmiyiz?''

''Arzu yine çok soru sormaya başladın.''

Gözlerimi devirmemek elde değildi...

Bölüm sonu.
☕☕☕☕☕

ARZUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin