Duygusuz Bir Canavar

311 12 0
                                    

Bu kitapta +18 içerik bulunur. Rahatsız olan lütfen okumasın💮

Gördüğüm rüyayla yerimden sıçrayarak uyandım. Batuhan'ı görmüştüm. Duvara zincirlerle asılmış, bana bağırıyordu. Ne dediğini hatırlamıyorum ama korkunçtu.

Uyandığım yeri görünce kısa süreli bir şaşkınlık yaşadım. Salonda, koltukta yatıyordum. Üzerimde battaniye vardı Baran örtmüş olmalı. Ayağa kalkıp evi gezdim ama Baran yoktu. Gitmişti.

Telefonumdan onu aradım. Bir süre çaldı ama açmadı. Tam kapatacakken sesini duydum.

''Uyanmışsın.''

Telefonu kulağıma geri götürdüm.

''Nerdesin?''

''Sana bahsettiğim, bana borçlu olan kişinin mekanı nı buldum. Onun yanına gidiyorum. Çok olmadı çıkalı.''

''Bende geleceğim. Nereye gidiyorsun?''

''İki dakika bile olmuyo çıkalı. Geliyorum seni almaya.''

Telefonu kapatıp odama çıktım. Gri bir pantolon, beyaz badi ve kahverengi yün hırka mı giydim. Ayakkabı olarak siyah postalları giydim. Saçımı dağınık bir topuz yaptım.

Aşağı inip evden çıktım. Baran beni arabada bekliyordu. Araca biner binmez sürmeye başladı.

Emniyet kemerimi takarken ona kısa bir bakış attım. Gri eşofman, siyah atlet badi ve gri bir hırka vardı üstünde. Siyah spor ayakkabıları fazla hoşuma gitmişti.

''Bu borçlu olan kişi kim?''

''Gidince görürsün.''

''Ben şimdi öğrenmek istiyorum.''

''Bir ipucu vereyim, yakından tanıdığın biri.''

Ne saçmalıyordu bu? Yakından tanıdığım herkesi düşündüm ama hiçbirinin kumarla işi olmazdı. 10 dakikalık bir yolculuğun ardından, bir kahvehaneye gelmiştik.

Hızlı adımlarla içeri girdim. Herif sandalyede oturuyordu. Elleri ve ayakları bağlıydı. Arkası dönük olduğu için kim olduğunu görememiştim. Önündeki sandalyede oturan Baran'nın en yakın arkadaşı Ümit'i ve şoförü Musa'yı görmüştüm.

Baran adamın yanına doğru ilerleyince, Musa ellerini önünde birleştirdi. Baran hırkasını çıkarıp herhangi bir masaya attı. Musa bakışlarını Baran'dan ayırmıyordu. Ümit sırtını sandalye yasladı ve konuştu.

''Hoşgeldin kardeşim.''

Baran, Ümit'i umursamadan, adamın tam karşısında durdu. Bir bana bir adama bakıyordu. Kimdi lan bu? Baran tepkimi merak ediyor olacak ki bana tereddütlü bakıyordu. Adamın sandalyesini çevirdi.

Cem. Orospu çocuğu!

''Ulan ibne, ulan ibne!''

Hızlı adımlarla ilerleyip yüzüne yumruk attım, durmadım. Dudağı patladı yine de durmadım. Bu sefer burnuna vurdum ve acılar içinde bağırdı.

''Nasıl yaptın lan bana?! Nasıl?! Ulan ailenidemi düşünmedin?! Ben seni şimdi sağ bırakırmıyım?!''

Penisinin üstüne dizimi basıp tüm ağırlığımı verdim. Sesi tüm kahvehaneyi doldurmuştu. Musa'ya elimi uzattım.

''Silahını ver!''

Bakışlarım Cem'dey di ama eminim ki Musa, sorar gibi Baran'a bakıyordu. Dizi mi daha çok bastırıp Cem'in daha çok bağırmasını sağladım.

''Silahını ver lan!''

Birkaç saniye sonra silahı elimde hissettim. Silahı hazırlayıp hiç düşünmeden, sağ elinin üstüne sıktım.

ARZUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin