Bu kitap +18 içerik bulundurur. Rahatsız olan lütfen okumasın.💮
Ne yaptığımızı bilmemek bizi kötü birimi yapar? Her hareketimize bir anlam yüklemek zorunda olmadığımıza inanırım ben.
İnsan merak eden bir varlık. Merak bizi kötü yollara sokabilir. Peki o merak ya bizi mutlu edecekse? Peki ya heyecan. Heyecan aslında korkunun iyi haliyse? Size bir soru sorduklarında aklınıza ''Ne dersem onu tatmin eder?'' gibi bir soru geliyor mu?
İlla konuşmak zorunda değilsiniz. Yeri geldiğinde susmak en iyi cevaptır.
Yarım saattir sürekli Baran'nın yanına bir sürü iş adamı geliyor ve benimle tanışmaya çalışıyorlardı.
Herkesin aklındaki ana soru ''Baran ve yanındaki kızın arasında ne var?'' Dediğim gibi, sima olarak değil ama isim olarak fazla tanıdık biriyim. Bu yüzden insanların sorusuna ya nazikçe gülümsüyor ya da kısa cevaplar veriyorum. Çünkü hepsinin derdi dedikodu. Herkes kendi masasına geçtikten sonra nihayet Baran ile başbaşa kalmıştık.
''Ne çok hayranın varmış.''
''Bir çoğu dostum, bir çoğuda belli etmemeye çalışsalarda benim kuyumu kazmaya çalışan insanlar.''
''Yani açığını arıyorlar.''
''Öyle diyebiliriz.''
Garson masamıza gelip bana bir kadeh şarap uzaktı. Tam alacakken Baran elimi tuttu ve ''Diğeri.'' dedi. Anlamaz gözlerle ona bakıyordum.
Baran kaşlarını çatmış tüm odağı ile garson çocuğa bakıyordu. Garson başını sallayıp titreyen eliyle diğer kadehi masaya koydu ve uzaklaştı.
''Neydi bu şimdi?''
''Gitmem gerekiyor. Konuşma yapıp geliceğim.''
Ayağa kalkıp, dik duruşuyla ilerlemeye başladı. Gözlerim onu takip etmeyi bırakmıyordu. Başka bir masada duran, üç kızla aynı anda sohbet eden bir adamın yanına gitti.
Baran kulağına bir şey söylerken, adam bir anda ciddileşti. Adam ondan uzaklaşıp bir soru sordu ve Baran cevap olarak işaret parmağını kaldırdı ve bir şey söyledi.Omzuna iki kez vurup, sahneye ilerledi. Adam ise kadınlardan müsade isteyip merdivenlere ilerledi.
''Hanımlar ve Beyler... Hepiniz açılışa hoşgeldiniz.''
Salonda alkış tufanı koptu. Bende onlara eşlik ettim.
''Yaklaşık 3 yıldır bu projenin üstünde çalışıyordum. Normalde 3 ay önce bitmişti ama biliyorsunuz ki ben her eserime anlamlı bir isim koyarım. 3 ay boyunca beklememinde sebebi buydu. Envie Otelimin açılışına geldiğiniz için hepinize teşekkür ederim!''
Baran'nın arkasındaki siyah perde bir anda yere düştü ve kırmızı renkte olan ENVİE yazısı ortaya çıktı. Salonda alkışlar ve ışıklar boy gösterdi.
Envie... Acaba ne demekti? Baran sahneden inince kulakları piyano sesi doldurdu. Bana doğru yaklaşırken gözlerimi ondan alamıyordum. Kalbim fazla hızlı atıyordu.
Elini bana uzatıp, gamzesini çok az ortaya çıkmasını sağlayan gülümsemesi ile konuştu.
''Hanımefendi, bu dansı bana lütfeder misiniz?''
''Seve seve Beyfendi.''
Salondaki bütün gözler bizi izliyor ve bütün ağızlar bizim hakkımızda fısıldıyordu.
Elini tutup, sahnenin tam ortasına geçtiğimizde ellerim ensesinde, onun elleri belimde idi. Gözlerim istemeden dudaklarına kayıyordu. Yanlış anlaşılma olmaması için kafamı sol tarafa çevirdim. Baran beklemediğim bir harekette bulundu. Bir elini enseme koyup, omzuna kafamı yaslamamı sağladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARZUM
RomanceArzu Sarıca yakın bir zamanda dedesi Arda Sarıca'yı kaybetmişti. Acısını pek dışarı yansıtmayan Arzu, her zamanki gibi bu durumu da içine atmıştı. Ve sonra karşısına üniversite zamanında sevdiği adam, Cesur çıktı. Cesur sadece eskiden sevdiği kişi d...