Soluk

227 9 0
                                    

Bu kitapta +18 içerik bulunur. Rahatsız olan lütfen okumsın 💮

''Sen bu adamın üstünü aramamış mıydın Bekir?''

Başını yere eğdi. Diğerlerinde de bir şey vardı ama susuyorlardı. Ayağa kalkıp masanın önüne kalçamı yasladım.

''Siz niye bu kadar sessizsiniz?''

''Efendim, Murat bu sabah bir şey gördü ama söylemeye çekiniyor.''

Ömer'in tam önünde durdum. Ortağını satmak da neydi? Ne olursa olsun bir insan, dostuna asla ihanet etmemeliydi.

Bunu kimsesiz olan senmi diyor?

Bir kapa çeneni.

''Bir daha ortağını satarsan, ben de seni satarım. Anlatabiliyorum değil mi?''

''Evet Efendim.''

''Şimdi söyle, Murat bu sabah ne gördü?''

Arkadaşına ihanet ettiğine göre gerçekten kızacağım ve sinirleneceğim bir şey olmalıydı. Madem bir şeyler dönüyordu o zaman bunun Murat Bey söyleyecekti.

''Evin dışındaki çöp kutusunda Cem'in cesedini buldu.''

Sana bunu yapmamanı söylemiştim Baran. Onun cezasının ben vermeliydim. Telefonumdan Baran'ı aradım ama ulaşamıyorum.

Giderken bana bir hediye bırakmıştı ve hiç hoşuma gitmemişti.

''Pekala, unutalım bunu. Sizi buraya toplamamın bir sebebi var. Cesur Yıldırmaz'ı kaçırıyoruz. Bu sefer ben de sizinle olacağım.''

Osmanoğlu ondan madem yardım almamı istiyordu o zaman alacaktım. Eğer o olmazsa, planda olmazdı. Tabletimi onlara uzattım ve planı anlatmaya başladım.

Hepsi tüm dikkatleriyle aynı bir asker gibi dinliyorlardı. Bekir'in bu planı sevmediğini, kaşlarını çatması ile anladım.

''Sorun ne Bekir?''

Soruma ilk başta şaşırmıştı, hemen ardından boğazında sanki bir gıcık varmış gibi öksürdü.

Diğerlerininde bakışları ondaydı. Daha o bir şey demeden, diyeceği şeyi az çok anlamıştım.

''Kemal Osmanoğlu'na güvenmek doğru mu? Yani o adam sorunlu biri ve Cesur'un iş ortağı.''

''Ona güvenme konusunda hiç bu kadar emin olmamıştım.''

Planı anlattıktan sonra hepsi odadan çıktı. Tekrar Baran'ı aradım ama ulaşılmıyordu. Siktiğimin herifi! Başım felaket ağrıyordu. Bünyem daha fazla dayanamamış ve çalışma odamdaki, üçlü koltukta uyuya kalmıştım.

23 Yıl Önce...

''Doğru mu yazdım anne?''

''Aferin benim kızıma. Şimdi Sarıca yazacaksın.''

Annem bana yazmayı öğretiyordu. Yazmayı tamamen öğrendikten sonra bana matematiği öğretecekti. Babamı salona girerken görünce, kalemi atıp ona sımsıkı sarıldım.

''Hoşgeldin baba.''

''Hoşbuldum güzel kızım.''

Annem ayağa kalkıp bir iki adım geriye gitti. Annem ve babam birbirlerini çok seviyorlardı. İleride babam gibi bir adamla evlenecektim.

Masaya dönüp kağıdımı babama gösterdim.

''Bak, annem yazmayı öğretti bana.''

''Aferin ona, Yeliz'le buluşmaktan başka bir şey yapabiliyor demek ki.''

ARZUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin