Sonbahar Kokusu

919 35 0
                                    

Bu kitap +18 içerik bulundurur. Rahatsız olan lütfen okumasın. 🌃

Saat 17.02

Yaklaşık dört saattir çalışıyordum, ara vermem gerektiğini yeni fark etmiştim. Bugün hava biraz daha iyiydi. Bu yüzden beyaz, askılı, dekolteli ve çok az karnı açık bir bluz, altına beyaz, yüksek bel, kumaş bir pantolon giymiştim. Ayakkabı olarak siyah Stiletto, ''A'' harfi olan bir kolye ve Gümüş kelepçe bileklik takmıştım. Rahat olmak için saçımı topuz yapmıştım ve sade bir makyaj tercih etmiştim.

İyi ki Hastaneye gelmeden önce eve uğramıştım. Beni Cesur bırakmıştı. Bugün kahvaltıda yumurtayı yakmış ve ben de bal kasesini kırmıştım.

En sonunda dışarıdan yemeye karar vermiştik. Karşı pastaneye gidip çikolatalı açma istemiştim. Keşke bu pastane bizim hastaneye bağlı olsaydı, iyi gelir yapardık.

Afiyetle poğaça mı yerken karşındaki sandalye çekildi ve Batuhan'ı görmem bir oldu.

''Afiyet olsun.''

''Teşekkürler. Sen de bir şeyler söyle.''

Ağzım doluyken konuşmama gülmüştü. Bazen böyle hareketlerim istemeden oluyordu. Batuhan kıymalı, bir buçuk porsiyon börek istemişti.

''İşler nasıl?''

''Şuanlık iyi. Ama şu yeni gelen Doktor İrem Hanım, onun hakkında şikayet geldi. Bir hasta yakınına bağırmış.''

'' Evet, ben de olayın yaknındaydım. 5 erkek, içlerinden biri bacağından vurulmuş, ''kadın doktor istemiyoruz'' deyince olay çıktı. Zar zor ikna ettik adamları.''

Batuhan'ın siparişi gelince susmuştuk. Telefonum çalınca ilgimi oraya verdim. Muhasebeden arıyorlardı.

''Gitmem lazım.''

''Ben öderim. Sen işine bak.''

''Teşekkür ederim Batuhan.''

Kalktım ve hızlı adımlarla hastaneye ilerledim. 21.40 gibi anca işim bitmişti. Ceketimi giyerken telefonuma mesaj geldi.

''Seni bekliyorum.''

Mesaj Cesur'dan dı. Gülümsememi gizleme gereği duymadım. Hızlı adımlarla ilerledim. Cesur arabaya yaslanmış, sigarasını içiyordu. Beni görünce yere atıp ezmişti. Özlem dolu adımlarla ilerledim ve ona sımsıkı sarıldım. Burnunu saç diplerime yasladı. İçine derin bir nefes çekti. Boynuna bir öpücük bırakıp geri çekildim.

''Günün nasıldı?''

''İşe gittiğimden beri sıkıcı ama öncesi ve sonrası harika.''

''Annen aradı yemek için. Ona ilişkimizi söyliyecekmiyiz?''

''Ben söylemekten yanayım. Sen ne diyorsun?''

''Bilmiyorum. Daha çok yeniyiz. Senin duygularını tam olarak bilmiyorum.''

Sıkıntı ile bir nefes verdi. Bir elini ensesine koyup arkasını döndü. Bense sadece onu izliyordum. Bence yanlış bir şey dememiştim. Dürüst olmam gerekiyordu ve oldum.

''Mâdem bilmiyorsun söylemiyelim.''

Bir şey dememi beklemeden araca bindi. Derin bir nefes verip ben de bindim. kemerimi takar takmaz arabayı çalıştırıp gaza bastı.

Bir ona, bir yola bakıyordum. Konuşmak istiyordum ama konuşamıyordum. Normalden biraz daha hızlı sürüyordu.

''Cesur, neye bu kadar sinirlendin?'' Cevap vermedi. Öylece yola bakıyordu. Çenesini sıkmaya başlamıştı. Bana kırgın ve sinirliydi. ''Sana soru sordum.''

''Sinirli falan değilim Arzu.''

Ses tonunu gerçekten korkunçtu. Hiç bir mimiği oynamıyordu. Sadece çenesini sıkıyordu. Acaba hiç mi dişi kırılmıştı? Ay! Ne diyorum ben?!

''Ne bu hallerin o zaman?''

'' Sence neden? Bana inanmıyorsun, güvenmiyorsun. Neden yatağıma girdin? Daha ne diyebilirim ki?''

'' Ne saçmalıyorsun sen, Ben sana ne zaman inanmıyorum ya da güvenmiyorum dedim?''

'' Seni evime götürdüm! Daha önce ailem ve arkadaşım hariç kimseyi oraya sokmadım! Sana işi mi söyledim! Güvendim! Seninle zevk için birlikte olmadım, sana değer verdiğim için birlikte oldum! Bedenimle değil, ruhumla seviştim! Bunu sen de biliyorsun! Hissettin!''

''Ben seni seviyorum Cesur!''

Arabayı kenara çekti. Derin nefesler alıp, veriyordu. Çok yorgun görünüyordu.

''Sence ben seni sevmiyormuyum?''

Diyecek bir şey bulamamıştım. Boğazımda bir yumru hissediyordum. Gözlerimi onun gözlerinden çekemiyorum. Daha önce hiç bana ''seni seviyorum'' dememişti.

''Diğer herkesten farklısın sen. Ben uzun zaman sonra ilk defa biriyle bir bütün olmak istedim. Ruhuna dokunmak istedim ama becerememişsin.''

Tam bir şey diyecek gibi oluyordum ama diyemiyorum. Cesur önüne dönüp arabayı çalıştırdı ve normal hızla sürmeye başladı.

Ben böyle olacağını düşünmemiştim. Aptal Arzu! Dün gece bana sanki kırılacak bir eşyaymışım gibi davranmıştı. Ve ben bunu anlamadım. Yaklaşık 10 dakika sonra dedemin ve Bahtınur'un evine gelmiştik.

Ben tam kapıya uzanıyorum ki Cesur hızlıca indi ve beni beklemeden eve ilerledi.

Yüzümü bile görmek istemiyordu. Bana çok kırgındı. Araçtan inip yavaş adımlarla eve ilerledim. Kapıda hizmetlerden biri bekliyordu.

''Hoşgeldiniz Arzu Hanım.''

Kafamı olumlu anlamda sallayıp salona girdim. Bahtınur hizmetlilere yardım ediyordu.

''Hoşgeldin Arzucum. ''

''Hoşbuldum Bahtınur.''

Bana sımsıkı sarıldı. Birkaç saniye sonra geri çekildi. Ona gülümsememi sundum.

''Cesur duş almaya çıktı. İstersen sende üstünü değiştir.''

''Yardım edilecek bir şey varmı?''

''Hayır, her şey hazır. Yinede sağol.''

''Tamam o zaman. 10 dakikaya geliyorum.''

Merdivenlerden çıkıp odamın olduğu kata geldim. Cesur'un odasından ses gelmiyordu. Acaba ne yapıyordu? Tam odaya girecekken vazgeçtim.

Biraz yalnız kalsa iyi olur yoksa yine kavga ederdik. Odama geçip bluzumu ve pantolonumu çıkarıp yatağa uzandım. Çok yorgun olduğumda ilk yaptığım şey genelde bu olurdu.

Bir sonraki bölüm de olucaklar...
Benini duymazdan geldi. Arabayı sürmeye başlayınca kemerimi takmaya çalıştım.

''Bir kere de soruma cevap ver.''

''İki adamım yaralandı. Biri bacağından diğeri karın boşluğundan. Karnından yaralanan ile başka bir arkadaşım ilgileniyor. Durumu biraz ağır. Bacağından yararlanan ise çok kan kaybediyor. Diğerinin durumu ağır olduğu için arkadaşım onunla ilgilenemedi. Lütfen ona yardım et.''

Bölüm sonu...
🤍🤍🤍🤍🤍

ARZUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin