5 | Ayrılık |

1.8K 107 73
                                    

Masada olan tek ses çatal bıçak sesleri iken sıkıntıyla ofladım.

Sessiz yerlerden nefret ediyordum.

''Hey, Regi! Akşam geliyorsun değil mi?"

Yanımdaki sandalyeye oturmuş, fısıldayarak bana seslenen Klaus'a döndüm.

"Evet geliyorum. Ama önce Allison'u ikna etmeliyim. Sen Dokuz'da odama gel. Tamam mı?"

"Tamam. Ben'i de getiriyorum. Hep beraber gideriz."

Onayladım. Hızlıca yemeğimi yerken masanın boş yerine baktım. Baba bu akşam yemeğe gelmemişti.

Five tekrar bana baktı. Ona bakmadım bile. Öğlen dedikleri hâlâ aklımdaydı ve açıkça kırılmıştım.

Aniden kaçan iştahım ile sandalyeyi gürültüyle ittim. Bakışlar beni bulurken onlara gülümsedim.

"Allison, yemekten sonra yanıma gelir misin? Bir şey konuşmak istiyorum."

Allison beni onaylarken hızla merdivenleri çıkıp odama girdim. Masama oturup rastgele bir defter çıkardım.

Deftere aniden çizmek istediğim saçma şekilleri çizerken kapı tıklandı.

"Girebilir miyim?"

"Gel Vanya."

Kapı yavaşça açıldı. Vanya içeri göz atıp girdi. Sandalye alıp yanıma otururken onu izledim.

"Regina, ben birşey duydum. Seninle konuşmaya geldim."

Benim cevaplamama izin vermeden devam etti.

"Ben, görevlere sizinle gelmiyorum diye, Baba bana size yaptıklarını yapmıyor diye beni dışlamıyorsun değil mi?''

Kaşlarım çatıldı. Bu ne saçma bir soruydu böyle?

"Ne demek dışlamak? Seni kim-"

Sustum. İçimden tüm kardeşlerime lanet okudum.

"Tabi ki hayır Vanya. Aklındaki düşünceyi at tamam mı? Bir daha böyle birşey düşünme. Kimse seni dışlamıyor."

Dediğime inanmamıştı. Ama böyle saçma bir konu için kendini üzecekti ve Vanya benim kardeşlerim arasından en iyi anlaştığım kişiyken onun üzülmesini istemiyordum.

"Bana bak, seni kimse dışlamıyor, eğer böyle bir şey düşünüyorsan saçmalıyorsun demektir. Kendine gel, sen Vanya Hargreeves'sin. Sen benim kardeşimsin, kimse seni dışlayamaz, anladın mı?"

"Gerçekten, beni seviyor musun?"

"Seviyorum... Seni sevdiğimi nasıl açıklarım ama, öz kardeşimi bu kadar sevemezdim ben."

Gülümsedi, gülümsedim.

"Eğer bir daha böyle saçma bir konu için o keman notalarıyla dolu beynini yorarsan yemin ederim seni, seni, seni...-''

"Ee beni?"

Alayla konuşan Vanya'ya ne yapabileceğimi düşündüm.

"Hayır sana birşey de yapamam ki. Şu tatlı yüze kim ne yapabilir ki?"

Ellerimle yanaklarını tutup sıktım.

"Yaaa, yumuşacık..."

Yüzünü buruşturdu ve eliyle yanağındaki elimi itmeye çalıştı.

"Ya bırak yanağımı acıtıyorsun!"

Yanağını bırakıp dönen sandalyemde bir tur attım.

"Baksana Van-Van, bu akşam Klaus, Ben, Allison ve ben Bar'a gidiyoruz. Sen de gelsene?"

the power in me, five hargreeves.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin