Kahvemden minik bir yudum aldıktan sonra çatlamış boğazımı temizleyerek inandırıcı olduğunu düşündüğüm bir ses tonu ile konuştum.
"Saçmalama Five. Ben ölmek falan istemiyorum."
Five bana gülerek baktı. Benim odam kirlenmiş mi ne?Temizlesek iyi olacaktı.
Ben gamzelerine bakmamak için etrafa bakarken o alayla güldü. İnanmadığı açıktı.
"Tamam. İnandığımı varsayalım. O zaman neden bankada iken sorumu cevapsız bırakıp gözlerini kaçırdın?"
Sıkışmıştım. Bir şekilde kurtulmalıydım ama nasıl?
"Kahve için teşekkürler."
"Teşekkürünü bana gerçekleri anlatarak ödeyebilirsin."
"Bak, o an ölmeyi sadece bir an düşündüm, tamam mı? Sadece bir saniye falan. Bankadayken sana yalan söylemek istemediğimden düşündüğüm anı söylemedim. Yoksa, benden kurtuluşun yok Beş numara. Hiç sevineyim deme."
Konuşurken özellikle gözünün içine bakmıştım ki inansın. Ama o tepki vermedi, hatta donmuş gibiydi.
Elimi önünde sallayıp dikkatini çektim.
"Sen iyi misin? Bir anda daldın?"
"İyiyim. Sorun yok. Bu arada o bir saniye yalanına inanma-"
O konuşurken ben fazla merak etmiş ve uzun zamandır yapmadığım bir şey yapıp düşüncesini okumuştum.
"Tanrım. Gözleri... Ne zamandan beri bu kadar güzel?"
Fark etmemesi için hızla zihninden çıkarken bana birşeyler anlatan Five'a döndüm.
"-ama bu zaman yolculuğu yapamayacağım anlamına gelmiyor. Sence?"
Hiçbir şey dinleyemediğimden hangi ara zaman yolculuğu konusuna geldiğini anlayamamıştım.
"Evet. Bence de yapmalısın. Ne eğlenceli olur değil mi?"
"Evet. Aslında eğlenceli de olabilir."
Asıl düşündüğü şeyin ne olduğunu düşünürken kaşlarım çeşitli şekiller denedi. Ama benim onu dinlemediğimi anlamamasına sevinmiştim.
"Bence ilk aşama eğlence! Diğerleri sonraya kalabilir!"
Aşağıdan zil sesini duymamla gülümsedim.Sonunda.
Five elimdeki bitmiş kahveyi de aldı. İki kupa elindeyken son kez bana baktı.
"Yemekte görüşürüz. Ezik."
Ben göz devirirken o çoktan sıçramıştı. Hep Baba yüzünden güçlerimi kullanamıyordum, o yüzden bu çocuğun laflarını çekiyordum.
Sıkıntıyla oflayıp odadan çıktım. Çaprazımdaki odadan keman sesini duyunca bir kez daha ofladım.
Kapının girişinde durup kafamı içeri soktum.
"Hey, Van-Van. Yemek vakti!"
Vanya beni görünce kemanı yerine bırakıp yanıma geldi. Gözleri boynuma kayarken iri gözleri kocaman oldu.
"Ne oldu sana?!"
"Hey ,tamam, sakin. Sadece ufak bir sıyrık. Endişelenme Van-Van."
Yüzünü buruşturdu. Tanrım çok tatlı...
Eli boğazıma giderken yavaşça dokundu ama gülümsedi.
"Bu halde bile benimle uğraşıyorsun. Hem nasıl ufak bu. Az daha kafan kopacakmış. Ve son olarak, bana birdaha Van-Van deme."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
the power in me, five hargreeves.
Hayran Kurgu- Sekiz Numara olmak o kadar kolay değildi. Özellikle kontrol edemediği güçler, sırlar ve duygular varken. - #Diegohargreeves |🥇| 31.07.2022 #Vanyahargreeves |🥇| 24.07.2022 #Freya |🥇| 21.08.2022 #Regina |🥇| 21.08.2022 #Lutherhargreeves |🥈| 24.0...