61 | Regina Freya Hargreeves |

318 29 18
                                    

Umbrella Academy

Regina Freya Hargreeves

"Çekiştirmesene!"

"Sus."

Babanın masasına gelince gülümsedim ve Junior'un elini bıraktım.

"Merhaba, sen benim dedemmişsin galiba."

"Galiba değil."

Ayağa kalktı ve bir bana, bir de ona baktı. İkimizi bağdaştırmaya çalışıyor gibi bir hali vardı.

"Yaşınızı göstermiyorsunuz."

Bir an neden burada olduğumu sorguladım. Onun anne babası yok muydu? Burada durdukça yanlış anlaşılıyordum.

"Ah yok, hayır, ben... Annesi değilim. Halasıyım. Aynı zamanda teyzesi. O Diego ve Lila'nın kızı."

Elini uzatınca tuttum. "Reginald Hargreeves."

Tamam, böyle tanışmak biraz garipti, ama sonuçta o artık eski baba değildi. Gerçi, ben eski baba ile de iyi anlaşıyordum, orası ayrı.

"Regina Freya Hargreeves."

"Demek sen de çocuklarımdan birisin. Kaç numara?"

"Sekiz."

"Ne güzel. Peki siz küçük hanım, kaç yaşındasınız. Ayrıca bir gücünüz olmalı." Benim gücümü sormaması işime gelmişti. Bir de otuz güç sayıp üstüne bir de neden olmadıklarını açıklayamazdım.

"On iki yaşındayım. Ayrıca, gücüm yok. Yani, halamın verdiğini saymazsam."

Neden pot kırıyordu ki?

"Gücünüz yok mu?" Ama o buna takılmamış görünüyordu. Şimdi şaşkın bir ifade ile torununa bakıyordu.

"Evet. Yani, mantıklı değil mi? O gün doğan kişilerde güç var. Bu, nesilden nesile aktarılabilir mi? Sonuçta o güçler kendi bünyelerinde var, bir çeşit modifikasyon gibi."

Acaba gerçekten öyle mi olurdu? Yani, bir çocuğum olsa gücü olur muydu? Yoksa Junior'un dediği gibi bu güçler bize özel miydi?

"Halamın verdiği dedin. Halan güç transfer edebiliyor mu?"

Bu cümlesiyle nedensizci ondan rahatsız oldum. Tamam, güler yüzlü, nazik, kibar ve Junior için iyi bir dede olabilirdi ama kimseye güvenmemem gerekiyordu.

"Halamda daha neler var-"

"İyi o zaman, sonra görüşürüz. Biz gidelim." Baba'ya son kez gülümseyip Junior'un elinden tuttum ve Diego'nun yanına gittim. Diego ikimize anlamsız bakışlar atarken onu ileri ittim.

"Kızına sahip çık. Bazen annesi ben miyim yoksa Lila mı unutuyorum."

Onu boş sandalyeye oturturken bana gözlerini devirdi.

"İyi de, sen onunla Lila'dan çok ilgilendin."

"On iki yıldır annemle beraberim."

"Yani, burada, kıyamette."

"Evet işte. Sorun da bu. Ben neden her yerde bu velet ile uğraşıyorum? Biraz da sen ilgilen." Onları bırakıp konuşan Lila ve Lola'nın yanına gittim. Sandalye çekip ortalarına girerken doğruca Lila'ya baktım.

"Stan'in annesi kim?"

"Bir arkadaşım. Yani, son karşılaşmamızdan sonra ortalarda gezdim, sonra bir müzik grubuna girdim. Aklımda sadece Diego'nun nasıl bir baba olacağı vardı."

the power in me, five hargreeves.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin