Sonunda onlardan ayrıldım. Biraz daha dursaydım üst katta bizi izleyen Edward bakışlarıyla bizi öldürecekti. O da sebepsizce Klaus'u sevmemişti.
O an hiç beklemediğim birşey oldu ve kapı çaldı. Aniden kapıya baktım. Annem kapıyı açmaya giderken ben hızla yerimden kalkıp üst kata çıktım.
Ben henüz üst kata adımımı atmıştım ki kapının açılma sesi geldi ve Edward'ı hızla bir kolonun arkasına çektim.
Yanına da ben gizlendim. Biraz sonra aşağıdaki sesleri dinlemeye koyuldum.
"Aa Five! Sen mi geldin?"
Klaus'un neşeli sesiyle birlikte gözlerimi devirdim. Gerçekten, Five'ın onu tersleyeceğini unutmuş muydu acaba?
"Yok Klaus. Aslında şu an yoldayım."
Ağzımdan kaçan istemsiz bir gülüş ile aşağı kattan gördüğüm Klaus sesimi bastırmak istermiş gibi konuştu.
"Görüyorum, ama ne bileyim bedenin burda ama 45 yılını gelecekte unuttun ya,acaba aynısı mı oldu dedim."
Klaus'un saçmalamasıyla tekrar gülecektim ki Edward ağzımı kapattı. Ona bakarken bana hafifçe eğilip fısıldadı.
"Sessiz ol. Bizi duyacaklar."
Kafamla onaylayıp dikkatimi aşağıya verdim. Klaus koltuğa oturmuş elindeki sigarayı içiyordu. Ne konuştuklarını duyamamıştım ama Klaus hikayenin sonunu mantıklı birşeye bağlamış gibi duruyordu.
O sırada Five konuştu, ya da konuşacak gibi oldu.
"Vanya ve Diego ne- bekle, buraya kim geldi?"
Kaşlarımı çatıp kolonun arkasından aşağı bakmaya çalıştım. Kafamı biraz eğince Five'ın sırtı, Ben ve Allison görüş açıma girdi.
Allison kafanı uzatmış bir adet ben görünce saçını düzeltiyormuş gibi yapıp bana eliyle git sinyali verdi.
"Allison sen nereye bakıyorsun-"
Five sözünü bitirir bitirmez arkasını dönünce aniden belimden çekildim.
"Five dur-"
Allison'un sesiyle Five'ın buraya sıçrama yapacağını anladım ve elimle Edward'ın kolunu tutup görünmezlik gücümü kullandım.
Biz görünmez olduğumuz an Five buraya sıçramıştı. Biraz daha geç kalsaydım bizi görecekti ve bütün planlarım boşa gidecekti.
Bir kez daha duramamıştım.
Five kaşlarını çatarak kolona birkaç saniye baktı. Yavaş yavaş bize doğru yaklaşırken nefesimi tuttum. Elini uzatıp kolona dokunacaktı ki aşağıdan cam sesi geldi.
Five'ın dikkati dağıldı ve geri çekilip sıçrama yaptı. O gidince ben de Edward'ın kolunu bırakmadan aşağıya baktım.
"Ne oluy- Ne yaptınız siz?"
Bakınca benim Diego ile olduğum fotoğrafımın yere düştüğünü gördüm. Klaus yerinden kalkmıştı ve belli ki Five'ın dikkatini dağıtmak için fotoğrafı bilerek düşürmüştü.
"Bir anda elimden kaydı, kusura bakmayın. Neyse anneme söyleriz temizler."
Klaus açıklamasını yaparken Five camları umursamadan yerdeki fotoğrafa yaklaştı. Kaşlarımı çattım.
Ne yapıyordu bu? Kendine zarar verecekti.
Fotoğrafa eğilip çerçevesini ayırdı. Fotoğrafı alıp çerçeveyi bırakırken ayağa kalkıp hiçbirşey olmamış gibi konuştu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
the power in me, five hargreeves.
Fanfic- Sekiz Numara olmak o kadar kolay değildi. Özellikle kontrol edemediği güçler, sırlar ve duygular varken. - #Diegohargreeves |🥇| 31.07.2022 #Vanyahargreeves |🥇| 24.07.2022 #Freya |🥇| 21.08.2022 #Regina |🥇| 21.08.2022 #Lutherhargreeves |🥈| 24.0...