Kulağıma gelen sesler ile gözümü açtım. Uzandığım yerde doğruluğumda odamda olduğumu anladım.
"Allison sakin ol!"
"Ne demek sakin ol! Çocuk baya psikopat işte! Bunca zaman onun yanında kalıp kendini gizlemiş! Bir da gelmiş ona aşığım diyor ya!"
"Sessiz ol. Duyacak."
Bazı sesler daha geliyordu ama duyamamıştım. Yatağımdan kalkıp dışarı çıktım. Allison neye sinirlendiyse artık.
Merdivenleri inip salona ulaştım. Luther ayaktaki Allison'un yanındaydı, Klaus ayakta duruyordu. Ben tekli koltuğa oturmuştu, Five Edward'ın karşısına dikilmiş ona bakıyordu. Edward ise onları umursamıyor gibiydi.
Beni ilk fark eden Luther oldu.
"Regina? Sen neden kalktın? Dinlenmen gerekiyordu."
Onun ardından herkes bana döndü. Five kaşlarını çatıp üstüme baktı.
''Üstünü bile değişmemişsin. Üşüteceksin, yatağına geri dön.''
Onu umursamadan koltuğa oturdum.
"Bana bir şey olmaz."
Aslında üstümdeki ince kıyafetten dolayı hafi bir üşüme vardı. Ama bunu ona söylememe gerek yoktu.
Edward yanıma gelip oturdu.
"Ne oldu? Sen nerdeydin? Dışarı çıkıp sana baktım ve yoktun. Sonra bir bakıyorum, Regina hanım kim olduğu belli olmayan birinin kucağında kanlar içinde geliyor."
"Kes sesini. Benimle düzgün konuş.''
Five'ın kızgın sesiyle ona kısaca bakıp tekrar bana döndü.
"Evet. Bir cevap bekliyorum."
"Aslında, ben biraz hava almak için dışa-"
"Bekle. Sen neden ona hesap veriyorsun?"
Five'a döndüm. Bana şüpheyle bakıyordu. Bana doğru bir adım attı.
"Çünkü o benim ağabeyim. Ona hesap vermeyeceğim de kime vereceğim?"
Açıklamamdan sonra Klaus ve Ben iki saniyelik bir bakışmadan sonra kahkaha atmaya başlamışlardı.
Tabi ki ortada neler döndüğünü biliyordum. O kadar aptal değildim. Edward'ın bana birşeyler hissettiğini ve bu hislerin abi-kardeş ilişkisi çerçevesinde olmadığını.
Ama ona asla ümit vermemiş, sürekli abi-kardeş olduğumuzu vurgulamıştım. Ona karşı birşeyler hissetmiyordum ama yanımda olmasına ihtiyacım vardı. Bu ona acı çektirmek olabilirdi ama bana karşı hissettiği şeyleri böyle yok edebilirdim.
"Regina, o zaman sana aynı soyadı taşıyan bir ağabey olarak soruyorum. Neler oldu?"
"Olan şu: Ben gücümü kullanıp zamanıma geri döndüm. Hem de annemi ve kız kardeşimi bulmuşken. Ne için? Sizin için. Ama tabi ki beklediğimi bulamadım. Ailemiz dağılmış. Cenaze de olanları gördüm. Sonra şu -elimle Allison, Klaus ve Ben'i gösterdim- kişilerle konuştuk. Onlara neredeyse öleceğim bir fotoğraf gösterdim ve tepki alamadım. Beni unutmuş gibisiniz. Hepiniz. Ben de onlara bunu düşünmelerini söyleyip dışarı çıktım. Sonra Five ile karşılaştım."
Bana kaşlarını çatıp baktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
the power in me, five hargreeves.
Fanfiction- Sekiz Numara olmak o kadar kolay değildi. Özellikle kontrol edemediği güçler, sırlar ve duygular varken. - #Diegohargreeves |🥇| 31.07.2022 #Vanyahargreeves |🥇| 24.07.2022 #Freya |🥇| 21.08.2022 #Regina |🥇| 21.08.2022 #Lutherhargreeves |🥈| 24.0...