elimdeki bütün bölümleri yayınlayıp, yeni bölüm yazcam diye elimi ayağımı birbirine dolandırmadan rahat edemiyorum sanırım :'(
sadece iki günde 8 bölüm yayınlayan bir japon bırakıyorum buraya.öpüldünüz aşklarım.
keyifli okumalar ♡°
"Ege." Baş ucumdan gelen naif ses huzurun ta kendisi olmalıydı. Hafiçe gülümseyerek "Hım." diye mırıldandım fakat uykum o kadar ağır basıyordu ki. Gözlerimi açmak aklımın ucundan dahi geçmiyordu."Kalkmalısın." Şuan bu huzurlu uykumdan uyanacak ne olabilirdi allasen.
Kendimi tekrar uykuya teslim edeceğim sıra kolumda hissettiğim soğukluk bilincimin yavaş yavaş yerine gelmesini sağladı.
Gözlerimi sonunda araladığımda karşımda görmeyi beklediğim en son yüz duruyordu.
Kaan.Bu kez gözlerimi belerterek uzandığım yerden doğruldum.
"Ne işim var benim burada?" Gözlerim etrafta dolanırken yabancı bir evde olduğumu fark ettim.
Hatta yabancı bir evin yatak odasındaydım!
Ve hatta yabancı bir evin yatak odasının yatağındaydım!"Şşş, sakin ol." Kaan'ın yatıştırıcı sesi duraksamama sebep oldu. "Benim evimdesin. Dün gece arabada uyuya kalınca burası daha yakın diye buraya getirdim."
Ellerimle saçlarımı düzeltmeye çalışırken "Keşke uyandırsaydın." diye mırıldandım.
Sabah kalktığım da ne kadar çirkin oluyordum!Kaan bir şey söylemeden ayağa kalktı. "Seni aşağıda bekliyorum." Ben de oturur pozisyonda olduğum yataktan kalktım.
"Önce senin evine gideriz üzerini değiştirirsin. Sonra seni iş yerine ben bırakırım."
Onu kafamla onayladığımda odadan çıkarak kapıyı kapattı.Derin bir nefes alarak odanın içerisinde bulunan banyo olarak tahmin ettiğim kapıyı açtım.
Yanılmamıştım.
Hızlıca işlerimi hallederek elimi yüzümü yıkadıktan sonra görünüşüme çeki düzen vererek odadan çıktım.Üzerimden buram buram Kaan kokusu yükseliyordu ve bu durum beni fazlasıyla hoşnut etmişti.
Aşağı indiğim de geçtiğim yerleri incelemeden edememiştim. Annesi ile beraber yaşadığını düşünüyorken onun ayrı bir evde yaşıyor olması beni biraz şaşırtmıştı.
Üstelik evi kendisi dekor ettiyse epey zevkli bir insan olduğu aşikardı.Karşıma ilk çıkan kapı sonuna kadar açık olduğundan salon olduğunu görmek zor olmamıştı. Küçük adımlarla içeri girdiğim de Kaan orta sehpadan arabasının anahtarını, sigarasını ve cüzdanını alıyordu.
Bu görüntü istemsizce yutkunmama sebep olurken gözlerimi kaçırdım."Hazırsan çıkalım."
Pürüzlü bir sesle "Çıkalım." diye mırıldandım.
Ah bir de sabah borozan gibi çıkan sesim vardı!Arabaya yerleştiğimiz de Kaan elini arka cebine atarak telefonumu çıkardı ve bana uzattı.
Tamamen aklımdan çıkması gerçeği ile dudağımı ısırdım.
Ne kadar sorumsuzdum."Teşekkür ederim."
"Önemi yok." Telefonun ekranını açtığım da Çiçek'ten gelen 7 cevapsız aramayı görerek gözlerimi kocaman açtım.
Ardından gönderdiği mesaja tıkladım.Çiçek;
'Neredesin Ege?'
'Telefonlarımı açmıyorsun, seni merak ediyorum.'
'Ege evinde yoksun!'
'Biraz daha açmazsan polise gideceğim.'Onu bu kadar merakta bırakmanın getirdiği suçluluk duygusu ile omuzlarım düştü.
Bana bu denli değer veren tek insandı belki de. Ona bunları hissettirmeye hakkım yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RUH KAFESİ
General FictionO ruhu yaralı bir kadındı, adam onu aşktan merhemleriyle iyileştirdi. ° "Güzelliğin." diye fısıldadı kulağıma doğru. "Aklımı bulandırıyor." "Peki ya ellerimdeki kanlar?" diye sordum. "Mideni bulandırmıyor mu?" ° 12.03.22