21.bölüm

7.9K 446 89
                                    

oy vermeyi unutmayınnn,

keyifli okumalarrr

°
Gecenin karanlığını bi nebze olsun aydınlatan ateşi izliyordum.
İç içe geçmiş odunlardan kısık sesli çıtırtılar yükseliyor ve onun dışında bir ses gelmiyordu kulağıma.
Bunun huzur verici olduğunu düşündüm ta ki Kaan'ın hoş sesini duyana kadar.

"Dizlerime uzanabilirsin." Gözlerim şöminenin ateşinden uzaklaştı ve onun yanı başımdaki yüzünü buldu.
Gün geçtikçe çok daha kusursuz geliyor olması normal miydi?
Hiç düşünmedim yerimde kıpırdanarak dizlerine uzanırken.
Dizlerinde rahat bir konuma gelerek karşımdaki ateşi izlemeye devam ettim.
Kaan'ın parmaklarını saçlarımın üzerinde hissettiğim an boğazımın kuruduğunu hissettim.
Saçlarım en son ne zaman okşanmıştı?

Annemden sonra kim şefkatle dokunmuştu ki saçlarıma.
Gözlerim buğulu bir camın ardından görmeye başladı hissettiğim hisler yüzünden.
Parmakları saç diplerimden başlıyor ve aşağı doğru kayıp tekrar yukarı tırmanıyordu.
"Bana anlatmayacak mısın?"

"Neyi?" diye sorduğumda parmakları kısa bir süre hareketini durdurdu ve saçlarımda dolanmaya devam etti. "Yaşadıklarını, seni böyle savunmasız hissettiren o anları."

Zaten ne olursa olsun kaybetmeyecek miydim onu?
Ya anlattıklarımla ya da anlatamadıklarımla.
Önünde sonunda kopacaktık birbirimizden.
Beni yiyip bitiren o anları paylaşmak istiyordum. Biri beni bu karanlıktan çıkarsın ve o kişi de Kaan olsun istiyordum.

"Babam." diye başladım söze. Bana getirisi ne olurdu bilemem ama kendime acımadan devam ettim. "17 yaşındaydım bana dokunmaya kalktığında." Kaan'ın dizlerinin kasıldığını hissettim. "O gece bana karşı farklı bir yaklaşımı olduğunu anladığımda gitmek istedim. Ayrı bir eve çıkacağımı söyledim ama izin vermediler. Anlatamıyordum da anneme. Gidip senin kocan bana dokunmaya kalktı diyemiyordum." Gözümden akan yaş onun dizine düştüğünde uzandığım yerden kalkarak şömineye yüzümü, Kaan'a sırtımı döndüm.
Yüzünü görmezsem daha rahat anlatabilirdim.

"Bana ilk kez dokunmaya kalktığı gecenin üzerinden bir kaç hafta geçmişti. O gün arkadaşlarımla beraber mezuniyet için alışveriş yapmıştık ve ilk defa eve o kadar geç saatte gelmiştim." Soğuk bir gülümseme ile "Geç dediğimde bakma, saat sadece 12 falandı." dedim. Babam çok katı bir insandı. Onun kuralları vardı ve onlara uymak zorundaydık.

"Eve girdiğimde annem uyuyordu, babam ise salonda oturmuş beni bekliyordu. Onunla iletişime geçmeden odama gitmek istemiştim ama buna izin vermedi. Beni yanına çağırıp aynen şu cümleyi söyledi. 'Benim küçük kızım artık büyüdüğüne göre babasını memnun edebilir.'" Aynı cümleyi tekrar duyar gibi olduğumda midemin bulandığını hissettim. Kaan sessizliğine bürünmüş öylece beni dinlerken devam ettim. "O an ne olduğunu bile kavrayamadım. Üzerimde ki kıyafetleri parçalaması yalnızca üç dört dakikasını almıştı. Bağırmama bile izin vermedi biliyor musun?" Göz pınarlarımdan süzülen yaşlar yüzümde bir göl oluşturmuştu.

"Devam etmek zorunda değilsin." dediğinde ona aldırmadım.

"Parçaladığı tişörtümün bir parçasını ağzıma soktu ve ben kendi sesimde boğuldum. O bana zorla dokunmaktan çok daha ileriye gitti. Daha 17 yaşında babası tarafından tecavüze uğrayan bir kız oldum o gece. Annem geldi ardından. Beni kurtarmak istedi ama o şerefsiz buna da izin vermedi. Cebinden çıkardığı bıçağı defalarca kez anneme sapladı." Hıçkırığımı yutarak göz yaşlarımı sildim.

"Engel olmaya çalıştım, ağzımda ki bez parçasından ne ara kurtuldum bilmiyorum ama boğazım yırtılacak derecede bağırsam da kimse duymadı beni. Annemin cansız bedeni yere yığıldığında babam bir kaç saniye duraksadı ve ben o an bir şey yaptım."

"Onu öldürdün." diye tamamladı cümlemi.

"Öldürdüm." dedim. Ben o gece çocukluğumu alan adamı öldürdüm.
Bedenimi kullanarak kendisini tatmin eden adamı öldürdüm.
Gözlerimin önünde annemi defalarca kez bıçaklayarak öldüren adamı öldürdüm.

"Ben 17 yaşımda büyüdüm." diye fısıldadım. "Dünyanın lanet bir yer olduğunu 17 yaşımda anladım." Yutkunarak devam ettim. "O benim bir çok şeyimi elimden aldı ama ben devam ettim. Bedenime zorla dokundular diye başımı yere eğmedim." Yüzümü Kaan'a dönerek "Hem neden onlar değil de tecavüze uğrayan kadınlar başını yere eğiyor Kaan? Bu haksızlık değil mi?"

Göz göze geldiğimiz de karşılaşmayı beklediğim manzara Kaan'ın göz yaşları değildi. Az evvel sildiğim göz yaşlarım tekrar yanaklarımda yerlerini alırken Kaan elini uzatıp yanaklarımı sildi. "Sen başını eğmeyeceksin." dedi gözlerime bakarak. "Sen öyle bir dik duracaksın ki dik durduğunu düşünen herkes kendinden utanacak."

"Evet." diye fısıldadım. "Bunu ben istemedim ki."

Alnını anlıma yaslayarak "Bu senin suçun değil." dedi. Şimdi yaşlarla parlayan gözleri çok daha yakınımdaydı.

"İçinde bulunduğun onca pisliğe rağmen o kadar temizsin ki." dediğinde burukça gülümsedim.
Yüzünü hafifçe sağa eğerek "Güzelliğin." diye fısıldadı kulağıma doğru. "Aklımı bulandırıyor."

"Peki ya ellerimdeki kanlar?" diye sordum. "Mideni bulandırmıyor mu?"

Yüzünü tekrar yüz hizama getirdiğinde kaşları çatıktı. "Ellerinde kan yok, görmüyor musun çocukluğunu kucaklayan tertemiz ellerini?" Çenem titredi. Gözlerim buğulu görmeye başladı. "Sen çocukluğun için savaştığın bu savaşta galibiyeti alansın." Dudaklarımın üzerine kısa bir öpücük bıraktı ve devam etti. "Düştüğün yerden ayağa kalkıp devam etmek zor değil senin için."

Kafamı olumlu anlamda salladım. "Ben seni kaybedeceğimi düşünmüştüm."

"Ne için?"

"Birini öldürdüğüm için." dediğimde kafasını iki yana salladı. "O an kendini kurtarmak zorundaydın."
Evet öyleydim.
Ben onu öldürmeseydim o beni öldürecekti.

"Beni kaybetmeyeceksin." dediğinde içimde ki kasvetin bir nebze olsun dağıldığını hissettim. "Ama ben seni kaybedersem artık biliyorum ki yıkılmazsın."

"Nasıl?" diye sordum.

"Çok güçlüsün çünkü. Ne yaşarsan yaşa her şeyin üstesinden gelebilecek, düştüğünde tek başına ayağa kalkabilecek kadar güçlüsün."

Öyleydim, öyleydik.
Biz kadınlar her şeyin üstesinden gelebilecek kadar güçlüydük.

"Şimdi sil göz yaşlarını." diyerek ellerini kaldırdı ve yanaklarımdaki yaşları sildi. "Bundan sonra attığın her adımda, aldığın her nefeste yanındayım." dedi. "Yaşadıkların yüzünden değil, seninle yaşamak istediklerim yüzünden."

Gülümsemeye çalışarak "Benimle yaşamak istediklerin mi var?" diye sordum.

"Seninle yaşlanmak istediğim konular var."

Kalbim sıcacık bir hisse esir düştüğünde her savaşta galip gelsem de aşk savaşında mağlup olduğumu fark etmiştim.
Ona aşık olmuştum.

"Yaşlanırız o zaman." diyerek güldüm. "Beraber yaşar ve yaşlanırız da."

Gülümsemesi büyürken dudaklarını öptüm. Gülüşünden öpmek bu kadar huzur vermemeliydi.

°

bebeklerimm 🥺

şu satırlara dökmek istediğim bir çok duygu olsa bile karşılık bulabileceği kelimeler yok.
ama biliyorum ki kadın, hayvan ve çocuk istismarları için hepimizin hissettikleri aynı.

sizi seviyorum 🖤

RUH KAFESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin