12.bölüm

9.2K 375 36
                                    

oylarınızla destek olabilirsiniz ❤️
keyifli okumalar :)

°
Uyandığımda uzun zaman sonra ilk defa içimde ki huzurla açmıştım gözlerimi.
Dün Kaan ile geçirdiğimiz güzel günün ardından beni evime bırakmıştı ve akşam yemeğimi yemiş, güzel bir uyku çekmiştim.
Her ne kadar Tunç Abi dinlenmemi istesede bugün işe gidecektim. Yoksa evde düşünmekten kafayı bile yiyebilirdim.

Her zamankinin aksine istekle kalktım yataktan. Banyoya girerek kısa bir duş almamın ardından kısa saçlarımı kurutarak kremle buklelerini belirginleştirdim ve bornozuma sarılarak odama geçtim.
Dolabımın başında ne giyineceğime bakıyordum.
Sonunda karar kıldığım kıyafetleri çıkardım ve giyindim.
Krem rengi boğazlı bir kazak, altına siyah kumaş pantolon giyinmiştim.
Üzerime de siyah kabanımı attıktan sonra hazırdım.
Aynadan son kez kendimi kontrol ettikten sonra lavantalı spreyimden sıkarak çantamla beraber odadan çıktım.

Ayağıma siyah kısa botlarımı geçirdikten sonra evden çıkarak Bera Tatto'nun yolunu tuttum.
Apartmandan çıktığım ilk an gözlerim Han Veteriner Kliniği'ne kaymıştı. Fakat daha açılmadığını görerek yoluma devam ettim.
Sahil yolundan giderek temiz havayı içime çektim.
Yolun karşısında dikkatimi çeken fırın ile beraber adımlarım oraya yöneldi.
Saat daha 8.30 olduğu için kimse kahvaltılık almadan ben alabilirdim.
Her zamanki gidiş saatimden daha erken bir vakitte gidiyordum.
Adımlarımı hızlandırarak üşüyen bedenimi fırının neredeyse ten yakan sıcaklığına attım.

Beni karşılayan orta yaşlı adama isteklerimi sıralarken gözlerim fırından yeni çıktığı belli olan poğaçalardaydı.
Gerçekten iştah açıcı görünüyordu.
Böreklerin yanına onlardan da 5-6 tane istediğimde adam hızlı hareketlerle onları da koydu.

Aldığım paketin ücretini ödeyerek çıktığında soğukla tekrar buluşan bedenim artık bu duruma alışmış sayılırdı.
Bera Tatto'ya varmama az kala Çiçek ile son konuşmalarımızı anımsayarak omuzlarımı düşürdüm.
Onun bunca fedakarlığına rağmen haksızlık ediyordum.

Telefonumu çıkararak numarasının üzerine tıkladım ve kulağıma götürdüm. Eş zamanlı olarak adımlarım yavaşlamıştı.

"Efendim?"

"Nasılsın?" diye konuştum çekingen bir şekilde.

"İyiyim sen? Bir sorun yok değil mi?"

Burukça gülümsedim. "Hayır yok. Seni merak ettim sadece."

"Buna sevindim. Yani her şeyin yolunda olmasına." dedi rahatlamış bir ses tonu ile.
Böyle bilmesi daha iyi diye geçirdim içimden.

"Bende, ee derslerin nasıl geçiyor?"

"Güzel gidiyor. Tempolu."

"Çok yorulma." dedim yakın bir tavırla.

"Senin işin nasıl gidiyor?"

Bera Tatto'nun olduğu caddeye çıktım ve adımlarımı hızlandırdım. "Güzel gidiyor, oldukça rahatım."

"Süper, bir ara buluşalım mı? Seni özledim."

Ağlamamak için çenemi sıktım. Ona gerçekten uzak duruyordum ve bu istemeden oluyordu.
İkimizin de canını sıkan bu durumu ortadan kaldırmak istiyordum.

"Bende seni özledim. Şimdi kapatmalıyım, iş yerine geldim."

"Peki o halde, görüşürüz."

RUH KAFESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin