9.bölüm

9.3K 407 28
                                    

hey görllerim, biz geldik 💋

keyifli okumalar :)

°
Salondan içeri bir müşterinin girdiğini gördüğümde ayağa kalktım.
Utancımı atmak için bir süre bu ortamdan uzaklaşmam gerekiyordu.
Gelen adamın yanına ilerleyerek "Hoş geldiniz." dedim.
Adam boş koltuklardan birisine yerleşirken "Hoş buldum." diye karşılık verdi ve ben daha hiç bir şey söylemeden cebinden çıkardığı telefonunun ekranını bana doğru uzattı.

"Bu sıralar çok moda olan şey var bilir misiniz?" O anlatırken ben ekranda ki fotoğrafı inceliyordum.
Oğlu olduğunu tahmin ettiğim küçük çocuk karşımda ki adamın omuzlarına çıkmış ve ellerini yukarı kaldırmıştı.
Ne kadar naif bir fotoğraftı böyle?
Hiç tatmadığım bu baba çocuk duygusunu karşımda ki fotoğrafta apaçık gördüğümü hissettim.
Bu biraz acımasızcaydı.

"Beni duyuyor musunuz?" Karşımda ki adamın uyarıcı ses tonu ile dolan gözlerimi kırpıştırarak geri çekildim. "Çok özür dilerim, ben böyle bir fotoğraf görünce duygularıma hakim olamadım." Adam şaşkın gözüküyordu ama gülümsedi.

"Sorun değil."

"Lütfen devam edin." diyerek gözlerine baktım.

"Bu fotoğrafı silüet şeklinde istiyorum. Dirseğimin şu iç tarafına." Gösterdiği kısıma kısaca bakarak kafamı olumlu anlamda salladım.

"Telefonunuzu alabilir miyim? Kalıp çıkarmam gerekiyor da." Adam telefonunu uzatırken titrek ellerimle alarak sakinleşmeyi bekledim.
Derin bir nefes alarak fotoğrafın kalıbını çıkarmaya başladığım da baş ucumda bir karartı hissettim, ardından tanıdık koku ile derin bir nefes aldım.

"Sen iyi misin?"

Gözlerimi kaçırarak "İyiyim." diye mırıldandığım da bir şey söylemeden başımda dikilmeye devam etti. Bense zar zor da olsa kalıbı çıkararak eğildiğim masadan doğruldum.
"Kliniğe gitmem gerekiyor." Kaan'ın sözleri ile gözlerim tekrar ona çevrildi. "Çıkışta seni almaya geleceğim." Zaten bildiğim bir şeyi tekrar söylemesinin üzerinde durmayarak gülümsedim.
Bana haber veriyor oluşu hoşuma gitmişti.

"Tamam, dikkatli ol." Ağzımdan istemsizce çıkan sözlerle duraksadığını hissettim.
Kısa bir sürede kendisini toparlayarak "Sende." dedi ve kendinden emin adımlarla salondan çıkarak gözden kayboldu.

Ben tekrar karşımda ki adama döndüğüm de gülümseyen bir yüzle bizi izlediğini fark ettim.
Göz göze geldiğimiz an yüzünde ki ifadeyi düzelterek "Kusura bakmayın." dedi. "Bir an eşimle flört dönemimizi hatırlattınız da bana." Sözleri kalp ritmimin hızlanmasına sebep olurken gülümsemeye çalıştım.
Dışarıdan öyle mi görünüyorduk?

Bunları düşünmemeye çalışarak dövmeyi yapmaya koyuldum.
Neredeyse bir saati devirdiğim de işim bitmişti.
Geri çekilerek yaptığım eseri beğeni ile süzdüm.
Şuan için açık yara olan dövmenin üzerini güzelce kapattıktan sonra elimde ki eldivenleri çıkarıp çöpe attım.

"Ellerinize sağlık, gerçekten muhteşem oldu." Adamın beğenmesi beni mutlu ederken "Rica ederim." diye mırıldanmakla yetindim. Ardından tamamen içimden gelerek "Çocuğunuzu benim yerime öpün." dedim.

Adamın gülen yüzü bir anda düşerken söylediğim şeyin yanlış olup olmadığını sorguluyordum.

"O geçtiğimiz yıl vefat etti."
Duyduğum cümlenin ağrılığı omuzlarıma bindiğin de yutkunarak "Özür dilerim." diye mırıldandım.
Bu gün daha ne kadar kötü hissedebilirdim?
Hem kendim kötü hissetmekle kalmayıp başkasına da kötü hissettiriyordum.
Bu berbat bir histi!

RUH KAFESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin