günaydın bebeklerim,
çerezlik bir bölümle geldikk, oylarınızı bekliyorum 💋
keyifli okumalar :)°
Dövme salonundan içeri girdiğimde üşüyen bedenimi ısıtmak üzere kalorifere dayandım.
"Burna bak, minik kırmızı bir fındık." Burnumu iki parmağının arasına sıkıştıran Burak'a ters bir bakış attım."Rahat bırak kızı zırto." Sinan Abi elinde ki kahvaltı tabağını siyah sehpaya bıraktı. "Yoksa seni bununla deşerim." Doğrulurken bize doğru tuttuğu şey sapı kırmızı bir bıçaktı.
Hislerim boğazımı sıkı sıkıya kavramış gibi boğuldum.
Yutkunamadım.
Korkularım ruhumu zehirli bir sarmaşık gibi sarmaladı.
Titreyen ellerimle yaslandığım kalorifer peteğine tutundum.O kanlı geceyi anımsayan zihnime bir kez daha lanet okurken gözlerimi Sinan Abinin elindeki bıçaktan ayıramıyordum.
"Yapma." diye mırıldandım dehşete düşmüş bir ifade ile. Aklımda canlanan görüntü babama aitti. Yerde kanlar içinde yatan bedeni nefesimi kestiğinde telaşla doğrularak kazağımın yakasını çekiştirdim.
Nefes alamıyordum."Ege?" Burağın kolumu tuttuğunu hissetsem de gözlerim kapanıyordu. "Abla iyi misin?"
Sinan Abi hiddetle konuştu. "Dur oğlum sallama kızı. Ege beni duyuyor musun?" Beni sallıyor muydu?
Bilincim açıktı ama içinde ki görüntüler çok başkaydı.
Krize girmiş gibiydim.
Aklımdan çıkaramadığım görüntüler beni bitiriyordu.
Yanaklarımdan süzülen soğuk ıslaklığı hissettim.
Ağlıyor muydum?"Ne oluyor burada?" Tunç Abi'nin sesini ayırt ettim. "Ege?!" Birileri benim için telaşlanıyordu.
Bense olduğum yerde beni taşıyamayan dizlerimin üzerine çökmüş boğuluyordum. Nefes alamıyormuş gibi hissettiğimde iyice asıldım kazağımın yakasına. "N-nefes alamıyorum." dedim zorlukla.
Gözlerimi açmaya çalışıyordum ama gitmiyordu.
O görüntüler aklımdan çıkmıyordu."Açılsanıza amına koyayım." Tanıdık koku burnuma dolduğunda daha çok direndim. Nefes alabilmek istedim. Artık bedenime dokunan bu elleri de tanıyordum.
Kollarımdan tutarak beni ayağa kaldıran Kaan'a tutundun ve gözlerimi açtım."Su getirin." Az çok nefes alabildiğimi hissettim.
"Boğazıma bir yumru oturdu." dedim göz yaşlarımın arasından. "Nefes alamadım Kaan." Sert mizacını asla bozmadı ama gözlerinde biriken merhameti gördüm.
Belimde duran ellerinden bir tanesini kafama yaslayarak beni göğsüne bastırdı.
Kokusunu içime çektiğimde bir nebze olsun rahatladığımı ve nefes alabildiğimi hissettim."Şş, sakin ol güzelim." Kısa ve hızlı nefesler alarak sakinleşmeye çalıştım. Kaan ara sıra kafamda duran elini hareket ettirerek saçlarımı okşuyor sakinleşmeme yardımcı oluyordu.
"İyisin." diye fısıldadı kulağıma doğru. Ve omuzlarımdan tutarak aramızda bir adımlık mesafe açtı. O sırada Kerem'in elindeki içi su dolu bardağı Kaan'a uzattığını gördüm.Kaan ise bardağı alıp bana vermek yerine kendisi dudaklarıma götürdü.
Aynı bu şekilde bana çilek yedirdiği anı anımsadığımda utançla bir yudum aldım sudan.
Farklı şeyler düşünerek zihnimi rahatlatmayı umuyordum.
Etrafımdaki kişilerin bakışları da cabasıydı.
Onların önünde bu şekilde Kaan'ın kolları arasında olmak beni geriyordu.
Suyun sadece yarısını içebildiğimde geri çekildim."İyiyim." diye mırıldandım mahcup bir şekilde. "Özür dilerim, telaşlandırdım sizi."
Hepsi bir ağızdan itiraz ederken "Bir kaç gün dinlenmeni istiyorum Ege, seni evine bırakayım." dedi Tunç Abi. Aslında buna gerek yoktu fakat itiraz etmek istemedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RUH KAFESİ
General FictionO ruhu yaralı bir kadındı, adam onu aşktan merhemleriyle iyileştirdi. ° "Güzelliğin." diye fısıldadı kulağıma doğru. "Aklımı bulandırıyor." "Peki ya ellerimdeki kanlar?" diye sordum. "Mideni bulandırmıyor mu?" ° 12.03.22