keyifli okumalar ♡
°
Adımlarımı biraz daha hızlandırarak dövmeciye ulaşmıştım. Geç kalmış olmanın verdiği rahatsızlık hissini üzerimden atmam lazımdı. Yoksa gün boyu tedirgin olacaktım.Derin bir nefes alarak içeriye girdiğim de vücudum sıcaklığa tepki olarak uyuşmaya başlamıştı.
Bedenime gevşemesi için biraz zaman tanıyarak Sude ile selamlaştıktan sonra salona girdim.Herkes buradaydı.
Çünkü ben birazcık geç kalmıştım...
Dün gece doğru dürüst uyuyamamış sabah ise uyanamamıştım."Günaydın Ege." Tunç Abi'nin sesini duyduğum da dudaklarımda mahçup bir gülümseme peyda oldu. "Günaydın Tunç Abi."
Kısa bir an vücudumu süzerek "Kötü bir şeyin yok ya?" diye sordu. "Solgun görünüyorsun." ah hayır, bu kadar belli olmamalıydı.
Gülümsemeye çalışarak "Gayet iyiyim, teşekkür ederim ilgin için." dedim. Dün mezarlıktan geldikten sonra gece uyuyamamıştım. Bu yüzden vücudumun solgun görünmesi normaldi.
"Bir şey olursa bana söylemekten çekinme." cümlesine karşılık gülümsemekle yetinmiştim.
O sırada konuşmaya dahil olan Burak dikkatleri dağıtmıştı."Günaydın dövmeci güzeli."
İstemsizce gülümseyerek "Günaydın." dedim. Bu çocuğun her hareketi beni gülümsetiyordu.
"Bir an hiç teşrif etmeyeceksin sandım biliyor musun?" Hemen arkasındaki sabahın köründe dövme yaptırmaya gelen müşterilerle ilgilenen Mert ve Sinan Abiye kısa bir bakış atarak sessizce devam etti. "Bir daha beni o yaratıklarla yanlız koma."Gülerek üzerimde ki montu çıkarıp askılığa asmaya gittiğim de peşimden geldiğini hissedebiliyordum.
"Daha düne kadar yoktum Burak. Nasıl baş ediyordun onlarla?""Ah Ege ah, bir bilsen bu güne kadar neler çektiğimi."
Gözlerimi kocaman açarak "Abartma istersen." diye ikazda bulundum. Mertte Sinan Abi'de gayet iyi insanlardı.
"Kerata dalga geçtiğini sanıyor işte ablası, kendi halinde bırak."
Burak ensesini Sinan Abi'den kurtararak kaşlarını çattı. "Aşk olsun Sinan Abi, kerata yerine koymasaydın bari."Mert gülerek yanımıza gelirken "O en azından ayakkabı giymemize yarıyor. Keşke en az onun kadar işlevin olsa." diye dalga geçti Burakla.
Dudaklarımı bir türlü kapatamazken siyah oturma grubunun üçlü koltuğuna oturdum. Son bir kaç gündür gerçekten güldüğümü hissediyordum.
Burak sinsi bir gülüş attığın da Mert'in ifadesi anında değişmişti. Gelecek olan bombanın farkındaydı galiba.
"En azından haftada elli beş kere reddedilmiyorum." Burak bombanın pimini çektiğin de Sinan Abi ve Tunç Abi kahkaha atmaya başlamıştı. Galiba bu olaya da biraz fransız kalmıştım.Mert sinirli bakışlarını Burak'a yönlendirerek "Seviyorum." diye tısladı. Bizlere garip bakışlar atarak "Reddedilmeyi yani." diye açıklama yaptığın da şaşkınlıkla sordum. "Nasıl?"
Yüzü eski halini alarak arkasına yaslandı. "Vallahi Ege Abla hafta da iki üç kere reddedilmezsem kendimi edisiz büdü, Leyla'sız Mecnun, kalemsiz silgi, Muslera'sız Galatasaray, ketçapsız mayon-"
"Yeter!" Tunç Abi'nin durdurması üzerine rahat bir soluk bırakmıştım. Sabaha kadar sayacak gibi duruyordu çünkü.
"Ooo Günaydın gençler ve Tunç." daha önce bir iki kere karşılaştığım Kerem içeri girdiğin de gözlerim istemsizce Kaan'ı aramıştı.
Buraya genellikle beraber gelirlerdi.
![](https://img.wattpad.com/cover/251545610-288-k42611.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RUH KAFESİ
Ficción GeneralO ruhu yaralı bir kadındı, adam onu aşktan merhemleriyle iyileştirdi. ° "Güzelliğin." diye fısıldadı kulağıma doğru. "Aklımı bulandırıyor." "Peki ya ellerimdeki kanlar?" diye sordum. "Mideni bulandırmıyor mu?" ° 12.03.22