keyifli okumalar bebeklerim
°
Kaan ile büyük çoğunluğu sessizlik eşliğinde geçen odun toplama maceramız eve gelişimizle sona ermişti.
Daha içeri girer girmez karın keskin soğuğunda hissizleşen bedenimin çözülmeye başladığını hissettim.
Mutfak ile salonun ortasında duran yemek masası hazırlanmış ve herkes etrafına kurulmuş bizi bekliyordu.Bu defa içeri girdiğimde montumu çıkarıp hemen kapının yanındaki askılığa astım. Atkımı, beremi ve eldivenlerimi de küçük sehpaya bıraktım ve "Burası lavabo mu?" diye sordum kapalı kapıyı işaret ederek.
Kaan hemen arkamdan gelen sesi ile yanıtladı sorumu "Evet." Onu başımla onaylayarak lavabodan içeri girdim.
Musluk oyma bir tahtanın içerisine kurulmuştu.
Her yerde olduğu gibi banyoda da ahşap görünüm hakimdi ve ortam acayip iyi görünüyordu.
Fazla oyalanmadan ellerimi yıkadım ve arkamdan kapattığım kapıyı araladım.
Kaan tam karşımda duruyordu.
Onunda ellerini yıkayacağını anlayarak geçmesi için yol verdim.
Diğerlerinin yanına masaya doğru giderken "Ege." diye seslendiğini duydum Kaan'ın.Arkamı dönerek yüzüne baktığımda omuz silkti ve "Hiç." dedi. Ben şaşkın şaşkın ona bakarken ellerini yıkayıp yanıma doğru geldi "Yemekler soğumasın."
Hala amacının ne olduğunu anlayamamış olsam bile peşinden yürüyerek yemek masasına oturdum."Kurda kuşa yem olmadan gelebildiniz sonunda." Gözlerimi Meriç'e doğrultarak "Issız ormanda değiliz." dediğimde ellerini havaya kaldırarak "Bende onu anlatmaya çalışıyorum." diye sitem etti.
Hala Peri Hanım'a tavırlı olmalıydı. "Ama senin yaşın küçükmüş." diye takıldım ona."Sadece 17 yaşındayım."
"Evet." dedi Kerem. "Tüm sorun bu, sadece 17 yaşındasın."
Önümde boş duran tabağa bir kaç şey koyarak yemeye başladığım sıra Tunç Abi "En güzel yaşındasın." dedi. "Ay evet ya." Gözler bu kez Çiçekteydi. "17 yaşım en güzel yaşımdı."
"Her şeyin farkına vardığımız yaş." diye mırıldandım.
Benimse her şeyimi toprağa gömdüğüm yaştı 17.
17 yaşında hayatın sillesini yemiş bir kadındım.
17 yaşında eskilerin tabiri ile kadın olmuştum.
17 yaşında bana bu dünyada cehennemi gösterenleri o cehennemde yakmıştım.Tüylerimin ürperdiğini hissettiğimde olası bir kriz anına karşın temkinli olmaya çalıştım.
Üzerinden altı yıl geçmesine rağmen içimden atamadığım anlar zihnimin duvarlarını tırmalıyor, paramparça ediyordu.
"Aşkı, arkadaşlığı, üzüntüyü, mutluluğu dibine kadar yaşadığımız yaş bence 17." Kafamı olumlu anlamda sallayarak onayladım Melih'i."17 yaşında büyüyor insan." dedim sadece. Meriç "Hadi ama, 17 yaşındayım ve ben ne arkadaşlık gördüm ne de aşk gördüm." diye yakındığında güldüm.
Yüzüme her zamanki gibi eğrelti bir maske yerleştirdiğimde mutlu görünüyor olmalıydım."Ay içimi baydınız, hadi yemeğinizi yiyin de gidin dışarıda kar oynayın biraz." Peri Hanım bir anne edası ile bizi resmen fırçalamıştı.
Tunç Abi sahte bir alınganlıkla "Kovmasaydın bari." dediğinde Peri Hanım ona sert bir bakış attı ve "Kovarım kovmam, sana ne?" dedi.
Bu çıkışını benim gibi kimse beklemiyor olmalıydı ki herkesin şaşkın bakışları Peri Hanım'ın üzerindeydi.
Peri Hanım bir anda büründüğü ciddiyetten sıyrıldı ve gülerek "Hadi ama." dedi. "Takılıyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RUH KAFESİ
General FictionO ruhu yaralı bir kadındı, adam onu aşktan merhemleriyle iyileştirdi. ° "Güzelliğin." diye fısıldadı kulağıma doğru. "Aklımı bulandırıyor." "Peki ya ellerimdeki kanlar?" diye sordum. "Mideni bulandırmıyor mu?" ° 12.03.22