7.bölüm

9.6K 392 31
                                    

dayanamadım ve aynı gün 7. bölümü paylaşıyorum 😶

keyifli okumalar

°
Araba bir süre sonra önce yavaşladı ve ardından durdu. Bunun üzerine geldiğimiz yere baktım. Fazla göz önünde olmayan küçük bir yerdi.
Kaan'ın peşinden bende inerek yanına gittim.
O önde ben arkasında içeri girdiğimizde oldukça sevimli bir yer ile karşılaşmayı beklemiyordum.
Her yer saksı çiçekleri ile rengarenk çevrilmiş ve küçük küçük masalarla dizayn edilmişti.

Bedenimle beraber içim de sıcacık olmuştu gördüğüm görüntü karşısında.
Kaan'ın yönlendirmesi ile cam kenarı bir masaya oturduğum da o oturmamış ve karşımızda ki tezgaha yürümüştü.
Arkasından onu izliyordum.

"Selamün aleyküm Veysel Abi." böylece geldiğimiz yerin sahibini tanıdığını anlamış olmuştum.
Kısa bir süre sonra tezgahın arkasında ki kapıdan epey yaşlı tonton bir adam çıktı.

"Oy Kaan'ım, hoş gelmişsin." Kaan yüzünde ki belli belirsiz bir gülümseme ile adamın sarılışına karşılık verdi.

Bu sırada gözleri beni fark eden adam aceleyle geri çekildi. "Oğlum bekle ben müşteriye bakayım," Adam bana doğru adımlarken "Hanım kızım kusura bakma beklettiysem." Dedi mahcup bir ifade ile. Ben ise adamın tavrı karşısında çekinerek gülümsedim.

"Veysel Ustam, hanım kız benimle birlikte." Kaan'ın ilk defa böyle bir ağzıla konuştuğuna şahit oluyordum ve bu beni şaşırtmıştı.

Veysel Usta şaşkınlıkla açtığı gözlerini ikimiz arasında gezdirdi. "Kusura bakmayasın, daha önce hiç bir kadınla gelmeyince ayrısınız sandım."
Duyduklarım nedensiz bir şekilde beni rahatlatmış ve iyi hissettirmişti.
"Sorun değil." diye konuştum. Sesim hala çatallıydı.

"Ee ne hazırlayalım size? Çok aç mısınız?"

Ben Kaan'a bakarken Kaan Veysel Ustaya baktı. "Sen bize her zaman ki soslu mantından getir." Gözlerini bana çevirerek "Mantı seviyorsun değil mi?" diye sorduğunda da sevmiyorsam bile seviyorum diyecektim neredeyse.
Ama çok şükür ki severdim.

"Seviyorum." Bir süre gözlerime baktı.

"Yanında da organik şeftali suyu." Mantı ve şeftali suyu ikilisi biraz garip gelse de Kaan'ın zevkine güveniyordum.

Veysel Usta Kaan'ı onaylayarak az evvel çıktığı kapıdan tekrar girerek gözden kayboldu.
Kaan ise yanıma adımlayarak karşımda ki tahta sandalyeye oturdu.

"Veysel Usta'nın hanımı çok maharetlidir."

"Uzun zamandır tanıyorsun galiba onları."

Gözlerini yanımızda ki camdan dışarı çevirdi ve gecenin karanlığını izledi. "Veysel Usta, babamın yakın arkadaşıdır. O sayede tanıştık."

İlk defa babasından bahsediyordu. Onunla ilgili bir şeyler öğrenmek beni mutlu ederken "Ne güzel." diye mırıldandım.
Ve o sırada ağzımdan çıkan soruya engel olamadım. "Baban nasıl biri?" Kendi babamdan yana hiç yüzüm gülmediği için kişiliği iyi olan babalar bana hep farklı ve imkansız gibi geliyordu. Sorduğum soru hislerimi açığa çıkarmasın diye çabalıyordum.

"Babam çok iyi biriydi." gözleri tekrar gözlerimi bulduğunda sorduğum sorunun pişmanlığını yaşıyordum.
Babası ölmüş olmalıydı. Bunu ona hatırlatmış olmanın hüznü ile "Özür dilerim." diye mırıldandım.

RUH KAFESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin