keyifli okumalar bebeklerim <3
*
Havaların iyiden iyiye sıcakladığını hissetmek bana huzuru getiriyordu.
Güne böyle bir hisle başlamanın verdiği mutlulukla gülümseyerek adımlarımı hızlandırdım.
Bir yandan üzerimde ki ince hırkayı çıkarıp çantamın kenarına asmıştım.Böylesi daha iyiydi.
Caddeye çıktığım an telefonumun zil sesini işittim ve çantamın fermuarını açtım. Arayan kişinin Gaye olduğunu görmek beni biraz şaşırtmıştı.
Önemli bir şey olmadıkça birbirimizi aramazdık. Çok bekletmeden aramayı yanıtladım ve "Efendim?" diyerek yaya geçidinden karşıya geçtim."Nasılsın Ege?"
"İyiyim, sen?"
Adımlarımı biraz daha hızlandırarak sahil yoluna girdim ve Gaye'nin sözlerine daha fazla dikkat kesildim.
"İyiyim bende, kusura bakma rahatsız ediyorum ama senden bir şey rica etmek için aramıştım."
"Dinliyorum?" dediğimde konuşmaya devam etti. "Haftaya bugün düğünüm var ve benim nikah şahidimin yurt dışına çıkması gerekiyor." söyleyeceği şeyi az çok tahmin ederek "Olurum." dedim. Söylediğim olumlu kelimenin ardından güldü ve "Sahi mi?" diye sordu.
Görmeyeceğini bile bile kafamı olumlu anlamda salladım. "Evet."
"Çok teşekkür ederim."
"Rica ederim, sen yeter ki mutlu ol." Onu seviyordum. Anlamadığım bir şekilde kanım çok ısınmıştı.
"İyi ki varsın." dediğinde gülümsedim ve "Sende iyi ki varsın." diye mırıldandım.
Bir süre havadan sudan muhabbet ettikten sonra vedalaşıp aramayı sonlandırmıştık. Bense bu süre içerisinde Bera Tatto'ya ulaşmıştım bile.
Bugün günlerden pazardı.
İlk defa bir pazar günü buraya geliyordum ve çalışmak için değildi.
Kaan ile beraber ev bakmaya gidecektik!
Bunun heyecanı hala içimdeydi ve beni yiyip bitirmek üzereydi.Girişten geçerken Sude'ye selam verdim ve dövme salonundan içeri girdim.
Burada yalnızca Kaan, Kerem ve Tunç Abi vardı.Buraya geleceğimden haberleri olmadığı için beni ilk gören Tunç Abi kaşlarını çatarak "Ege?" dedi.
Gülümseyerek onlara doğru yürürken Kaan ve Kerem'in bakışları da beni bulmuştu.
Gözlerim doğrudan Kaan'ın gözlerine sabitlendiğinde "Günaydın." dedim.
Gerçi saat neredeyse bire geliyordu ama olsun."Günaydın." Kerem'e gülümsedim ve Kaan'ın yanında ki boşluğa oturdum.
"Keşke haber verseydin, gelip alırdım." Kafamı iki yana sallayarak "Biraz yürümek iyi geldi." dedim.
Bunun üzerine bir şey söylemeden yanağımı öptü ve diğerlerine döndü. "Hatunum geldiğine göre bana müsade."
Hafif bir sırıtışla ona baktım. Artık bu tavırları karşısında eskisi gibi utanmıyordum. Hem Kaan'ın hem de diğerlerinin varlığını benimsemiştim.Kerem aksi bir tavırla "Git git, geç kaldın." dediğinde ona baktım. Ellerini göğsünde bağlamış kafasını bize bakmayan tarafa çevirmişti.
![](https://img.wattpad.com/cover/251545610-288-k42611.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RUH KAFESİ
General FictionO ruhu yaralı bir kadındı, adam onu aşktan merhemleriyle iyileştirdi. ° "Güzelliğin." diye fısıldadı kulağıma doğru. "Aklımı bulandırıyor." "Peki ya ellerimdeki kanlar?" diye sordum. "Mideni bulandırmıyor mu?" ° 12.03.22