KAN DAVASI
Zaman çok çabuk geçiyordu.Ne çabuk dolmuştu günler.Yağızın gitme vakti yaklaşmıştı.Oysaki Yağız uzaktayken ne kadarda zor geçiyordu zaman.Bir gün , bin yıl oluyordu Yaren için.Yağızla o günki yemekten sonra pek karşılaşmamışlardı.Eskiden Yaren kaçardı , sanki şimdide Yağız kaçıyordu.O günden sonra sadece bir defa daha bir araya gelmişler ama sanki iki yabancı gibi hiç konuşmamışlardı.Birde Yağız Yarenin yüzünü görmemek için özel bir çaba harcıyor gibiydi.Zaten eskidende soğuktu Yağız ama bu defa çok farklıydı tavırları.Ogünden sonra bir daha karşılaşmadılar zaten.
Günler geçip giderken Boranın düğün günüde gelip çatmıştı.Bugün Boranın düğünü vardı.2 ay sonrada Berdan ve Berfinin düğünü yapılacaktı.
Herkes hazır avluda gelin ve damadı bekliyordu.Yaren giydiği abiye elbiseyle muazzam olmuştu.Mardinin düğüne gelen bütün genç delikanlıları , evlenme yaşında oğlu olan anneleri Yareni süzüyordu.Bir çok görücü gelmiş ama hepsi olumsuz cevapla dönmüştü Karacan konağından.Bu demek değildi ki yeni görücülere kapıları kapalı. Yaren hala bekarken hepsinin bir umudu vardı.
Gelin ve damat gelmiş düğün başlamıştı.Boran ve Asmin alkış ve zılgıtlarla karşılanmıştı.Düğün o kadar kalabalıktıki iğne atsan yere düşmezdi. Mardin yöresine ait çalgılar çalmaya başladı.Yavaş yavaş oyun için bırakılan alanda doluyordu.
Dağıstan konağındakilerde hep birlikte düğüne gelmişti.Nede olsa Yusuf ağanın can dostunun oğlu evleniyordu.
Yağız gözlerini geldiği zaman beri Yarenden alamıyordu.Rabbim bu ne güzellikti böyle.Uçuş uçuş eteği , ceylan gibi salınması Yağızı deli ediyordu. Aklına mıh gibi kazınmıştı Yaren.Sanki onun bir parçası gibi nereye gitse aklındaydı.Çok denemiş , kendi kendini paralamış yinede atamamıştı onu ne kalbinden ne beyninden.Yaren ona baktığını hissetmişti sanki.Arkasını döndü gördüğü günden beri aklından çıkmayan gözler , kendi siyahlarıyla buluştu.Böyle bir ömür kalabilirdi. Yeterki o kehribar gözler böyle baksındı.
Yaren koşuşturmaktan Yağızın geldiğinin farkında bile değildi.Ama gönlü sahibinin bakışlarını hissetmişti. Yaren üzerindeki delici bakışların farkına vardı.Arkasına döndü , kömür gözler kendi ela gözleriyle birleşti. Küçük biran belki bir saniye bakıştılar dünya saatiyle.Ama aşk saatinde, saatler kadar uzundu bakışmaları.
Vakit ilerlemiş düğünün sonuna gelinmişti.Ağabeyi ve yengesi bir hafta dağ evinde kalacaklardı.Agah ağa bunun daha uygun olacağını belirtmişti.Adet ve geleneklere ne kadar bağlı olsalarda çarşaf meselesine karşılardı.O evli çiftlerin özeliydi.Bu yüzden peşlerinden kimseyi göndermemişlerdi.
Düğün bitmiş Boran ve Asmin dağ evine uğurlanmıştı.Sadece Dağıstanlı ailesi kalmıştı.Yağız ve Esin yarın ilk uçakla gidecekleri için herkes "hayırlı yolculuklar " diledi.Sıra Yarendeydi "Hayırlı yolculuklar size "dedi hüzünlüydü.Sevdiği gidiyor kalbinide alıp beraberinde götürüyordu.Esin "teşekkür ederiz "dedi. Yağız ise sadece başını sallamakla yetindi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Ömür Gibi
Romance" Yollarımız ayrıldı Yağız ağa.Bu hikaye burda bitti.Evlenirken verdiğin her bir sözü tuttun.Sözünün eri adammışsın doğrusu. Bu gönülde sana ait ne varsa aldın benden.Sana sevdalı olarak girdiğim bu konaktan , içimdeki seni bitirmiş olarak çıkıyorum...