2.BÖLÜM

9.6K 287 2
                                    

              ÇOCUKÇA BİR SEVDA

        Yaren ağabeylerinin göz bebeği, konağın neşesi bir dediği iki olmayan bir çocukluk geçirmişti.Tek derdi Baran ağabeyiydi.Neden sürekli Yarene takılırdıki ağabeyi çileden çıkartıyordu onu.

       "Ya Boran ağabey Baran ağabeyim elbisemi yırttı" dedi ağlayarak.Bilirdiki Boran ağabeyi kıyamazdı ona hemen hesap sorardı Barandan.

       "Ağlama güzel gözlüm ben şimdi onun defterini dürerim"dedi Boran ağabeyi.

       Konakta "Baran " "Baran" diye bağırmaya başladı Boran.Sesleri duyan Agah ağa çalışma odasından çıkıp avluya baktı.Baran bir köşeye saklanmış kıskıs gülüyordu.Demekki gene bir yaramazlık yapmıştı küçük oğlu.

       " Baran çık o saklandığın yerden" diye tekrar bağırdı Boran.Çok sinirlenmiş gibi bir görüntü sergilemeye çalışıyordu.Tekrar bağıracaktıki babasının sesini duydu.

       " Baran çık ordan" diye bağırdı Agah ağa.İşte şimdi ayvayı yemişti Baran.

       Çıkmasa büyük sorun çıksa dahada sorun ama el mecbur çıktı saklandığı yerden.Başı önde deminki haline tezat bir şekilde suçlu olduğunun bilinciyle.

       Agah ağa merdivenlere yöneldi ağır ağır inmeye başladı.Tam avlunun ortasında çocuklarının yanına geldi."Deyin bakalım burda neler oluyor".dedi çatık kaşlarıyla.Yaren:

       " Baba , babacığım Baran ağabeyim elbisemi yırttı.Hemde en sevdiğim elbisemi" dedi ağlayarak.

       Agah ağa bir gözünün incisine birde suçluca duran oğluna baktı.Bütün konak bilirdi Baran ele avuca sığmaz bir çocuktu.En büyük  yaramazlığıda kardeşine sataşarak yapardı.Nedense ona takılmayı çok severdi.Müzip bir çocuktu yerinde duramazdı.

       Agah ağa tekrar Barana bakarak "De bakalım niye yırttın kardeşinin elbisesini oğul" dedi sorgulayarak.

       Baranın niyeti aslında kardeşinin elbisesini yırtmak değildi.Yareni döndürmek istemiş Yarende korkup kaçmaya çalışmıştı.Oda kaçmasın diye çekerken yırtılmıştı elbisesi.Bilse çekermiydi hiç!.Oda Yarenin ağlamasına dayanamazdiki hiç.Bir cevap vermeliydi.Ağzını açtı cevap vermek için ama o konuşamadan yadesi(babaannesi) yukardan aşağıya bağırmaya başladı.

       "Ne olmuş yırtıldıysa elbisen.Ne bağırıp kaldırırsın konağı ayağa bir elbise için" dedi.

       Herkes severdi Yareni ama yadesi birtürlü sevememişti   onu.Neden , niçin , sebep ney kimse bilmezdi. Yarene yaklaşmaz bir kere gülüp sevmezdi Rojda yade.Her gördüğünde kızar , bağırır , azarlardı.Yarende bilmezdi sebebini. Birşeyde yapmamıştıki yadesine.

       Yaren başını eğdi.Sanki suçlu oymuş gibi sanki Baranın elbisesini o yırtmış gibi.Biran ağabeyi Baranın sesini duydu kulakları ama anlamadı söylediklerini.Niye bu kadar korkuyorduki  yadesinden.Babası dememişmiydi suçlu değilsen korkma diye yinede cevap veremezdi yadesine  bu saygısızlık olurdu.Baba ve annesi büyüklerine saygıda kusur etme dememişlermiydi. 

       Baran kardeşinin üzüldüğünü hemde kendisi yüzünden üzüldüğünü görünce dayanamamıştı.Evet kardeşine takılır canından bezdirirdi ama üzülmesine dayanamazdı.

       "Yade ben suçluyum Yaren değil " dedi ve devam etti."Onu döndürmek istedim oda korktu kaçtı bende çekerken elbisesi yırtıldı" dedi bir çırpıda.

       Yade bastonuna daha bir dayanarak gözlerini Yarene dikti.Onu inceliyordu.Tıpkı kendi küçüklüğüne benzetiyordu onu.sanki tekrar dünyaya bir Rojda daha gelmişti.İçinden"bahtı benim gibi olmasın"diye dua etti.

       Agah ağa herkese savunurdu kızınıda birtek anasına birşey diyemezdi.Ona saygısı çok büyüktü.Agah daha çok küçükken babasız kalmıştı. Rojda yadede genç yaşta dul.Babası öldüğünde Agah daha 7 yaşındaydı babasıyla çok anısı yoktu. Tek evlatları Agahtı bir tane daha oğlu olmuştu ama sadece iki saat yaşaya bilmişti.Berdan ağayı bir kör kurşunla vurmuşlardı.Rojda yade daha taze, küçük  bir gelinken.Kan davası güdülsün istemedi Rojda tek evladını bu uğurda kaybetmek istemezdi. Yaşadıkları ve gördükleri onu böyle katılaştırmıştı.

       Agah evlatlarına tekrar baktı"hadi kahvaltıya bu konu burda kapandı.Ama Baran efendi kardeşini bir daha ağlatırsan elimden çekeceğim var" dedi.

      Kahvaltı edilmiş herkes kendi köşesine çekilmişti.Yarenin tek işi vardı oda Yağız.Ahırların olduğu yere geldi Yaren.Babası ona geçen seneki doğum gününde bir at hediye etmişti.Kara gece gibi bir at.At safkan bir arap atıydı çok güzeldi.Yarenin mutluluğuna diyecek yoktu.Çok istemişti bir atı olsun diye.Çünki Boran ağabeyininde bir atı vardı.Kimseye atını elletmezdi ağabeyi. Oda kendi sevebileceği özgürce binebileceği bir at istemiş babası da almıştı.Yaren Yağızın kapısını açtı , yularından tutup sevmeye başladı.

       "Bugün nasılmış bakalım benim tek arkadaşım" dedi.

       Yağız Yarenin sevmeleriyle ayrı bir çoşuyordu.Yarene yasladı kafasını bir ileri bir geri sürtünmeye başladı. Aralarında ayrı bir bağ var gibiydi. Yağız   kimsenin kendisine dokunmasına izin vermez bineni üstünden atardı.Birtek Yarene uysaldı.

       Yağızın ismini Yusuf ağa vermişti. Yusuf ağa DAĞISTAN aşiretinin ağasıydı.Atın Yarene hediye edildiği gün Yusuf ağada oradaydı.Atın huysuz hallerini kendi oğlu Yağıza benzettiği için "ona Yağız ismini verelim olurmu  " Yaren dedi.Yaren bu ismin sahibi ve isme öyle sevgi duyuyorduki büyük bir sevinçle "olur" dedi.

       Yusuf ağa Agah ağanın can dostu , güvendiği nadir insanlardandı.Yusuf ağa sözünün eri , mert adamdı.Onunda gözü kapalı güvendiği can dostu Agah ağaydı.

       Yusuf ağanın üç  oğlu üç  kızı vardı. Aslında oğulları dörttü ama Rabbi küçük yakubu sekiz yaşında almıştı onlardan.

       Yusuf ağanın ortanca oğlu Yağız Yusuf ağacında dediği gibi çok huysuz , soğuk bir çocuktu.Bu yüzden Yusuf ağa bu ismi vermek istemişti Yarenin atına.

       Yarenin bu ismi kabul etmesinin tek sebebi vardı oda Yağıza duyduğu sevgi.Çocuk kalbiyle çocukça bir sevdaydı oninkisi.Bir elma şekeri sever gibi , bir pamuk şeker özlemi yada arkadaşındaki oyuncağı istemek gibiydi onun için çocukça sevgisi.

       Yüreğindeki bu küçük sevgi bir gün onu yakıp kavuracaktı.Külleri bile kalmayacaktı.Fark etseydi engel olabilirmiydiki gönlüne sevme diye bilirmiydi.

Bir Ömür Gibi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin