33.BÖLÜM

6.3K 221 22
                                    

AHMET AĞA

/Yarenin anlatımıyla/

Herşeyi geride bıraktım  , insan geri bakarsa ileriyi göremezmiş. Hayatım artık benim ellerimde. Bu geminin yelkenide benim dümenide.

Odamda bana ait olan odadaydım. Biraz dinlenmek istedim. Annem akşam yemeğine kadar aşağı inme dinlen yavrum demişti. Yaşadıklarımı bilmeselerde , tahmin ettiklerine eminim.

Rahatça bir duş aldım. Güzel annem oradaki eşyalarıma bile el sürdürmemişti. Geleceğimi bilir gibi , benim gibi umudunu yitirmemişti. O kadar iyi geldiki sıcak su. Yarım saatte zor çıkabildim. Sürekli diken üstünde yaptığım banyoları düşünürsek bu gayet doğaldı.

Üstümü giyinmeyi bitirdiğim sırada odamın kapısı çaldı. "Gel " dedim. Kapı açılıp içeriye ağabeylerim girdi. Onlar benim için mahşerin 3 atlısıydı. Hepsi iri yarı , yakışıklıydı. Baran ağabeyim "Yarenim sıhhatler olsun" dedi saçlarımı öperek. "Sağol ağabeyim" dedim yanaklarından öperek. Boran ağabeyim " Gülüm kolundaki iz ne "dedi kolumu tutarak. Yanık izini görmüştü. Elimi telaşla çekip " küçük bir yanık ağabeyim " dedim. Kaşlarını çatıp "eminmisin küçük olduğuna" dedi inanmamıştı.  " Ağabey küçük birşey eminim" dedim artık sorgulamasın diye.

Berdan ağabeyim "ağabey tamam üstüne gitme. Yaren biz sana birşey aldık " deyip elindeki kutuyu bana uzattı. "Sana yeni telefon  aldık. Eskisi zannedersem onda kaldı " dedi Yağızın ismini bile söylemek istemiyordu. "Evet onda kaldı " dedim. Baran ağabeyim "gerekli olan herkesin numarasını kaydettik. Bizim telefonlarada senin numaranı kaydettik " dedi gülümseyerek.Aslında çokta gerek yoktu, ben telefonsuzda idare ederdim. Onlar beni düşünüp aldığı için reddedemezdim. Teşekkür edip hepsine sarıldım.

Akşam yemeği hazır olunca hep birlikte masada toplandık. Onlarla yapmayı özlediğim şeylerden biride buydu. Beraber aynı sofrada yemek yemek. Babam "afiyet olsun " deyince yemeğe başladık. Baran ağabeyimin bana sataşmaları ve sohbetle yemeğimizi bitirmiştik. Bir tek Berfini yok sayıyordum. Bana sorduğu hiç bir soruya cevap vermedim. Herkes durumun farkında gibiydi. Kimse birşey sormuyordu ama benim tavırlarımdan anladıklarına eminim. Dikkatimi çeken başka bir konuysa Berdan ağabeyimin Berfine soğuk davranışları.

Yemekten sonra aylardır gözümde tüten Yağızımı görmek için ahıra girdim. Geldiğimi anlamıştı,  kokumdan beni tanıyan sadık dostum. Usulca yanına yanaştım , kişnemeleri , şahlanmaları yüzümü güldürmüştü. Zayıf düşmüştü oğlum. Babam ben yokken çok huysuzlandığını söylemişti.

Her zaman yaptığımı yapıp yularından tuttum , alnımı başına yasladım. "Yağız oğlum ben geldim " dedim yelelerini okşarken. Candı o benim için,  benimle büyümüştü. Bu konağa geldiği gün 9 aylıktı. En büyük sevincim , en iyi arkadaşım.

Yağızla uzun süre ilgilendim. Vakit geç olduğu için artık yatmaya gitmeliydim. Ahırdan çıktım dışarıdan gelen sesler vardı. "Yaren " diye bağıran biri. Kimdiki benim adımı bağıran. Babam ve ağabeylerim koşarak kapıyı açtı. Beni geri doğru itiklediler. Baran ağabeyim "sen odana çık canım " dedi.

Dışarıdaki sesler babamlarında dışarı çıkmasıyla yoğunlaşmıştı. Yaren diye bağıran sesi Yağızın sesine benzetmiştim. Gelirmiydi , bırakmazmıydı peşimi. Bıraksın gitsin istiyorum,  yollarımız bir daha kesişmesin. Benden artık ona yar olmaz , benden bana bile ben olmaz. Aylar duygularımı söküp almıştı içimden.

Tam bir haftadır kendi evimdeyim. Ama hala inanamıyorum. Her sabah bir rüyadan uyanır gibi korkuyla uyanıyorum. Eski ben olsam her sabah neşeyle kalkardım. Ruhum sökülmüş gibiyim artık.

Bir Ömür Gibi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin