20.BÖLÜM

6.1K 239 18
                                    

MEKTUP





/Yağızın anlatımıyla/

Esinin kelimeleri ve her gün bana Yarenin Yamanın katili olduğunu hatırlatması kalbimin düşen kalkanlarını tekrar kaldırmamı sağladı. Öfkem ilk günkü gibi yakıcıydı artık. Yaptıklarına pişman olan yanımı , vicdanımı ve kalbimi yine kapattım kapalı kapılar ardına.

Bu 2 haftada nikâhı, gelinliği , damatlığı halletmiştik. Ben şirketteki işleride sedata teslim etmiştim. Burada yapılacak işimiz kalmamıştı.

Düğün yapacaktık çalgılı olmasada, herkesin Esinin benim eşim olduğunu bilmesi içindi bu düğün. Berfinin düğününden sonraki hafta diye kararlaştırdık. Berfinin düğünü bu hafta sonu olduğundan Mardine dönmek zorundaydık. Aslında biraz daha kalmak istiyordum ama gitmemde gerekiyordu.

Esin ailesine evlendiğimizi söylemişti. 2 hafta sonrada düğün olduğunu belirtti. Ben kızacaklarını düşünüyordum ama hiçbir tepki vermediler. Demet hanım ve Barış bey kızlarının yaptığı hiçbirşeye karışmıyorlardı. Onlara göre kızları her konuda özgürdü. Kültür farkı buna deniyordu. Mardinde herşey töreye, örfe ve adetlere göre ilerlerdi. Kızların söz hakkı olmazdı. Bazı aileler istisna olsada Esinin ailesi kadar serbest değildi. Bakıldığında her konuda farklıyız aslında Esin ile.

Mardine dönme zamanımız gelmişti. Ben yeniden yaktığın alevle Yareni yakmaya gidiyordum. Bilmiyordumki asıl yanan ben olacağım. Bilseydik olacakları yine yaparmıydık yapacaklarımızı. Sanmıyorum, geleceği görseydik hayatımızı mahvedecek hiçbirşey yapmazdık.

Havaalanından Asım almaya geldi bizi. Ailem bugün geleceğimizi biliyordu. Annem İstanbulda bir kaç kere arayıp Esin ile ne yaptığımızı sordu. Sadece hepinize büyük bir sürprizim var daye dedim. Çok ısrar etsede gelince öğreneceksiniz dedim. Sürprizim gerçekten büyüktü.

Yollar akıp gidiyor. Ben yine düşünceler içindeyim. Mardin beni benden alıp, yerine başka birini koyan şehir. Gönlümü harabeye çeviren , beni canileştiren şehir. Oysaki herkes hayrandır ona. Gelen turistleri büyüleyecek güzellikte , dışı onları içi beni yakan şehir. Kolumun dürtülmesiyle" hı " diye bir tepki verdim Esine. " Yağız geldik diyorum kaç dakikadır. Beni duymuyormusun" dedi oflayarak. O kadar dalmışımki arabanın durduğunun farkında değilim.

Hemen arabadan indim , Esinde inip yanıma geldi. Elimi tuttu hiçbir tepki vermedim. Konağa doğru ilerledik. Olacaklar korkutuyormuydu beni neydi içimdeki hissin adı. Hayır dedim sadece heyecan dedim. Heyecan olmadığını bilecek kadar zeki bir insanım oysa.

Annemler avluda çay içiyordu. Babam ve ağabeyim işteydi kesin. Yaren koşturarak mutfağa ileŕliyordu. Annemin " Yağız" diye abartılı sevinci Yareni durdurdu. İlk bana baktı , sonra Esin ile birleşen ellerimize. Anlamak ister gibiydi gözleri. Soru sormak isteyip soramıyor gibiydi. Olacakların hemen olması için " Biz Esin ile evlendik " dedim. Annemin sevinçleri, yademin suratıma tükürmesi hiçbiri beni Yarenin gözlerinden ayıramadı. O gözlerde kendi infazımı gördüm. Bir kalpte kendi ellerimle yok oluşumu gördüm. Hani nerde ettiğim yeminler, nerde yıkılmasın diye öfkeyle beslediğim sağlam duvarlarım hepsi yok oldu. Bütün her şey Yareni görene kadarmış.

Annem ve kızlar Esin ile evlenmemize çok sevinmişti. Hemen hazırlık yapma derdine düşmüştü. Ben " Berfinin düğününden sonraki hafta düğün istediğimizi söyledim. İlk erken gelsede anneme olsun hallederiz dedi. Biz zaten çoğu şeyi ayarlamıştık. Esin çeyiz felan istemediği için annem ne kadar olmaz desede daha çabuk halledildi geri kalan işler.

5 gün boyunca Yaren köşe kapmaca oynadı benimle. Gördüğü yerde yolunu değiştirdi. Kalbini kırmaktı amacım ya , kendi kalbimi kırmiştım aslında. Yademde tavrını koymuştu. Artık bizimle değil mutfakta yiyordu yemeğini. Benim bulunduğum yerlere gelmiyordu. Aynur yengem ne benimle nede Esin ile konuşuyordu. Babam ve ağabeyim yine sessiz taraftı.

Bir Ömür Gibi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin