37.BÖLÜM

5.5K 193 13
                                    

PLAN

/Yağızın anlatımıyla/

Yaren konağa girmişti beni bırakıp , ama ben onu bırakıp gidememiştim. İzin verse kalırdım bir ömür yanında. Ne zaman bitecekti , ne zaman vuslata erecektik. Yoksa hiç umut yokmuydu.

Benim meskenim, evim , yurdum Yarenin kapısının önüydü. Onu bir saniye görebilmek için saatleri hatta günleri feda etmeye hazırdım. Bu aşk ne menem bir şeymiş. Ne öldürüyor nede yaşatıyor. 

Azatı aradım Ahmet ile ilgili konuşmak için. Adam karda yürüyüp izini belli etmeyenlerdendi. Azat uzun süre açmadı telefonu tam kapatacakken "efendim Yağız" dedi. " Alo Azat Ahmet olayından bir haber varmı" dedim ben konuya direk girmeyi sevenlerdenim. Azat sitemle "bir kerede nasılsın de lan" dedi. "Bırak lan şimdi nasılsını , iyisin demekki telefona cevap verdin. Ahmetten haber varmı onu de hele" dedim.

"Çok mühim bir haber yok. Biliyorsun ihbar ettiğimiz sevkiyat yalan çıktı. Şu an beklemede bence. Ama yanına koyduğum adam Agah ağayla görüştüğünü tehdit ettiğini söyledi" dedi. "'ne tehditi" dedim merakla. "Bunlar Diyarbakıra düğüne git ya. O düğünde Yareni vermezse kaçıracağını söylemiş" dedi. Bak şu  *r*s*p* çocuğuna Yareni kaçıracakmış ha. Ona Diyarbakırı dar etmezsem banada Yağız demesinler.

Sinirden vücudumun gerildiğini hissettim. "Elimizi çabuk tutalım Azat. Yaren daha fazla yaralanmadan şu Ahmeti bitirmeliyiz" dedim telefonu sinirden sıktığımın bile farkında değildim. "Tamam elimden geleni yapacağım. Bir gelişme olursa seni ararım" dedi. "Sağol can dostum " dedim. "Kibarlığıda bilirmişiz" dedi gülerek. "Kapat lan sana kibarlıkta yaramaz" deyip kapattım.

Arabanın içinde Yarenin odasını gözetliyordum. Pek göremesemde ışığının hala açık olduğunu görebiliyordum. Ah meleğim bir çıksa , bir görsem yüzünü. Sabah görmüş olsamda yinede özledim. Her zerresini , her halini özledim. Kızınca kızarmasını,  sinirlenince yerinde tepinmesini , bazen sessiz kalışını , şaşırınca kocaman olan kehribar gözlerini. Ben onu her haliyle seviyor ve özlüyordum. Yüreğime kuş olup konduğu gün özlemeye başladım. Bir daha göremeyecek olduğumu düşünerek sevdalandım. Şimdi nasıl bırakırdım onu , özlemek diğer adım olmuşken nasıl giderdim ondan.

İşte beklediğim an gelmişti. Gül yüzlüm  terasa çıkmıştı. Dokunup koklamaya can attığım kömür karası saçlarını örtmeden hemde. Ya benden başkası görse , ya benim onda gördüklerimi başkaları da görse. Ah ahu bakışlım , öldürmeye yeminli gibiydi beni. Uzaklık yetmez gibi , birde kıskançlıkla sınıyordu beni.

Yaren terastan biraz sarkıp benim olduğum yöne bakmaya başladı. Arabanın içi görünmüyordu , kimin arabası olduğunu merak ediyordu. Merakını gidermek için arabadan indim. sokak lambasına doğru yürüdüm. Öpücük yolladım , kesin sinirden yine kızarmıştır. Kalp işaretleri yaptım , yanında olup söylemek vaŕdıya şimdi. Aklıma gelen fikirle telefonu gösterdim. Yanında olamasamda telefondan söyleyebilirdim sevgimi. Ama kabul etmedi , başını hayır manasında sallayıp başını gökyüzüne çevirdi.

Gökyüzünü kıskanmak normal mi. onun gördüğü , baktığı , dokunduğu herşey olmak istemek normal mi.  Benden başka hiç bir şeye bakmasın , dokunmasın. Kokusunun sindiği  elbise , bedenini saran yorgan onunla olan ona özgürce dokunan herşey ben olmalıyım.

Berdanın gelmesinin farkına varınca hemen arabanın arkasına geçtim. Benim için sıkıntı olmazdı ama Yarene yada Berfine kızabilirlerdi. Uzun süre konuştular , Yaren ağabeyinin göğsüne yaslanınca içim daraldı. Bana sığınsaydı , yaslandığı göğüs benim göğsüm olsaydı. Ah çokmu şey istiyorum. Olmayacak duaya aminmi diyorum. Of bunaldım uzak olmaktan , yoruldum. Yorgunluğum beklemekten değil , affedilmemek korkusundan.

Bir Ömür Gibi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin