47.BÖLÜM

4.9K 181 31
                                    

MUTLULUK

/Yarenin anlatımıyla/

Beni kandırmıştı. Esin ile hala görüşüyor  birde bana seni seviyorum diyordu. Pislik sinirle kahveleri yaptım. İçeriye girdiğimde Yağızın yokluğu dikkatimi çekti. Az kaldı aşkına inanacaktım. Pişmanlığı , aşkı , peşimden koşmaları yalanmış. Oh olsun benim gibi bir salağa.

Misafirler gitmişti , hala beynim Yağızın bana oynadığı oyundaydı. Üst üste gelen bildirim sesleriyle telefona baktım. Yağız mesaj atmıştı. Telefonu sessize aldım. Bir daha kanmayacağım.

Akşam yemeği vakti gelmişti. Bende iştah kalmamıştı. Keyifsizce bir kaç lokma birşey atıştırdım. Anneme başımın ağrıdığını söyleyip odama çıktım.

Telefonumu odada bırakmıştım. Sürekli ekran ışığı yanıp sönüyordu. Ekranda 13 Cevapsız arama ve 20 mesajı görünce şok oldum. Hepside Yağızdandı. En son mesajında "herkes yatınca kapıya çık" yazıyordu.

Tabikide çıkmayacağım. Telefonu kapattım üstümü değiştirip yatağa yattım. Beni elinde bir kukla sanıyorsa yanılıyor. Uykuda tutmuyor , bir sağa bir sola dönüyorum sürekli. Aldatılmışlık hissi çöreklendi içime.

Uyuyamayacağıma kanaat getirip oturdum yatakta. Penceremin önünden geçen karaltıda neyin nesiydi. Birimi uyanmıştı , başka ne olabilirdiki. Odamın kapısı hızla açılıp kapandı. Korkuyla bir çığlık attım. Ağzımı kapatan ellerle daha çok korktum.

Yüzünü kim olduğunu göremiyordum. Atkıyla ağzını kapatmış sadece gözleri görünüyordu. Korkudan elim ayağım titriyordu. Ağzımı kapatan elin sahibi "ağzını açacağım ama bağırma" dedi. Ses öküz Yağıza aitti. Resmen deliydi bu adam. Kafamı salladım tamam demek için. Elini ağzımdan çekince "Sen beni kalpten öldürmek mi istiyorsun" dedim sessizce.

Yüzündeki atkıyı aşağıya indirdi. "O zaman sende inat etmeyip gelseydin" dedi umursuz. "Çık hemen odamdan" dedim kızarak. "Konuşacağız öyle çıkacağım" dedi geçip koltuğa oturdu.

Kapım tıklatıldı. Eyvah kesin çığlığımı duyup gelmişlerdi. Baran ağabeyimin "Yaren gülüm iyimisin" dediğini duydum. Yağız kapıyı kilitlediği için kapıyı açamamıştı.

Yağız bana bakıyordu. Vereceğim cevabı merak ediyordu. Sorun çıkmasın diye "ayağımı komodine vurdum ağabey ama şimdi iyiyim" dedim. Ağabeyim "kapı niye kilitli. Açta gerçekten iyimisin göreyim " dedi.

Yağızı hemen banyoya soktum. Kapıyı açtım , ağabeyim şüpheli gözlerle etrafı inceledi. Sonra bana baktı "iyisin değil mi" dedi. Tebessüm ederek "iyiyim ağabey" dedim. Saçlarımı sévip "iyi geceler o zaman bitanem" dedi. Rahat bir nefes alıp "sanada ağabeycim" deyip yanağından öptüm.

Ağabeyimin çıkmasıyla Yağızda banyodan çıktı. "Hemen gidiyorsun" dedim sinirle. Yağız beni takmadan geçip koltuğa oturdu. Ya şimdi biri gelse , gecenin bir vakti Yağızı odamda görse. Kolundan tutup çektim. "Kime diyorum. Kalk biri gelecek görecek seni" dedim. Acaba bu öküz kaç kiloydu. Yerinden bile kıpırdamıyordu.

Beni tek hamlede çekip kucağına otutturdu. Debelenip kalkmaya çalıştım. Olmuyor kolları o kadar güçlüki. Yağız kulağıma eğilip "Yaren debelenme. Bak kendimi zaten zor tutuyorum" dedi. Ney için zor tutuyordu. Aklıma gelen şeyle nefesimi tuttum. Terbiyesiz bana ne ima ediyordu.

Yağız "nefes al yavrum" dedi. Nefesimi bıraktım. "Bırak beni" dedim sesim titriyordu. Yağız "ilk önce beni dinle. Söz bırakacağım. Yoksa sen dinleyene kadar böyle kalırız " dedi. El mecbur "Tamam ne diyeceksen çabuk söyle" dedim. Beni  dizlerinde yan çevirmişti. Elinide bırakmıyordu.

Bir Ömür Gibi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin