39.BÖLÜM

4.9K 189 10
                                    

ESİN



/Yağızın anlatımıyla/

Ahmet bizden önce davranıp plan yapmış. Ben onun açığını ararken o elini güçlendirip bizi etkisiz bırakma derdindeymiş. Azat , Ahmetin ağalarla tek tek konuşup kendi tarafına çektiğini , Mardinin çıkışlarına adam yerleştirdiğini söyledi. Aklınca Yareni kaçırmamızı önleyecek.

Azat babam ile Agah ağayı yanına çağırıp olan biteni anlatacağını söyledi. Belki beraber çıkar yol bulurlardı. Gerçi bu işin tek çıkar yolu Yarenin bana geri dönmesi.

Yarenin kapıdan atıyla çıktığını gördüm. Bende hemen peşine takıldım. Yavaş ilerliyor olması benim için avantajdı. Arabaylada takip edebilirdim ama o zaman beni fark ederdi. Fark edersede benden kaçmaya çalışırdı. 

Atın üstünde salınan hali , atıyla uyumu muhteşemdi.Epey bir yol gittikten sonra bir uçurumun kenarında durdu.  Yanına gidip gitmemekte kararsızdım. Sonra gitmeden uzaktan izlemeye karar verdim.

Uzanıp gökyüzünü izliyordu. Acaba biliyor muydu,  gökyüzünden daha güzel olduğunu. Biliyor muydu,  güneşten daha sıcak bir gülüşü olduğunu. Saçlarının geceden daha siyah olduğundan , gözlerinde barındırdığı çiçeklerden haberdarmıydı. Baharı müjdeleyen kokusundan haberi varmıydı. Yoktu olsaydı bunları onda fark eden beni kendinden mahrum bırakırmıydı.

Ne kadar süredir hareketsiz kaldı bilmiyorum. Ama içimi bir korku sardı. Neden hiç kıpırdamıyordu. Usulca yanaştım , gözleri kapalıydı. Yere oturup nefesini dinledim normaldi. Uyuya kalmıştı , geceleri oda benim gibi uyuyarmıyordu demekki.

Uyandırmadan yanaklarından öpmekti niyetim. Tamam belki  uyanmasaydı dudağındanda öpecektim. Ama uyandı , o güzelim gözleri yine kocaman oldu. "Günaydın uyuyan güzel " dedim yine yanakları kızarmıştı. "Her yerde karşıma çıkmak zorunda mısın " dedi burnundan soluyordu.

"Evet  zorundayım. Eğer karşına çıkmazsam seni nasıl görürüm, nasıl öperim " deyip bir daha öptüm. Öpmelere doyamıyordum. Sinirli bir şekilde yerden kalktı.  "Ya öpme, öpme" dedi cırlayarak. Bilseydi böyle yapınca daha çok öpesim geliyor , yapmazdı. "Valla istem dışı oluyor. Bir bakıyorum öpmüşüm " dedim işi arsızlığa vurarak. "Sen onu benim külâhıma anlat. Beni bir daha öpme " dedi bağırarak. Öpme demesi kolay , kendimi nasıl durdurayım.

Atının yularını tutup ilerlemeye başladı. Atına binmeyecekti galiba. Binse ne güzel olurdu. Bende hemen arkasına atlardım , kokusunu içime çekme fırsatım olurdu. "Ata binmeyecekmisin" dedim. Beni tınlamadı bile. Tekrar "eve yürüyerek mi gideceksin. Buradan ev çok uzak ayakların yorulur " dedim bin be güzelim inat etme.

Bana kızgındı hemde umursamayacak kadar. Arkasına döndü endamına kurban olduğum. Geçse bir kızgınlığı. "Ne zaman bitecek içindeki kızgınlık " dedim bir an önce bitmesi dileğiyle. "Ben kızgın değilim ki bitsin. Ben kırgınım , ben aynı yerden defalarca kırıldım. İçimde sana dair kızgınlık yok. İçimde yaşadıklarımın ve buna sebep olan sevdamın kırgınlığı var " dedi işte bu daha kötüydü. Kızgın olsa geçmesi kolay olurdu. Ama kıgındıya işte bu bir ömür sürebilirdi.

Sessiz kaldım, kıran ben olunca ne diyebilirdim. Konağa giden yola kadar sessizce ilerledik. İleride gördüğüm siyah jip dikkatimi çekti. Jipten bir adam indi siması tanıdık geliyordu. Ahmet ağaydı arabadan inen. Azat bana fotoğrafını gösterdiği için tanıyordum. Hemen sevdiceğimi arkama aldım. Benim tek görevim onu korumaktı artık.

Bize doğru yaklaşarak "ooo kimleri görüyorum " dedi beni tanıdığına ve araştırdığına adım gibi emindim. Biraz daha yaklaşıp "tanışmak bu güne kısmetmiş " dedi sanki tanımıyor. "Ne istiyorsun lan" dedim sürekli Yarene bakmaya çalışması sinirimi bozuyordu. Allahtan arkamdaydıda göremiyordu onu.

Bir Ömür Gibi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin