42.BÖLÜM

5.1K 189 8
                                    

YAĞIZ

/Yarenin anlatımıyla/

Hepimiz babamın söylediği şeyle şaşkınlık içindeydik. Esin Ahmet ile kaçmış demişti. Hemde kendi isteğiyle gitmiş. Ahmet ile Esin arasındaki bağı kavrayamamıştım. Baran ağabeyim "baba nasıl kendi isteğiyle gitmiş" dedi merakla. Babam "akşam Yusuflar gelecek o zaman hepinize anlatacak. Benimde bildiğim bundan fazlası değil" dedi. Başımızdaki belalar sanki her gün daha çok katlanıyordu.

Daha fazla soru sormadık. Babam bildiklerini söylemişti zaten. Babamı yalnız bırakıp aşağı indik. Berdan ağabeyim "biz nasıl bir oyunun içine düştük" dedi. Baran ağabeyim "bu Ahmet nasıl mahlukat aklım almıyor" dedi. Ben ise suskundum. Olacakları ve yapılacak açıklamaları beklemekten başka şansımız yoktu.

Mutfakta anneme yardım ettim. Yusuf ağa ve ağalar akşam gelecekleri için ikram etmeye birşeyler hazırladık. Telefonum çalıyordu ellerim kirli olduğu için bakmadım. Arayan kimse ısrarla arıyordu.

Ellerimi yıkayıp telefonu cebimden çıkardım. Yine isimsiz numaraydı. Ahmet olabilir diye açmaya korkuyordum. Annem korkuyla telefon ekranına baktığımı görünce telefonu elimden çekti. Telefonu cevaplamıştı.

Bilerek ses vermemişti annem. Ses verirse karşıdaki konuşmaz diye düşünmüştü galiba. Biraz dinledi her saniye sinirinin arttığını görebiliyordum. Bağırarak "köpek , soysuz" dedi. Telefondan kahkaha sesi geliyordu.

Annemin sesine ağabeylerim mutfağa koştu. Annemin elleri titriyor telefonu zor tutuyordu. Sinirleri boşalmış telefonu elinden düşürmüştü. " Seni öldüreceğim" diye kendi kendine tekrar ediyordu. Hepimiz korkuyla annemi izliyorduk.

"Daye" dedim sesim titreyerek. Annem hipnoz olmuş gibiydi. Sadece "Seni öldüreceğim, ölümün benim elimden olacak" diyordu. Baran ağabeyim " Yaren noldu da dayem bu hale geldi" dedi. Ağabeyimin gözlerine baktım. "Beni biri aradı isimsiz bir numara. Ben Ahmet diye açmaktan korktum. Dayem açtı sonrası bu işte" dedim ağlayarak. Ağabeyim telefonumu eline aldı galiba arayan numarayı geri arıyordu.

"Hay ben böyle işin " dedi telefonu elinde sıkarken. Bize dönüp "numaraya
ulaşılamıyor" dedi. Annemi sarstık "daye " diye annem rüyadan uyanır gibi sıçradı. Bana baktı gözlerinde yaşlar beni inceliyordu. Ne olduğunu anlayamadan beni kendine çekip sımsıkı sarıldı. Annem böyle davrandıkça korkum artıyordu. " Daye ne olur bir şey söyle" dedim yalvararak. Annem beni kendinden uzaklaştırıp ağabeylerime baktı. "Bulun o iti bulun" diye bağırdı.

Şimdi hepimiz telefondakinin kim olduğunu anlamıştık. Annem tekrar " O soysuz" deyip tekrar titremeye başladı. Annemi bu kadar korkutacak ne demişti. Berdan ağabeyim "daye ne dedi sana" diye bağırdı. Annem " beni Yaren sandı. Eğer bana paşa paşa gelmezsen bütün ailenin ölümünü izleyeceksin. Sana bu geceye kadar mühlet dedi " deyip ağabeyimin koluna yapıştı.

"Berdan bulun o adamı yoksa Yareni almadan durmayacak" dedi. Boran ağabeyim "s...rim onun belasını. O kimde bizi tehdit ediyor lan" dedi masaya tekme attı. Titreyerek "Ağabey dediğini yapmazsak " "sus sus sakın o cümleni tamamlama. Hiçbirimize özellıkle sana zarar gelmeyecek" dedi lafımı ağzıma tıkarak.

Eğer beni vermezseler dediğini gerçekten yapacaktı. Ahmet karanlık tarafı olan bir adamdı. Kendimden kendi canımdan geçmiştim , aileme zarar verecek olması her yanımı sızlatıyordu. Boran ağabeyim "elinden geleni ardına koymasın" dedi.

Canımla tehdit etseydi pek umursamazdım. Ama canımdan öte olanlarla tehdit ediyordu. Biliyordu benim en zayıf noktam ailemdi. Bu adamı durdurmaya kimsenin gücü yetmiyormuydu. Mardinin ağaları güçleriyle ahkam kesmeyi iyi biliyordu. Madam bu kadar güçlülerdi, ozaman güçlerini adamlarını kullanıp bu adamı niye bulmuyorlardı.

Bir Ömür Gibi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin