11.BÖLÜM

5.2K 238 4
                                    

CEHENNEMİM




/Yarenin anlatımıyla/

Yamanın ölümü  felaket getirdi iki aileyede. Yıllardır dost olduğumuz aileyle bir gecede kan davalı olduk. Yamanı kim ne için öldürdü bilmiyorum ama bunun bir oyun olduğu kesin. Bu oyunun amacı ney onuda bilmiyorum. Gerçekler er yada geç çıkacaktı ortaya. Ama biz görmeyecektik.

Dün gece olanları ailemi ne olacağını çok düşündüm. Düşünmekten artık beynim patlamak üzere.Baran ağabeyim dün gece zor kendine gelmiş sürekli suçsuzsuz biz diye sayıklamış Boran ağabeyim öyle dedi.Ah benim deli fişek ağabeyim tabiki suçsuzsuz biz. Ama bunu sadece ikimiz biliyoruz.Kimse inanmıyor bize. Her daim yanımızda olan ailemiz bile.

Sabah erken saatte ağalar geldi konağa. Bizim hakkımızda hüküm verilecekti. Sonuç zaten belliydi. Ve beklenen beklediğimiz karar verildi ölüm. Karar üç kişinin ölümüydü.Ben , ağabeyim birde Mehmet soysuzunun ölümü. Mehmet , ağabey demeye dilim varmıyor konakta yıllardır seyisimizdi. Bunu bize, ailemize , ekmek yediği kapıya niye yapmıştı bilmiyorum. Tek bildiğim yalan söylediği.

Baran ağabeyim ,ben ve diğer aile üyelerimiz sessizce bekledik kararı. Kararı duyan herkes sonucu zaten biliyordu. Annem sessizce ağlamaya başladı.Kimse bu karara karşı çıkamazdı hepimiz biliyorduk. Yüreğinin yandığınıda biliyordum ama elinden birşey gelmizdi garip anamın. Hatta kimsenin elinden birşey gelmezdi. Aşiret kararlarına boynumuz kıldan inceydi.

Ne Baran ağabeyim nede ben bir tek kelime edemedik. Kendimizi savunmamıza izin vermediler. Konuşturmadılar sormadılar doğrumu diye. Bizde büktük boynumuzu razı geldik kaderimize. Demekki bizim hikayemizinde sonu böyle bitecekmiş. Yamanın ölümü bizimde sonumuz olacakmış demekki.

Ağaların en yaşlısı Reşat ağa " kızının  ve oğlunun cezasını sen vereceksin Agah ağa. Mehmetin cezasınıda Yağız " dedi .

Ne acı bir baba için evlatlarını kendi eliyle öldürmek.Babamın omuzları düştü.Bir gecede çökmüştü resmen. Yılların yapamadığını sadece bir gece yapmıştı ona.Yenilmişlikle büktü boynunu bize bakıyordu. Gözleriyle bizden özür diliyordu.

Biz ölüme razıydık.Bir insanın ölüm sebebi olmakla suçlanmaktansa ölmeyi yeylerdik. Bizim için ölüm iftirayla yaşamaktansa kurtuluştu.Beklenmeyen bir şey oldu.

"Yamanın ölümüne karşılık ben ölüm değil Yareni isterim" dedi Yağız. Bu ne demekti. Yağızın kelimeleri beynimde dönmeye başladı. Bir türlü ne anlama geldiğini kavrayamadım. Zannedersem bu konuda tek değildim. Herkes anlamamıştı. Bir açıklama bekliyorduk. Oda bizi çok geçmeden yeni bir bilinmeze sürükledi sözleriyle.

"Ben Yamanın ölümüne karşılık Yarenle evleneceğim. Babam ve Agah ağanın yıllardır süren arkadaşlığının hatrına böyle olsun istiyorum. Ama bu demek değil ki eskisi gibi dost olacağız. Ve bazı şartlarım var" dedi.

Yağız dün geceki Yağızmıydı. Ölmemiz için elinde geleni yapacağını ve beni asla karısı yapmayacağını söyleyen Yağız değil miydi. Bir gecede ne olmuştu da 360 derece değişmişti. Merakla şartlarını bekledim daha doğrusu bekledik.

"İlk şartım Yarene resmi nikah yapmayacağım. Sadece dini nikah kıyılacak. Diğer şartlarım ise düğün olmayacak. Yarın sabah dini nikâhı kıyıp alır giderim Yareni. Yaren bu konaktan çıktıktan sonra bu konaktan kimseyle görüşmeyecek. Ve ne duyarlarsa duysunlar ne yaparsam yapayım bana hesap sormayacaklar.Şartlarım bunlar " dedi.

Yağızın şartları resmen benim diri diri mezara konmam için sunulmuş şartlardı.Soyadını almamı istememişti ondan resmi nikah olmayacaktı. Düğünde olmayacaktı. Her genç kız gibi benimde hayalim telli duvaklı baba evinden çıkmaktı. Eminimki ailemde bunu isterdi. Biricik kızlarını gelinliğiyle  ve düğünle uğurlamak. Ama o değersiz bir eşyayı bir şeyin karşılığında takas eder gibi götürmek istiyordu bu evden beni. Diğer şart ailemle görüşmemek benim gibi ailesinden hiç ayrılmamış biri için en zoruda buydu. Ailem içinde çok zordu. Yağız yapacağı zulümleri önceden söyler gibi ne olursa olsun aramıza karışılmamasınıda şart koşmuştu. Bütün bunlar diri diri mezara girmek değilde neydi.

Bir Ömür Gibi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin