Multimedya: Oğuzhan Öztuna
Yemin ederim ne olduğunu bile anlamamıştım. Ben suçlu değildim, Yaprak'ın fotoğrafını bile göstermeyen Selen Hanım suçluydu. Daha yeni tanıştığı bir kızı destursuz öpen Oğuzhan Öztuna suçluydu. Beni karşılamaya çıkaran Yaprak bile suçluydu ama ben değildim, gerçekten.
''Ha ben değil yani ben Yaprak değilim. Kuzeniyim, Yaprak o.''
Yaprak dik durdu, gözündeki yaşı sildi. Herkes, ben ve Oğuzhan Öztuna dahil, Yaprak'a bakıyordu.
''Merhaba Oğuzhan ben Yaprak, tanıştınız aslında ama O da kuzenim Hazel.''
Oğuzhan, şakağını kaşıdı, derin bir nefes aldı muhtemelen nasıl toparlayacağını düşünüyordu.
''Pardon ya annem kızıl deyince ben... Hazal'ı sandım. Sen de kusura bakma.''
Hafifçe gülümsedim, adımı tartışamayacak kadar gerilmiştim ve bence yüksek olasılık Yaprak beni tek yakalayınca öldürecekti uzatırsam ölümüm acılı olabilirdi. Çiçekleri Yaprak'a verdim.
Neyse ki anneannemin geniş holünden teyzemin misafirleri içeri buyur etmesiyle kurtulmuştuk. Herkes oturdu, gergin bir bekleyiş vardı. Kimseden çıt çıkmıyordu.
''Havalar da pek sıcak hiç bu kadarı olmazdı.''
Gülmemeliyim, hayır gülmemeliyim. Annem bir dahiydi benim, İzmir'de ağustos ayında ne olmasını bekliyordu? Bir de hiç bu kadarı olmazmış, yersen! Resmen dudağımı parçalayacaktım ısırmaktan.
''Ya ya değil mi? Bu yıl daha da bir sıcak oldu hiç esmiyor.'' dedi diğer bir dahi teyzem.
''Evet evet doğru'' diye yanıtladı Selen Hanım. Tevfik Bey de gülümsemekle yetindi. Yaprak ise gergindi, yanında oturuyordum eğer ayağını biraz daha sallarsa diğer yanındaki anneannem deprem oldu sanabilirdi. Yaprak'ın ayağından kafamı kaldırdım, tam karşımızda Oğuzhan oturuyordu. Ona bakmamla gözlerini kaçırması bir oldu, bana mı bakıyordu?
''Efendim ben Yaprak'ın babası Avukat Cüneyt Polat. Tanıştığımıza çok memnun oldum.''
Oldum olası itici gelirdi, adının önüne mesleğini koyarak söyleyenler ve eniştem bunu hep yapardı.
''Biz zaten malumunuz, bildiğiniz gibi Öztuna Yayıncılık, 1990 yılından beri yayıncılık ile uğraşıyoruz.''
''89'' Ben konuşmuş olamam, lütfen ben konuşmamış olayım. Yaprak'ın tekmesini yedim neyse ki önümüzde sehpa vardı.
''Pardon, kusura bakmayın.''
Herkesin bakışları bendeydi, hiç istemediğim şekilde ilgi odağı olmuştum. Aman ne güzel(!)
Tevfik Bey ise ''Yo küçük hanım doğru söylüyorsunuz. 1989 ben 1990 deyip geçiyorum, siz bunu nereden biliyorsunuz?''
Annem olaya dahil oldu ''Hazel çok yazar. Küçüklüğünden beri harıl harıl bir şeyler yazar, çok da okur. Sizden bayağı bir kitabı var evde. Görmüştür.''
Selen Hanım oldukça yapay biçimde güldü. ''Konuyu bölmesek mi Yaprak ve Oğuzhan için buradayız.''
Hayır alnına Hazel'den nefret ediyorum, yazsan daha az belli olurdu.
Tevfik Bey ise ''Bir gün okumak isterim Hazel'' dedi.
Yemin ederim konuyu kapatmak istiyordum ama buna izin verilmiyordu. Açık yarama tuz basmıştı.
''Göndermiştim Tevfik Bey zaten oradan biliyorum kuruluş yılını, ilgilendiğim her şeyi iyice araştırırım. Siz de bana açık açık kitabımın popüler kültürde yer bulamayacağı, sadece çok satanlarla iş yaptığınız konulu bir dönüt verdiniz.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÜÇÜK TURUNCU BALIK
RomanceŞu zamana kadar annesi ne derse onu yapan, devamlı kuzeniyle yarıştırılan bir genç kızın istekleri yavaş yavaş gerçekleşir. Tabii bu esnada blog üzerinden yazısına yorum yapıp onu sosyal medya üzerinden bulan biriyle hayatına renk gelir. Çünkü Hazel...