🦊
2 Hafta Sonra
Başımda hissettiğim ağrıyla gözlerimi açarak tavanı izledim. Bir süre öylece tavana baksam da en sonunda iç çekerek bana sarılan Merih'e baktım. Onun bu haline gülerek karnımda duran elini tutarak yavaşça yataktan çıktım. Tabi çıkarken de küçük bir yastığı ona verdim. Yastığı ben sanarak sıkıca sarıldığında saçını öperek geri çekildim. Dolaba ilerleyerek kalın bir kazak ve sıcak tutacak bir pantolon aldım. Evden ayrılmadan önce geçen sefer abimden aldığım parayı, evin anahtarını ve telefonumu alarak aşağı kata indim. Koltukta uyuyan Kara’ya ve Gölge’ye kısa bir bakış atıp evden çıktım. Soğuk olduğu için ellerimi cebime koyarak sessizce kaldırımda yürüdüm. Tuhaf bir his var içimde, sanki daralıyor gibiyim ve bu yüzden de biraz yürümek istedim. Hoş, bu da bir işe yaramıyor hâlâ daralıyor gibi hissediyorum. Gözlerimi kapatarak bir süre daha öylece yürüdükten sonra geri dönmek istediğimde evden çok fazla uzaklaştığımı fark ettim. Derin bir nefes alarak yere baktığımda, kanlar içinde yerde yatan ölü kediyi görmem bir oldu. Etrafıma kısa bir bakış attıktan sonra ölü kedinin yanına doğru ilerledim. Hemen yanına diz çökerek onun parçalanmış haline baktım. İç çekerek "Masum bir hayvandan ne istediler ki?" mırıldanarak onu almak istediğimde birkaç siyah erkek ayakkabısı giyen kişilerin önümde durduğunu fark ettim. Kafamı kaldırdığımda birkaç tilkinin sırıtarak bana baktıklarını gördüm.
Bir süre bana baktıktan sonra grubun lideri olduğunu düşündüğüm siyah ve beyaz karışık saç rengine sahip anoxtra öne çıkıp "Mısra sen misin?" sorduğunda yerden kalkarak kanlı elimi üzerime silip onlara baktım.
"Kimin sorduğuna bağlı." mırıldandığımda grup birbirlerine baktı. Daha sonrada gülerek tekrar bana döndüler.
"Koruyucular tarafından ortadan kaldırılman için emir aldık." dediklerinde iç çekerek gözlerimi kapattım. Neden böyle şeyler bana denk geliyor?
"Tam olarak Aktan ailesinden emir aldık desene." dediğimde gülen ifadeleri bir anda dondu. Ardından da ellerini ceplerine koyarak küçük bıçak çıkardılar.
"Sessiz olması istendi bu yüzden de bıçakla halletmek zorundayız." Dediğinde onu yavaşça kafamla onayladım. Benim rahat tavrım sinirlerini bozmuş olacak ki birden gözleri değişti. Elindeki bıçağı döndürerek bana doğru salladığında geri adım attım. Daha sonra diğerleri de onun beraberinde saldırmaya başladıkları anda hızlıca geri çekildim. Ne kadar kaçınsam da aralarından birinin kolumu kesmesiyle acıyla yüzümü buruşturdum.
"Az miktarda olsa da kurt zehri, senin gibi küçük bir tilki için yeterince güçlü bir zehir." dediğinde başım dönmeye başlamıştı. Elimi alnıma koyarak kafamı iki yana salladığımda "Farklı türle evlenmek suçtur ve sende bunu yaptığın için cezanı almalısın!" dediğinde iki elimi de başıma koyarak yere oturdum.
"Sence bu kadar az bir zehir onun için yeterli mi?" sorduğunda acıyla gözlerimi kapattım. Başım dönüyor ve kolumdan vücuduma doğru ağrının yayıldığını hissediyorum. Çok acı verici!
"Ne olduğu umurumda değil! Bize verilen emirde zehir miktarı belirtilmişti." dediğinde acıyla çığlık atmam bir oldu. Bu seferki acı daha farklı bir sebepten olduğunu hissettim. Tam olarak ne olduğunu anlamasam da kontrolümü yavaşça kaybetmeye başladım. Başımı tutmayı bırakarak iki elimi de yere koyarak ortaya çıkan pençelerime baktım. Pençelerimin arasında duran beyaz saç tutamlarına öylece baktım.
"Si*tir! Ne oluyor?" dediğinde sanki başka bir şeyin beni yönettiğini hissettim. Yerden kalkmamla,
“Uzun zaman sonra ilk denemem olacak.” sesini duyduğumda, bu sesin açıkça benden geldiğine eminim ama bunu ben söylemedim. Ne oluyor? Yavaş adımlarla pençelerimi ortaya çıkarmak yakınımda duran adama baktım. Ardından da nasıl hızlı hareket ettiğimi bilmesem de çok hızlı bir şekilde aynı anda yanımda duran iki adamında boynunu tek seferde kestim. Bun yaptığımda yüzüme ve üzerim tamamen onların kanı sıçradı. Ben istemsiz bir şok yaşarken vücudum bunu umursamadan diğer adamlara doğru döndü. En sonunda onlarda kanlar içinde yerde yatmaya başladığında kontrolün tekrar bende olduğunu hissettim. Kolumdaki acı bir kez daha kendini gösterdiğinde kafamın içinde “Merak etme, o zehir bizim için işe yaramaz. Kızıl tilkim.” dediğinde koluma bakmayı bırakıp yerde yatan adamlara baktım. Korkuyla hızlı nefesler almaya başladığımda gözümden de yaşlar akmaya başladı. Derin nefesler almaya çalışarak iki elimi de açık saçıma geçirdim. Etrafımda dönerek yerdeki cesetlere bir süre baktım. En sonunda görüş alanıma yerde yatan kedi girince hızlıca o tarafa yürüdüm. Onların ölü bedenleri arasından geçip onu yerden aldım. Yerdeki adamlara korkuyla bir kez daha bakıp sessizce oradan ayrıldım. Oradan ayrılmamla hızlıca başka bir sokağa girdim. Biraz önceki beyaz saçları hatırlayarak bulduğum ilk dükkandaki yansımama baktım. Saçımın eski renginde olduğunu görünce kafamı iki yana sallayarak yavaşça arkama baktım. Bir az önce birilerini öldürdüm ve şu an kanlar içinde bir kediyleyim. Duvarın birine yaslanarak koluma baktığımda kesik ve kan vardı ama çok derin değildi. Neredeyse kapandı bile diyebilirdim. Kafamı geriye atarak duvara yaslandığım da telefonumun çalması bir oldu. Kediyi yere bırakarak telefon ekranına baktığımda arayanın Merih olduğunu gördüm. Telefon ekranına öylece baktım. Telefonu sessize alırken ellerimin titrediğini fark ettiğimde gözlerimi kapatarak sakin olamaya çalıştım.
“Ben birilerini öldürdüm. Ben... Dize...” hıçkırarak kan içindeki ellerime baktım. Korkuyla elimi üzerime sildim. Ardından da hızlıca yerden kediyi alıp bulduğum ilk toprak yere kediyi gömdüm. Ardından da titreyerek de olsa evin olduğu tarafa ilerledim. Biraz önceki sokağın önünden geçtiğimde oluşan kalabalığa kısa bir bakış attım. Başımı yine belaya sokmadan duramadım. Tekrar önüme dönüp yoluma devam ettim. Evin önüne gelmemle telefonuna bakarak hızlıca dışarıya çıkan Merih'i gördüm. Hızlı bir şekilde hareket etse de beni fark etmiş olacak ki telefonuna bakmayı bırakıp bana doğru koştu.
"Mısra!" diyerek yanıma geldiğinde onun telaşlı haline baktım.
"Dize." diyerek birden ona sarıldığımda şaşırsa da beni kendine çekti.
“Kızıl güzeli ne oldu? Neden kan içindesin? Yaralandın mı?” diyerek benden ayrılıp iki elini de yanağıma koydu. Yanağımdaki ellerini tutarak ona sulu gözlerle baktım.
"Be... ben iyiyim, kan benim değil ama...” diyemeden tekrar ağlamaya başladım.
"Tamam önce içeriye geçelim, buz gibi olmuşsun." diyerek beni eve doğru yönlendirdi. Eve girdiğimizde beni korkuyla izliyordu. Buna rağmen tek kelime etmeden benim konuşmamı bekledi.
"Dize... ben..." diyerek ağlamamı durdurmaya çalıştığımda koltuğa oturmamı sağladı.
“Dinliyorum kızıl güzeli ne oldu?" sorarak hemen önüme diz çöktüğünde,
“Dize ben... ben birilerini öldürdüm.” en sonunda ağlamam arasında söylediğimde korkmuş ifadesi daha da kendini belli etti.
"Sen ne? Ya... yaralandın mı, sana bir şey oldu mu?” sorduğunda onun telaşına anlam vermedim. Ben birini öldürdüm neden bunu soruyor? Kafamı iki yana salladığımda “Tamam kim ölmüşse olmuş, bana sadece şunu şöyle. Yaralandın mı?” sorarak iki elini de yanağıma koyduğunda, ellerini sıcak elini sıkıca tuttum.
“Ba... bana olmadı ama... onları...” konuşmak istediğimde kafasını iki yana sallayarak ayağa kalkıp beni kendine çekti. Kafamı onun göğsüne koyduğumda,
“Sen kimseyi öldürmedin, sakin ol... sorun yok.” dediğinde kıyafetini sıkıca tutarak,
“Ama ben... ben katil ol...” diyeceğim sırada benden ayrılıp alnı alnıma koyup kafasını iki yana salladı.
“Bana bak, birileri öldüyse sadece olması gerektiği içindir. Ve sen katil değilsin.” kesin bir dille konuştu. Ardından da alnımı öpüp “Sorun yoktur, onlar sana saldırmış olmalı. Yani bu nefsi müdafaa demek!” dediğinde burnumu çekerek onun bana sıcak bakan gözlerine baktım. Ardından da kafamı salladığımda gülerek beni kendine çekip “Sorun yoktur. Ben senin yanındayım.” mırıldandığında bende onunla beraber mırıldanmaya başladım. Benimle, o benimle ama ben... ben biraz önce birilerini öldürdüm. Bu suç sayılmaz. Kendimi korudum ama yine de bu ben... Merih’in boynuna sarılarak kendimi tutmadan ağladım.
🦊BÖLÜM SONU🦊
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tür Savaşları: Anoxtra | TSS | Tamamlandı
Fantasy| Tamamlandı | | Daha okunabilir olarak düzenlendi | Tür savaşları her zaman ezici bir üstünlük için olan bir savaştır. Bu savaşın içinde doğduğun anda katılır ve buna göre eğitilirsin. Bir Anoxtra olarak doğarsan bu hayatı yaşamak zorunda olursun...