Bölüm 67: Kayıp 🦊

357 51 4
                                    

🦊

MISRA BELGİN

Gözlerimi açtığımda çok aydınlık olmayan odanın tavanına baktım. Daha önce gördüğüm tavan, ben... hastanedeyim! Neden hastanedeyim? Kaza oldu. Sonra Merih o... korkuyla doğrularak "Dize!" dediğimde başıma ağrının saplanması bir oldu. Acıyla gözlerimi kapatsam da hızlıca gözlerimi açtım. Yataktan çıkmak istediğimde Murat abim kolumu tutarak çıkmama izin vermedi.

"Kızılım sakin ol!" dediğinde elini tutarak onun gözlerine baktım.

"Abi, Dize... abi o yaralıydı." dediğimde elini saçıma geçirerek yüzümü açtı.

"Sorun yoktur o iyi. Sen bu şekilde kalkmamalısın." dediğinde kafamı iki yana salladım.

"O iyi mi gerçekten mi? Ama... ben onu kan içinde gördüm. Kötüydü. Onu bir kere göreyim sonra geri dönerim. Hem bebeğim o da var. Rüzgar'ı da görmem lazım. Oğlumu da görmeliyim." ardı ardına söylediğimde abim iki elini de yanağıma koyarak ona bakmamı sağladı.

"Sus! Bana bak!" dediğinde susarak ona döndüm. Benim onu izleme şeklimi görünce "Kızılım sakin ol önce." dediğinde elini tutarak kafamı salladım. Benden onay alınca güldü. Alnımı öpüp geri çekildiğinde Olcay kızarmış gözlerle bana bakıyordu. Sakin kalarak onları izlediğimde "Şimdi, Merih ve Rüzgar iyi. Bunun için endişelenme. Merih şimdi Rüzgar'la beraber." dediğinde derin nefes alarak gözlerimi kapattım.

"O zaman gidelim. Ben ikisini birlikte göreyim." dediğimde saçımı düzelterek kafasını iki yana salladı. Ama o konuşmadan başka biri araya girdi.

"Buna gerek yoktur." sesiyle kapı tarafına baktığımda babaanneyi gördüm. Bana gülerek "Merih şu an dinleniyor. Rüzgar da yanında uyuya kaldı. Senin de dinlenmen gerektiği için şimdi uyu." dediğinde itiraz etmek istedim. Ama bana bakışını görünce  kafamı eğerek sustum. Babaanne, Merih ve Rüzgar'ın iyi olduğunu söyledi. O zaman gerçekten iyi olmalı. Neden yalan söylesin ki kendi torunu için yalan söylesin! Yavaşça kafamı salladığımda yanıma gelerek kolumu tuttu. Kafamı yastığa koyduğumda "Gidin doktoru çağırın." dediğinde elini tuttum. Ben bunu yapınca gülerek diğer elini de elimin üzerine koydu.

"İkisi de gerçekten de iyi değil mi? Bir şey olmadı." dediğimde sol elini saçıma geçirerek kafasını salladı.

"İyiler. İkisi de çok iyi." dediğinde kafamı sallayarak abime baktım. O da dikkatle bana bakıyordu. İçeriye doktor girdiğinde küçük bir muayene yaparak, iyi olduğumu ama dinlenmem gerektiğini falan söyledi. Doktor odadan çıktıktan sonra babaanne de Merih'e bakmaya gideceğini ve benim uyandığımı söyleyeceğini, diyerek gitti. Murat da sigara içmek için odadan ayrıldı. Odada tek Olcay kaldığında yatağın ucuna oturdu.

"Korkuttun lan beni! Sana bir şey olacak diye ödüm g*tüme kaçtı lan!" dediğinde gülmem bir oldu. Ben gülmeye başlayınca o da ağlayarak güldü.

"Aptal." diyerek yana kaydığımda bir süre bana baktı. Daha sonrada yanıma uzanarak kafasını göğsüme koydu. Ağlamaya devam ederek bana sarıldı. Bende onun boynuna sarıldım. İkimizde bir süre bu şekilde dursak da en sonunda uykusuzluktan uyuya kaldığında bende yataktan çıktım. Ne kadar iyi olursa olsun benim ikisini de görmem lazım. Bana bağlı olan tüm kabloları çıkardım. Kalp monitörüne bağlı olanı Olcay'a takarak yataktan çıktım. Eğer kalp atışını duymazsa uyanır ve bu da benim için sorun olur. Çıplak ayaklarım soğuk zemine değdiğinde biraz üşüdüm. Derin bir nefes alarak yavaşça odadan çıktım. Hangi katta olduğunu bilmiyorum ama hemşirelere sorarak bulabilirim. Biraz yürüdükten sonra masa başında duran hemşirelerin yanına doğru ilerledim. Yanlarına geldiğimde elimi masaya koyarak destek aldım. Ben bunu yapınca önümdeki hemşire kafasını kaldırarak bana baktı. Konuşmak istediğinde ona izin vermeyerek "Ben... ben birini arıyorum. Merih Dize Belgin sistemden bakarsanız hangi odada olduğunu bana söyleyebilir misiniz?" sorduğumda bana bir süre baktı. Bana bazı sorular sormak istediğinde diğerleri gelmeden onu geçiştirerek onun kaldığı odayı öğrendim. Üst kata çıkarak 483. odaya doğru ilerledim. Oğlum da onunla yani ikisi de orada olmalı. Odayı sorduğum hemşire benim ayakta zor durduğum görünce bana destek olmayı teklif etti. Başta onu reddetmek istedim ama yürümekte sorun yaşadığım için mecburen kabul ettim. Beraber ilerlediğimizde en sonunda odanın önüne gelince kıza teşekkür ederek Merih'in odasına baktım. Kapı aralık olduğu için içeriden bazı sesler geliyordu. Kapıyı daha da aralamak istediğimde Ferit'in yüksek sesle bağırdığını duydum.

Tür Savaşları: Anoxtra | TSS | TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin