🦊
Neden bunlar bir anda benim çocuğuma ad vermek istiyor ki? Hayır birde amcaya da söz verdim. Türü panter olursa ismini Deniz koyacağım diye ama neden bunlar da ortaya çıktı? Bana dikkatle bakan üçlüye ne diyeceğimi düşündüm. En sonunda derin bir nefes alarak Merih'e baktım. Benim bakışımı görünce babaanneye döndü ama onun bakışını görünce tekrar bana döndü. Daha sonrada abimlere baktı. Boğazını temizlemek için hafifçe öksürüp tüm dikkatleri üzerine çekti. Yaptığı yumruğa öksürmeyi bırakıp sakince "Kızıl Güzeli, yorgun ve acıkmış olmalısın. Eve gittiğimizde ne yemek istersin?" sorduğunda dudağımı ısırarak ona baktım. Babaanne de daha yeni aklına gelmiş olacak ki elini yüzüne koydu.
"Nasıl unuttum. Tatlım, yemek istediğin özel bir şey var mı?" sorduğunda kafamı iki yana salladım. Sadece beni rahat bırakmanızı istiyorum.
"Hiçbir şey, sadece Dize yaptığı müddetçe hepsini yerim ben." dediğimde Merih sırıtarak bana baktı. Bende gülerek ona baktım. İkimiz gülerek birbirimize bakınca Murat iç çekmeye başladı.
"Yine başladı bunların yarım saatlik bakışmaları." dediğinde ayağına tekme atarak sertçe vurmam bir oldu. Acıya yüzünü buruşturup "Hamile olmasaydın o zaman görürdün." dediğinde gülerek ona baktım. Gözlerimi ardı ardına kırparak ona bakınca Olcay sırıtarak bana bir kutu uzattı.
"Bize geç söyledin ama sırf yeğenim için hediyeyi aldım. Aksi takdirde yüzüne bile bakmazdım." dediğinde şaşkınca bana uzattığı kutuya baktım. Onu elime aldığımda gülerek Murat'a baktı. O da elini cebine koyarak bir başka kutu uzattığında ikisinin de aynı boyda olduğunu fark ettim. Önce Olcay'ın bana verdiği mavi renkte pakete sarılmış kutuyu yavaşça açtım. Kutuyu tamamen açtığımda içinde bir siyah kutu vardı. O kutuyu alıp açtığımda ise beyaz renkte olan bir altın kolye ve ucunda küçük bir tilki şekli gördüm.
"Çok güzel!" diyerek ona döndüğümde sırıtarak bana bakıyordu. Gülerek yanağını öptüğümde daha da sırıtarak Murat'a baktı. O da yüzünü buruşturarak bize baktı. Onun bu haline gülerek bana verdiği kırmızı renkteki paketi yavaşça açtığımda içinde bir kitap vardı. Küçük bir cep kitabı olduğunu fark ettiğimde üzerindeki yazıyı okudum. Bu sırada Murat birden küfür etti.
"Si*tir, sana aldığım hediye bu değildi." dediğinde gülerek ona baktım. Elimdeki kitabı kahkaha atarak Merih'e gösterdiğimde o da gülmeye başladı.
"Yeni doğan bakımı, oğlum başka hediye bulamadın mı?" diyerek kahkaha atan Olcay'a döndüğümde Murat sinirle arkadan onun kafasına vurdu.
"Kes lan! Hediyeleri değiştin değil mi!" bağırdığında gülerek ona baktım. O ise arkamdan ona bakarak sinirle soluyordu. Olcay ise gülmesini durdurmadan elini cebine koyup cebinden bir tilki anahtarlığı olan ev anahtarı çıkardı. Bana uzattığı anahtara anlam vermeyerek bakarken "Neyse sana aldığım hediye bu kızılım!" diyerek burnuma dokunduğunda gülmem bir oldu. Gülerek yanağını öptüğümde daha da sırıtarak "Yeğenimin ve senin evin. Her şeyi hazır ve istediğin anda kullanabilirsin. Ve babamın buradan haberi yoktur." dediğinde daha da gülerek alt dudağımı ısırdım.
"Çok teşekkür ederim." dediğimde hepsi bir den gülerek bana baktı. Elimdeki anahtara ve kolyeye bir kez daha baktığımda hıçkırmam bir oldu. Benim ağlamamla hepsi şaşkınca bana bakmaya başladı. Merih korkuyla öne eğilip elimi tuttu.
"Kızıl Güzeli ne oldu?" dediğinde derin nefes alarak sağ elimle gözümü sildim. O da sol eliyle benim gözümü sildi.
"Hey kızılım, ne oldu?" sorduğunda Murat'a döndüm. Hıçkırığımı durdurmaya çalışarak derin nefes aldım.
"Hi... hiç sa... sadece mutlu oldum." dediğimde babaanne gülerek arkasına yaslandı.
"Kızı rahat bırakın, hamilelikte duygusallık hep olur. Biraz duygusal hissediyor olmalı yani kızı sıkıştırmayın." dediğinde burnumu çekerek kafamla onayladım. Benim ağlamama rağmen gülen ifademi gördüklerinde Merih elimi daha sıkı tuttu.
"Sorun yoktur yani?" dediğinde onu tekrardan kafamla onayladım. Benim onayımla gülerek elimi tutmaya devam etmişti ki Olcay ve Murat aynı anda beni geri çektiler.
"Tamam, siz daha sonra doya doya zaman geçirirsiniz." diyen iki aptala baktım. İki elimi de sıkıca tutan aptallara araba ormandaki eve gelene kadar devamlı olarak beni Merih den uzaklaştırmaya çalıştı. Arabadan indiğimizde çevredeki korumalar bir süre abimlere baktı. Babaanne geri çekilmelerini işaret edene kadar bir süre bizim tarafa bakıp durdular. En sonunda bakmayı bıraktıklarında hepimiz içeriye geçtik. Eve girdiğimizde Merih girişten ayrılmadan beni direkt olarak abimlerden uzaklaştırdı.
"Odaya çıkıp üstünü değişelim." dediğinde onu kafamla onayladım. Daha sonrada abimlerin içeriye ayakkabıyla girecek olduklarını görünce sinirle bağırdım.
"Ayakkabıyla girme! Çıkart, orada terlik falan vardı onları giyin!" diyerek Merih'in elini tutarak merdivenlere yöneldim. İlk iki basamağı çıkmamla arkamı dönerek "Sizi ayakkabılı görürsem..." diyerek baş parmağımı kaldırıp boğazımın önünde geçirdim. Bunu yapmamla Olcay geri adım atarak Murat'a yaklaştı. Kulağına doğru bir şeyler fısıldayarak eliyle gitmemi işaret etti. Murat da ona katılınca Merih kolumu tutup beni kucağına aldı.
"Merak etme, sen bu işi babaanneme bırak." dediğinde onu kafamla onaylayarak boynuna sarıldım. İkimizde yukarıya çıktığımızda gülerek "Biraz önce sevimli ve kızgın bir anne oldun sanki." dediğinde dudağımı ısırarak ona baktım. Hafif bir gülümsemeyle bir süre ona baktım. Daha sonrada gülerek boynuna daha da sarıldım. Ardından da arabadaki konu aklıma gelince derin bir nefes alarak beni yatağa bırakan Merih'e baktım. Benim ifadem üzerine burnuma dokunup "Bu sefer neden düşünceli duruyorsunuz Bayan Belgin?" sorduğunda dudağımı ısırarak ona dikkatle baktım. Daha sonrada gözlerimi kaçırdım.
"Şey, arabadaki konu. Hani bebeğin adı hakkında olan konu." dediğimde duraksayarak bana baktı.
"Ne oldu?" sorduğunda derin bir nefes aldım. Ardından da elini tutarak gözlerimin parlamasını sağladım.
"Bebeğin baskın türü panter olursa eğer... şey... ismini Deniz koyalım mı?" sorduğumda duraksayan bir ifadeyle bir süre bana baktı. Daha sonrada derin bir nefes alarak alnını öptü.
"Aptal, bende kötü bir şey var diye korktum." dediğinde hızlıca dudağına küçük bir buse bıraktım. Ben bunu yapınca sırıtarak "Sen ne istersen o olsun Kızıl Güzeli." diyerek dudağımda daha derin bir şekilde öpmek istediğinde elimi ağzına koydum.
"Abimler ve babaanne burada yani uslu dur." dediğimde sarı gözleriyle bana baktı. Daha sonrada avucumun tam ortasını yalayarak elimi geri çekmeme sebep oldu. Daha sonrada dudağımı öperek benden ayrıldı.
"Sen nasıl istersen." diyerek dolaba doğru yürüdüğünde gülerek onu izledim. Dolaptan uzun gri bir tişört ve geniş beyaz bir eşofman çıkardı. Yanıma gelerek "Giydirmemi ister misin?" sormasıyla yastığı yüzüne fırlatmam bir oldu. Yastığı tutarak elindeki kıyafetleri yanıma bıraktı. Daha sonrada yanağımı öpüp "Çok güzelsin ve bu beni delirtiyor." dediğinde ona dönmem bir oldu. Ben ona dönünce dudağımdan öpüp "Benim kar tanesi kadar güzel karım." dediğinde gülümsemem daha da artı. Bende onun dudağını öperek elimi ensesine koydum.
"Ay ışığı kadar harika ve kusursuz kocam." dediğimde ikimizde güldük. Ama benim onu itmemle şaşkınca bana baktı. Ben ise bıraktığı kıyafetleri yataktan alıp "Odağımı sana çeviriyorsun ama aşağıda bizi bekleyenler var. Yani uslu dur, sevimli panter!" diyerek dudağından son bir defa öperek odanın kendi banyosuna girdim. Kapıyı kapatarak yüksek sesle "Duş alacağım yani çıkmam uzun sürebilir." dediğimde beni yüksek bir mırıltıyla onayladı. Bu haline gülerek elimi karnıma koydum. Gözlerimi kapatarak temiz kıyafetleri yere attım. Başım yine ağrımaya başladı. Derin bir nefes alarak kapıya tutundum. Onun dışarıya çıktığını belirten kapı kapanma sesiyle yere dizlerimin üzerine çöküp bekledim. Başımı iki elimin arasına alıp derin nefesler almaya başladığımda omzumda bir el hissettim.
"İçindeki boşluğu doldurabilirim. Sende o dolduramadığın boşluğu hissetmiyor musun?" sorduğunda kulaklarımı daha fazla kapattım. Her konuşmasında başım daha fazla ağrımaya başladı. Her kelime kafama batan iğne gibi delip geçiyor.
🦊BÖLÜM SONU🦊
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tür Savaşları: Anoxtra | TSS | Tamamlandı
Fantasy| Tamamlandı | | Daha okunabilir olarak düzenlendi | Tür savaşları her zaman ezici bir üstünlük için olan bir savaştır. Bu savaşın içinde doğduğun anda katılır ve buna göre eğitilirsin. Bir Anoxtra olarak doğarsan bu hayatı yaşamak zorunda olursun...