🦊
Aldığım kokuyla gülerek mutfağa girdim. Ben mutfağa girince üzerinde çok tatlı pembe bir önlükle yemek yapan Merih'i gördüm. İstemeden de olsa kahkaha atacakken elimi ağzıma koyarak bir süre durdum. Daha sonrada dudağımı ısırarak elimi ağzımdan çektim. Sakin adımlarla yanına giderek onun dalgın haline baktım. Benim geldiğimin farkında bile değil. Arkadan sarılarak "Pembelerle çok şeker olmuşsunuz, Dize Bey." dediğimde irkilerek elindekileri sıktı. Daha sonrada kasılan bedeni rahatladığında elindekini bırakıp bana döndü.
"Kızıl Güzeli, arkamdan böyle yaklaşma!" dediğinde şaşkınca ona baktım. Hafif de olsa kızgınlıkla söylemesini beklemiyordum. Benim bakışımı görünce "Kızıl Güzeli, eğer sen olduğunu fark etmeseydim. Sana saldıracaktım." diyerek tezgahı gösterdiğinde irkilmem bir oldu. Önündeki tavayı tek seferde ezmiş olması ve tezgahın yarısını buza çevirmiş olması korkutucu mu? Kesinlikle!
"Üzgünüm, böyle olacağını tahmin etmedim." dediğimde iki elini de saçıma geçirerek alnımı öptü.
"Asıl ben üzgünüm. İyi misin?" sorduğunda tekrardan beline sarıldım. Çenemi göğsüne koyarak onu onayladım.
"Biraz korktum ama iyiyim." dediğimde gülerek dudağımı öptü. Derin bir nefes alarak alnını alnıma koydu.
"İyi. Şimdi git ve beni bekle. Senin için kahvaltı hazırlayayım." dediğinde alnımı alnının üzerindeyken, kafamı iki yana sallayarak güldüm.
"Hayır bende yardım edeceğim." dediğimde tek kaşını kaldırdı. Daha sonra belimden tutarak beni kucağına aldı. Bende istemeden küçük bir çığlık atarak ayağımı beline sardım ve kollarımı da boynuna doladım. Bana gülerek sakince yürüdü.
"O zaman bana burada sebzeleri vererek yardım et." diyerek tezgaha oturmamı sağladı. Gülerek onu onaylamamla kesme tahtasını ve bıçağı aldı. Bende ona tabakta olan sebzeleri sırayla verdim. Kesme şekli gerçekten de iyi.
"Aşçılık dersi mi aldın?" sorduğumda sırıtarak bana baktı. Kafasıyla onayladığında "Yalnız kaldığın için mi?" sormamla sırıtması yüzünde daha da yayıldı.
"Yok, daha çok kızları tavla..." diyeceği sırada omzuna vurmamla kahkaha atarak susması bir oldu. Bir kez daha vurmak istediğimde bileğimi tutarak "Şaka yaptım. Bunların hepsini yalnız kaldığım zamanlarda öğrendim." dediğinde onu onaylayarak yanağını öptüm. Ben bunu yapınca sırıtarak bana baktı.
"Bende hep öğrenmek istedim ama... mutfağa girmem yasak olduğu için öğrenemedim." dediğimde sırıtarak elimi öptü.
"Sorun değil, Kızıl Güzeli. Ben senin için her zaman yemek yaparım. Sen sadece yanımda dur." dediğinde yanık kokusu almam bir oldu.
“Kabul edebilirim ama Dize, bir şey korkuyor." dememle ocağa bakması bir oldu. Ocakta duran çaydanlığın kulpu yanmaya başlamıştı. Hızlıca tüpü söndürmek için yaklaştığında ateşin sönmesi bir oldu. Duraksayarak ateşe baktığında burnumdan ağzıma doğru sıcak bir sıvının aktığını hissettim. Elimi burnuma koyarak bir süre bekledim. Elimi geri çektiğimde gördüğüm kanla "Dize." dememle direkt bana döndü. Görüşüm bulanıklaşmaya başladığı için onu görmekte zorlandım. Dengemin bozulmasıyla gözlerim tamamen karardı. En son Merih'in adımı söylediğini duydum. Duyduğum seslerle gözlerimi açtığımda ışıktan dolayı geri kapattım. Bu sırada Merih de aceleyle elini saçıma geçirerek yanıma yatağa oturdu.
"Kızıl Güzeli?" dediğinde bir kaç kez gözlerimi kırptım. Çevredeki ışığa alıştığımda bana endişeyle bakan bir çift sarı göze baktım.
"Dize." dediğimde bize bakan üç tilki ve bir panteri gördüm. Yutkunmakta zorlandığımı hissettiğimde babaannenin yanında duran kadın hızlıca yanıma geldi. Merih'i benden uzaklaştırarak elindeki su dolu şişeyi verdi. Yanımda duran sandalyeye oturarak bana uzattığında anlam vermeyerek etrafıma baktım. Yorgun hissediyorum ama bu kadın da kim?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tür Savaşları: Anoxtra | TSS | Tamamlandı
Fantastik| Tamamlandı | | Daha okunabilir olarak düzenlendi | Tür savaşları her zaman ezici bir üstünlük için olan bir savaştır. Bu savaşın içinde doğduğun anda katılır ve buna göre eğitilirsin. Bir Anoxtra olarak doğarsan bu hayatı yaşamak zorunda olursun...