Bölüm 52: Bebeğin Türü 2 🦊

474 56 18
                                    

🦊

Mutfaktaki buz oluşumu diğer odalara geçmeye yakın birinin arkadan sinirli hırlamasıyla ikimizde olduğumuz yerde duraksadık. Sese döndüğümde yaşlı mor gözleriyle bize bakan babaanneye korkarak baktım. Vay canına aurası çok korkunç! İkimizde uslu uslu ona bakmaya başladığımızda "Siz iki aptal ne halt yediğinizi sanıyorsunuz!" bağırdığında korkuya geri adım atmam bir oldu. Geri adım atınca sırtım Merih'in gövdesine çarptı. Babaanne sinirle soluyarak bir süre bize baktı. Daha sonrada derin bir nefes alarak "İçeriye geçin." dediğinde sessizce onu izledik. Bizim hareket etmeyip aynı şekilde durduğumuzu görünce "Geç içeriye!" bağırınca korkuyla Merih'in kolunu tuttum. İkimizde yanından uslu uslu geçerken mor gözleriyle bizi izledi. İkimizde salona geçtiğimizde tüm Belgin ailesinin burada olduğunu görmemiz bir oldu. İkimizde sessizce içeriye geçtiğimizde babaanne sinirle "Otur!" dediğinde irkilerek ona baktım. Daha sonrada boş büyük koltuğa yan yana oturduk. Biz oturunca babaanne karşımıza geçti. Gözleri kısık bir şekilde bize bakarak "Ne halta böyle kavga ediyordunuz?" sorduğunda ikimizde sessizce birbirimize baktık. Oturduğum yerde ondan uzaklaşmamla o da aynısı yaptı.

"Bebeğin türü panter olacakmış, beyefendi öyle diyor!"

"Bebeğin türü tilki olacakmış, hanımefendi öyle diyor!"

Dediğimizde şaşkınca bize baktılar. Babaanne şaşkınca bize baksa da gözleri daha da mor rengi alarak "Siz salak mısınız!" bağırdığında irkilerek ona baktık. Neden böyle bağırdı ki? Korkuyla ona baktığımda gözlerini kapattı. Daha sonrada iç çekerek "Kavganızın konusu çok saçma farkında mısınız? Bebeğin baskın türü ne olursa olsun yine de o bir tilki ve panter olacak." dediğinde göz ucuyla Merih'e baktım. O da aynı şekilde bana bakıyordu. İkimizde tekrar önümüze döndüğümüzde babaanne derin bir nefes aldı. Serdar amca bize sessizce bakarak babaannenin kolunu tuttu.

"Anne, biraz auranı bastır. Mısra hamile, biliyorsun." dediğinde babaanne ağır bir üstünlükle kurduğu aurasını iç çekerek baskıladı.

"Saçma konular için bir daha kavga ederseniz, birbirinize zarar vermeden önce ben size zarar veririm!" dediğinde ikimizde çocuk gibi onu onayladık. Bizim sessiz halimize iç çekerek "Anladıysanız eğer, Merih git mutfağı eski haline getir. Her yeri buza çevirmişsiniz. Yemekleri de ziyan ettiler salaklar! Pelin yemek işini hallet." dediğinde suçlu hissetmem bir oldu. Babaannenin emriyle mutfağa geçen Merih'e bakarak dudağımı ısırdım. Çok mu abarttım? Keşke bu kadar üstelemeseydim. Murat abim koluma dokunduğunda direkt ona baktım.

"İyi misin kızılım?" sorduğunda onu kafamla onayladım. Benim onayıma gülerek yanıma oturdu. Babaannenin bu tarafa bakmadığını görünce sırıtarak "Tilki olur diyorsun dimi?" sorduğunda alt dudağımı ısırarak onu onayladım. Benim onayımla daha da sırıtarak arkasına yaslandı. Olcay da diğer yanıma oturarak bana güldü. İkisinin bu sevincini görünce bende istemeden de olsa güldüm. Bu sırada bize bakan Ferit'i görünce kafamı eğmem bir oldu. Merih'in kalbini kırdım ama gülüyorum. Özür mü dilesem acaba? Ama o abarttı! Uf, Merih ne diye benle inatlaşıyorsun ki? Merih mutfakta oluşan tüm buzu eriterek ıslaklığı hizmetçilere temizlemesi için bıraktı. Pelin de dışarıdan yemek söyledi. Hepimiz masada oturmuştuk ama Merih ve ben ayrı olarak oturduk. O babaannenin yanına oturdu bende abimlerin ortasına oturdum. Önümdeki tabağa iç çekerek baksamda yemeğe dokunmadım. Arada Merih'e baktığımda o da dalgın duruyordu. Yemek de yemiyor. Niye yemiyor ki? Benim yüzümden mi? Böyle demeseydim keşke! Abim koluma dokununca irkilerek ona baktım. Kaşlarını çatarak "Yemeğine bile dokunmadın? İyi misin? Yoksa rahatsız mı hissediyorsun?" sorduğunda yemeğe baktım. Daha sonrada gülerek ona baktım.

"Hayır, sadece..." diyerek göz ucuyla Merih'in olduğu tarafa baktım. Bana endişeyle baktığını görünce "...aç değilim." dediğimde Murat sinirle bana baktı.

Tür Savaşları: Anoxtra | TSS | TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin