Bölüm 26: Sorun 🦊

875 95 82
                                    

🦊

Telefonu açmasıyla Merih birden küfürle konuşmaya girdi. "...elime geçme sakın!" en sonunda bağırdığında ben şok içinde telefona baktım. Merih tekrar küfür etmeye başlamadan en son "Nereye götürdün lan Mısra'yı?" dediğinde hızlıca araya girdim.

"Di... Dize benim." dediğimde karşı tarafta bir anda sessizlik oluştu.

"Mısra sen misin?" sorduğunda hızlıca onu onayladım.

"Benim." dediğimde karşı taraftan ses gelmedi. Korkuyla "Dize orada mısın?" sorduğumda beni hızlıca onayladı.

"Buradayım sadece... sen neredesin hemen gelip seni alayım." dediğinde kapı sesi duymam bir oldu. Etrafıma bakınarak,

"Gelmeni istesemde sana nerede olduğunu söyleyemem." dediğimde sinirle,

"Ne demek söyleyemezsin!" bağırdığında şaşırdım.

"Dize sakin ol! Söyleyemem çünkü nerede olduğumu bende bilmiyorum ve... Ferit telefondaki tüm uygulamalara şifre koymuş konum veya herhangi bir şey atamıyorum." dediğimde ne demek istediğimi kolayca anladı. Tekrardan sessiz bir küfür mırıldanınca "Dize, seni görmek istiyorum." dediğimde iç çekmesi bir oldu.

"Bekle, görüntülü arayacağım." diyerek telefonu kapattığında şaşırdım ama bir yandan da onu göreceğim için heyecanlandım. Görüntülü arama yapmasıyla hızlıca cevap vererek yatağa oturdum. Yanıt vermemle bana bakan kızarmış gözler görmem bir oldu.

"Dize iyi misin?" sorduğumda kızaran gözlerine rağmen gülerek bana baktı.

"İyiyim ben, boş ver beni sen iyi misin? O... adi bir şey yapmadı değil mi?" sorduğunda şaşırsam da gülerek ona baktım. İlaçtan bahsedersem daha fazla kötü olacak gibi, yanıma gelene kadar bu konuda bir şey demesem iyi olacak.

"İyiyim ve Ferit bana bir şey yapmadı." dediğimde dikkatle ekrana bakıyordu. Daha sonrada gözlerini kapatarak arkasına yaslandı. Arkasına yaslanmasıyla dağınık bir takımla arabada oturduğunu fark etmem bir oldu. Kaşlarımı çatarak "Sen iyi falan değilsin, buradan bile kötü olduğunu görebiliyorum." dediğimde gözlerini açarak,

"Öyle mi? Şu an çok iyi hissediyorum oysaki." dediğinde kafamı iki yana salladım.

"Aptal! Git ve uyu. Gerçekten de kötü görünüyorsun!" dediğimde bir kez daha güldü.

"Tamam ama bu daha sonra, şu an senin sesini duymak ve sana bakmak istiyorum." dediğinde bende güldüm.

"Tamam ama telefonu kapattıktan sonra git ve dinlen." dediğimde kafasıyla onayladı. Yatağa uzanarak ona dikkatle baktım.

"Şu adamları bulalım, seni gelip alacağım tamam mı kızıl güzeli?" sorduğunda onu kafamla onayladım.

"Dize... korkuyorum." dediğimde sessizce iç çekti.

"Biliyorum kızıl güzeli ama sabret az kaldı. Onları neredeyse bulduk sayılır." dediğinde onu tekrardan onayladım.

"Sana sarılmak da istiyorum." dediğimde buruk bir şekilde gülerek,

"Bende kızıl güzeli." dediğinde sessizce onu izledim. Bir süre bu şekilde kalsak gözlerim kapanmaya başladığında, uykuya direnmek istesem de kendimi mecburen uykuya bıraktım.

MERİH DİZE BELGİN

Babaannem beni çağırdığın da Mısra'yı yalnız bırakmak istemesem de mecburen onu evde bıraktım ama keşke bırakmasaydım. O p*ç kurusu Ferit, Mısra'yı kaçırmış! Babaannem bunu kendisinin istediğini söyledi ama o dingilin evine gitsem de onu bir türlü bulamadım. Telefonlarıma da cevap vermiyor. Şirketten çıkmamla telefonumun çaldığını fark edince sinirle telefonu açarak "... elime geçme sakın!" bağırdığım da tüm sokak bana baktı. Bunu umursamadan küfür etmeye devam etsem de Mısra'nın sesini duymamla bir süre sessiz kaldım. Bunu beklemesem de onun sesini duyduğumda rahatladığımı hissettim. Bir süre konuşsak da uykusu ağır bastığı için uykuya direnmesine rağmen uyuya kaldı. Onun bu haline gülerek "Küçük bir fotoğraf." mırıldanarak ekran görüntüsünü aldım. Aldığım ekran görüntüsüyle son bir kez daha ona bakarak "İyi geceler Kızıl Güzeli." diyerek telefonu kapattım. Arabayı çalıştırırken "Umarım daha sonra beni öldüremezsin." diyerek fotoğrafa kısa bir bakış atıp arabayı Aktan'ların evine sürdüm.

Evin önüne gelmemle hızlıca arabadan inerek karşıma çıkan tilkileri es geçip "Uraz Aktan çık dışarıya!" bağırmamla tilkilerin hepsi silahlarını çekerek bana baktılar. Onları umursamadan dışarıya çıkan Murat'a baktım.

"Ne oluyor?" diyerek bana doğru geldiğinde onu umursamadım. Onun hemen arkasından Olcay da çıkıp,

"Ne b*k varda geldin bağırıyorsun!" dediğinde sinirle onlara baktım. Şu an sizinle uğraşamam! Yanlarından geçmek istediğimde Murat sinirle önüme geçti.

"Ne işin var babamla?" sorduğunda ona baktım.

"Benim bir işim yoktu ama senin o... adi babanın bizimle ne derdi var? Ben onu öğrenmeye geldim." dediğimde bu seferde Olcay araya girdi.

"Ne saçmalıyorsun!" dediğinde içten içe sabır dilemeye başladım. Sinirden gülmeye başlasam da sakin kalmaya çalışarak,

"Diyorum ki babanız olacak... adi herif nerede?" dediğimde ikisi de sinirle bana doğru atılmak istedi ama arkadan çıkan Uraz'ı gördüğümde sinirim daha da arttı. Ne kadar saldırmak istesem de arkadan birinin elini omzuma koymasıyla bu seferde sinirle ona döndüm. Ferit kafasını iki yana sallayarak öne çıktı.

"Kardeşim biraz sorun çıkardı, kusura bakmayın." öne çıktığında sakin kalmaya çalışarak ona baktım.

"Siz panterler sorun çıkarmak için mi benim bölgeme geldiniz." bağırdığında Ferit gülerek ona baktı.

"Sorun çıkarmak değil." diyerek bana baktı daha sonrada gülerek "Ya da sorun çıkarmaktır." Dediğinde ondan aldığım onayla gülerek auramı yaymam bir oldu. Baskın auram tilkileri bastırsa da kendi bölgemde olmadığım için auram Uraz üzerinde çok işe yaramadı.

"Siz! Kesin şamatayı ve ne istediğiniz söyleyin!" dediğinde Ferit gülerek etrafına bakmayı bırakıp ona baktı.

"Tamam intiroyu geçelim ve direkt konuya geliyorum." dediğinde Uraz kafası ile onu onayladı. Ferit'in gülen ifadesi bir anda ciddi bir hali alarak "Ailemden birine suikast girişimi gerçekleştirildi ve bunu yapanlarda sizin türünüzdendi!" dediğinde Uraz iç çekerek bize baktı.

"Ee, yani? Tek tilki ben miyim de bana geldiniz?" dediğinde sinirle öne çıktım.

"Mısra'yla evliliğime karşı olan sendin ve açıkça ona saldıracak tek tilki de sensin!" dediğimde Murat ve Olcay aynı anda bana döndü.

"Mısra saldırıya mı uğradı?"

"Kızıl saldırıya mı uğradı?"

Diye aynı anda sorduklarında onları es geçerek Uraz'a baktım. O da şaşırmış bir ifadeyle bana baktı. Bana dikkatle bakarak "Ne saçmalıyorsun sen! Neden kendi kızımı öldürmeye çalışayım!" bağırdığında umursamadan sinirle güldüm.

"Açıkça onu kızın olarak dahi görmemen yeterince sebep değil mi?" dediğimde kaşlarını çatması bir oldu.

"Saçmalık! Bahsettiğin olaydan haberim dahi yoktur!" dediğinde Murat araya girdi.

"Babam bunu yapmaz! Mısra'ya asla böyle bir şey yapmaz." dediğinde sinirim daha da artmaya başladı. Bunlar beni delirtecek!

"Saldırıdan haberin olmaması saçmalık! Karan ailesi ve Koruyucuların bağlantılı olduğunu herkes bilir!" dediğinde Ferit'e baktım. Ardından Olcay hızla araya girdi.

"Bunu yapan koruyucular mı?" sorduğunda Ferit onu onayladı.

"Onların emrinde olan İnfazcılardı." dediğinde bir anda büyük bir sessizlik oluştu. Kimse konuşmayınca sessizliği bozan Murat oldu.

"Bunu yapan biz değiliz! Koruyucular olduğunu söyledin, bu da demek oluyor ki yine onlar ortaya çıktı." dediğinde Uraz da onu sakince onayladı.

"Uzun aradan sonra öyle görünüyor." dediğinde anlam vermeyerek Ferit ile beraber onlara baktık.

"Kimden bahsediyorsunuz?" sorduğumda hepsi bana baktı. Murat ise gözlerini kapatarak,

"Sorun adında bir grup. Hepsi manyağın teki. Kendilerince türlerin birbirlerine karışmasına engel olmaya çalışıyorlar. Kim oldukları bilinmiyor ama güçlü ve her yerde elleri var diyebiliriz." dediğinde Ferit ile ikimizde aynı anda birbirimize baktık. Bu grubu duymuştuk, bir çok türün ölümüne sebep olmuşları ama yaptıkları sorunlar ya da karmaşalar nedense yüksek mevkidekiler tarafından çok da ciddiye alınmamıştı. Ama onlarsa eğer, büyük bir sorunun içinde olduğumuz da kesin!

🦊BÖLÜM SONU🦊

Tür Savaşları: Anoxtra | TSS | TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin