🦊
Konumu Talha’ya gönderdikten sonra surat ifadesi bir anda değişti. Neden tuhaf bir ifadeyle duruyor anlamadım. Yani kafeye gideceklerini söylediler ve oranın konumunu da bana attılar. Ama neden başıma bir iş gelecekmiş gibi duran bu ifade takındı. Belki kafenin bulunduğu yer sorunlu olabilir. Ah, bilmiyorum! Acaba geri mi dönsek? Derin bir nefes alarak "Talha ne oldu?" sorduğumda dikiz aynasından kısa bir bakış atıp önüne döndü.
"Konumun bulunduğu yer. Pek tekin bir yer değil." dediğinde kaşlarımı çatmam bir oldu. Tekin, değil? O zaman neden oranın konumunu atsınlar ki? Benim şüpheci bakışımı görünce "Ama abileriniz doğru konum attıklarını söylediler. Belki de ben yanlış anladım." dediğinde kafamı iki yana sallayarak derin bir nefes aldım.
"Açıkçası bende bilmiyorum. Eğer dediğin gibi tehlikeliyse geri döneriz.” dediğimde beni kafasıyla onayladı. Araba bir süre evlerin sık olduğu alanlarda ilerlese de11 yavaş yavaş ormanlık alana doğru girdik. Tamam, sanırım Talha'nın da dediği gibi yanlış bir konum mu attılar acaba? Yani ormanlık alanda ne tür bir kafe olabilir ki? Ağaçlara bakarak "Bence geri dönelim. Sanırım yanlış bir konum attılar." dediğimde ciddi bir ifadeyle aynadan bana baktı. Daha sonrada yavaşça durdu. O durunca arkadaki arabada durdu. Araba yolun diğer tarafına döndürmek istediğinde ormanın içinden birkaç siyah giyinimli adamın çıkması bir oldu. Ellerindeki ağır silahları arabaya doğrulttuklarında "Sanırım başımı yine bela soktum." demem bir oldu. Evet, bebeğim ben gerçekten de bela çekiyorum. Merih beni kesinlikle eve kilitleyecek.
"Mısra Hanım, siz arabada kalın. Ve Merih Bey'i arayın. Bunu bilmesi iyi olacak." dediğinde sakince onu onayladım. Benim onayımla arabadan indi. Bende telefonu çıkartarak Merih'in numarasını bularak arama tuşuna bastım. Birkaç çalıştan sonra cevap verdi.
"Alo, Kızıl Güzeli ne oldu?" sorduğunda dışarıdaki adamlara bakarak dudağımı ısırdım.
"Dize... ben yine başımı belaya soktum sanırım." dememle bir iç çekiş duydum.
"Ne tür bir bela?" sorduğunda derin bir nefes alarak Talha'ya ve arkasındaki iki adama baktım.
"Şey, şu an... silahlı adamlar tarafından çevrili durumdayız." demem bir oldu. Benim bunu dememle küfür duymam ve hemen sonrada bir şeyin yüksek bir sesle düşme sesini duydum.
"Si*tir! Neredesin şu an?" sorduğunda elimi karnıma koyarak dudağımı daha fazla ısırdım.
"Bi... bilmiyorum. Ben konum atsam olur mu?" sorduğumda sert bir kapı çarpma sesi duydum. Sinirlendi!
"Tamam, telefonu kapatmadan hemen at!" dediğinde telefonu kulağımdan çekerek aramada çıkıp abimin attığı konumu ona da gönderdim. Bir süre sonra "Tamam, Talha yanında mı?" sorduğunda dışarıda adamlarla konuşan Talha'ya baktım.
"Ben arabadayım ve o da adamlarla konuşuyor." dediğimde derin bir nefes aldı.
"Tamam, arabanın camları kurşun geçirmez. Arabadan sakın inme!" dediğinde elimi cama koydum. O da bu yüzden arabada kalmamı istedi.
"Ta... tamam." dediğimde adamlar silahlarını indirdiler. Elimi karnıma koyarak "Dize." dedim ama küçük bir titreşim sesiyle şaşkınca telefona baktım. Telefon kapandı. Bak harbi diyorum, bilerek oluyor. İnadıma! Talha yavaşça arabaya doğru gelerek kapıyı açtığında dikkatle ona baktım.
"Mısra Hanım, Merih Bey'le konuştunuz mu?" sorduğunda onu kafamla onayladım.
"Evet ama telefon kapandı. Senin telefonun..." dediğimde iç çekerek telefonunu çıkarttı. Ekranını gösterdiğinde sinyal olmadığını gördüm. Kafasını iki yana sallayarak arkasına kısa bir bakış attı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tür Savaşları: Anoxtra | TSS | Tamamlandı
Fantasy| Tamamlandı | | Daha okunabilir olarak düzenlendi | Tür savaşları her zaman ezici bir üstünlük için olan bir savaştır. Bu savaşın içinde doğduğun anda katılır ve buna göre eğitilirsin. Bir Anoxtra olarak doğarsan bu hayatı yaşamak zorunda olursun...