34. BÖLÜM: ÖZ

113K 7.1K 6.7K
                                    


Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


🗝️


Watain – They Rode On


34. BÖLÜM

ÖZ


Sen bu kalbi hiç sevmedin baba ama bu kalp seni çok yakından tanıyor.

Sen bu ruhu hiç görmedin anne ama bu ruhun çatlaklarından senin sanatının siyah boyası akıyor.

Ellerinizde bir çocukluk, yetişkinliğimizi şekillendiren... Bizi neden sevmediniz?

Çalsak, bize açılacak binlerce kapı varken, yalnızca tek bir kapının önünde çürüttük kapıya vurduğumuz parmak boğumlarımızı ve diz kapaklarımızda açılmayan kapıların eşiğinin yara izleri...

Kanaması durmayan yaraların henüz bir kabuğu olmadığı için altındaki izin ortaya çıkacağı güne henüz çok vardı ama o iz daima var olacaktı. Belki de ben henüz kanaması durmamış bir yaraydım. İnsan yalnızca dokunabildiği yarayı mı sarardı? Karan'ın parmakları ruhumun yaralarında dolaşıyordu. İnsan bir ruha dokunabilir miydi? Karan benim ruhuma dokunuyordu.

Ruhuma dokunup, yaraları avuçlamayı başaran güçlü ellerin sahibinin ruhundaki kanı küf kokan yaranın sızısını kalbimde hissediyordum.

Karan, çalacağım tek kapının sahibiydi ve o kapının ne olursa olsun bana açılacağına beni inandırmıştı.

Ona inanmayı ben seçmiştim.

Bir gün ona inandığım için pişman olmayacağımı düşünüyordum çünkü ona inanmam için beni hiçbir zaman zorlamamıştı. Ona inanıyordum. Neyi savunursa savunsun, savunduğu şeyin yanlış olduğuna emin olsam bile o şeyin doğru olduğuna inandırabilirdim kendimi. Bunun sebebi söylediği şeyin yanlış ya da doğru oluşu değil, o şeyi Karan'ın söylemiş oluşuydu.

Herkesin bir özü vardı, ben kendi özümün bende değil onda olduğunu fark ettiğimde artık gerçek bir çıkmazın içindeydim.

"Defne'nin de bizimle gelmesi ne kadar doğru bir fikir?" diye sordu Billur valizin içine kırmızı boğazlı ama omuzlarında dekoltesi olan bir badiyi tıkıştırırken. Kızıl saçlarını gelişigüzel bir şekilde topuz yapmıştı ve iki firari saç teli yanaklarından aşağı sarkıyordu.

"Karan böyle olmasını istiyor," dedim sabit bir sesle. Hoş, yalnız başımıza bir yere gideceğimizi düşünmüştüm ama son anda Karan bundan vazgeçip Billur, Bedirhan ve Sergen'i de davet etmişti. Sebebini merak etsem de ona bunu sormamıştım. Bedirhan kediyi birkaç günlüğüne bakması için Buket'e bırakmıştı.

ASİ ÇAKILTAŞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin