ÖZEL BÖLÜM: 17 KASIM

140K 7.8K 2K
                                    

Asi Merve Karakuyu doğum günü özel bölümü 🪽


Bölüm Şarkısı: Frazey Ford - One More Cup Of Coffee 


17 Kasım 

ASİ MERVE KARAKUYU


Kara bir kuyunun dibinde yaşamaya alışmıştım.

Kırık camlar üstünde yalınayak yürüyor gibi hissediyordum, bir mucizeye ihtiyaç duyuyordum ama ihtiyaç duyduğum mucizeyi aramıyordum. Bedenimde belirli bir yara izi yoktu ama bu ruhumun üstündeki dikiş, yanık ve bıçak izleri olmadığı anlamına gelmiyordu. Kendimi yaşamak için programlandırılmış, sonu görmek zorunda olan kalp sahibi bir robot gibi hissediyordum. Bakışlarım boşluğa takıldı, donuk gözlerim zeminde bir noktaya kilitlenmişti, burnumdan aldığım nefesi tekrar burnumdan dışarı bırakırken, dudaklarımın hareketsizliği üstünde varlığı bariz bir asma kilit sarkıtmış gibiydi.

"Ne zaman vazgeçeceksin?"

Bu sorunun mimarı uzun zamandır kafamın içinde yaşıyordu. Onun orada olduğunu biliyordum, onunla iletişime geçiyordum ama birbirimizi anlamıyorduk. Ne ben onun düşüncelerinde kendimi bulabiliyordum ne de o benim düşüncelerimde kendini bulabiliyordu ama o bir şekilde bendim.

"Vazgeçemem."

Islak saçlarımdan akan sular, siyah sutyenimin kalın kumaşını ıslatıyordu. Burnumu çektim, burnumun ucunda asılı duran su damlaları yavaşça dudağımın üstündeki sus çizgisinin arasına aktı, kayarak dudak çerçevemi ıslattı.

"Ne zaman yenileceksin?"

"Yenilemem," diye fısıldadım, dizlerimi karnıma doğru çekerken. Bakışlarım o noktadan ayrılmıyordu. O noktada bir başlangıç, bir bitiş ve bir nefeslik bir kaldırım vardı. Denizin yüzeyine çıkmış, içindeki kan kuruduğu için teni morarmış bir ceset benden daha canlıydı, zihnimin içinde her zaman diri bir şekilde dikilen o düşünce bunu onaylıyordu.

"Kendi kendini bitireceksin."

"Ben bittim zaten."

Titreyen bedenim ısınsın diye kollarımı bacaklarıma sarıp çenemi dizime yasladım, kuruyan gözyaşlarım yanaklarımı çekiştiriyordu. Islak saçlarımın süslediği kafama buz sarkıtlarından çiviler çakılıyormuş gibi hissettim. Babamın içeride terör estirdiğini duyabiliyordum, banyonun kilitli kapısına bakma gereği duymadım. Beni burada bulamazdı. Burada olduğumu bilmiyordu. Kapıyı çekip çıktığımı sanıyordu.

Buradaydım.

Bilmiyordu.

O, nerede olduğumu hiç bilmezdi.

"Ölsen de kurtulsam," diye fısıldadı banyonun önünden geçip giderken. Bakışlarım usulca karanlık banyonun kilitli kapısına döndü. Onun gölgesi oradaydı, yavaşça uzaklaşıyordu. Bunu bana mı söylemişti? İyi de burada olduğumu bilmiyordu ki. Zihnimde bir çarmıh çakıldı, çarmıha ruhum asıldı, ben seçmemiştim ki onun kızı olmayı, onun kızı olduğum için ondan özür dilemek zorunda mıydım?

Kapının ardında bir şeyleri çarptı, evden gidecekti biliyordum, Defne'nin sessizce bir köşede onu dinlediğini biliyordum. Sırtımı yasladığım betondan duvar soğuktu, bel kemiğim acıyordu, gözlerim yanıyordu, altımda oturduğum fayans ıslaktı, artık titriyordum.

ASİ ÇAKILTAŞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin