45. BÖLÜM: ÇIKMAZ SOKAK

71.7K 5.9K 2.3K
                                    

🗝️


Onur Can Özcan – Çıkmaz Sokak


45. BÖLÜM

ÇIKMAZ SOKAK


Zaman orada asılı duruyordu.

Sanki yıllardır oradaymış, bir ağacın kökünün içindeki toprağı yiyen kurtçuklar onun cesedinin yüzünü parçalamış, o yüzden kimse tarafından tanınmamıştı.

Zaman, durmadan kılık değiştirip farklı hayatlar yaşayan bir hayat kadınıydı. Yelkovan onu pazarlıyor, akrep her defasında farklı bir rakamın üstünde onunla birlikte oluyordu.

Çocukluğumun, genç kızlığımın, beni var eden birçok anının temelini oluşturan bu evin yanışını izlerken kendimi o kadar boş hissediyordum ki, damarımın içindeki tüm kan bu evi yakan ateşin benzini olmak için damarlarımdan akıp gitmişti de, damarlarımda boş bir rüzgâr esiyordu sanki.

Alevler büyüdü.

Mor külotlu çorabıyla kapıda dikilen o küçük kız çocuğu, alevlerin arasından bana bakıyordu. Ağlamıyordu, gülmüyordu, tepki vermiyordu. O kadar ifadesizdi ki, sanki yanmıyordu.

Evin aralık duran perdesi tutuştu, orada kucağında yastığa sarılmış, bomboş gözlerle bana bakan on yedi yaşında bir kız duruyordu. Perdedeki ateş siyah saçlarına sıçradı, kızın saçları yavaş yavaş yanmaya başladığında hâlâ bana bakıyordu. İsyan etmiyordu, kaçmıyordu, kabullenmişti. O kadar ifadesizdi ki, sanki yanan evin içinde değildi de, dışarıdan asıl yananı o seyrediyordu.

Gözlerimi evin diğer penceresine kaydırdım, mutfak görünüyordu, ateşler yavaşça büyümeye başlayıp mutfak tezgâhında ilerlemeye başladı. Üstünde papatyalı elbisesiyle sırtı bana dönük duran kadını tanıyordum. Karamel rengine boyanmış saçlarının uçları kıvır kıvır duruyordu, elini alnına koyduğunu gördüm, ardından bir şeyleri doğramaya kaldığı yerden devam etti. Asla dönüp bana bakmadı, ateşlerden kaçmadı, elbisesinin ucu alev alırken tepki bile vermeden yemeğini yapmaya devam etti.

O kadının annem olduğunu biliyordum.

"Anne," diye fısıldadım.

Karan'ın hemen arkamda olduğunu biliyordum, onun sıcak nefesi enseme çarptıkça, yanmaya başlayan evin ateşi sanki zihnime sıçramış gibi irkilmeye başlamıştım. Gözlerimi mutfak penceresinden bir an olsun ayıramadım.

Annemin elbisesi tamamen tutuştu, ateş yavaş yavaş yukarı tırmandı, önce saçlarının dalga dalga duran uçlarını yakmaya başladı, ardından yavaşça yukarı tırmandı. Annemin kolları yanıyordu.

Eve doğru bir adım attım. Etrafımdaki kargaşanın farkındaydım ama sesler uğultu şeklinde geliyordu, bir türlü tam olarak adapte olamıyordum. Sadece yanan eve, ateşin çıtırtılarına odaklanabilmiştim. Bir adım daha attım, dizlerim titremeye başladı, Karan aniden dirseğimden tutarak beni durdurmaya çalıştığında dizlerimin üstüne düştüm.

"Anne!" diye çığlık attım canhıraş, sanki boğazıma bir şırınga saplandı, şırınganın içindeki ateş boğazıma boşalmaya başladı. "Anne!"

"Geçti," dedi Karan, sesi o kadar kesindi ki, geçtiğine inanmıştım.

Kendimi ileri doğru ittim, onun kollarından kurtulmak ve yanan eve dalmak istedim. Annem oradaydı, biri onu uyarmalıydı, yanıyordu, bunun farkında değil miydi?

ASİ ÇAKILTAŞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin