Bölüm Fotoğrafı: "Gece ve Yankı" temsili
BİR HAFTA SONRA
Aslı'nın varlığı dünyayı terk ettiğinden bu yana pansiyon sessizdi. Yankı kendini işe vermişti. Yavuz amca kalp rahatsızlığı nedeniyle günlerdir evinde dinleniyordu. Onların bu zor zamanlarında Sevgi ve Aslan tatillerini iptal edip burada kalmışlardı. Pansiyonun küçük kafesiyle daha çok Yankı ilgileniyordu. Bu nedenle bende resepsiyonda bekleme görevini üstlenmiştim. Son facia dolu resepsiyon olayımızdan sonra Yankı acısından dolayı olsa gerek burada durmamdan rahatsız değildi. Uras ise o lanet geceden sonra bir daha da ortalarda görünmemişti. Burada kalarak herkesi riske attığımı bilmeme rağmen böyle bir zamanda onları bırakamıyordum.
"Kuzum alışveriş listesini uzatır mısın?" Zeynep'in sesi kulağıma dolarken beynimdeki sesler dağıldı.
"Liste mi?" diye sordum, masaya göz gezdirirken. "Nerede? Göremiyorum."
"Ah, Aslı'm..." diye mırıldandı, acı bir sesle. "Hafta sonları listeyi hazırlayıp hep şuradaki çekmeceye koyardı."
Zeynep'in parmağıyla işaret ettiği yerdeki çekmeceye uzandım. Çekmeceyi açıp defterlerin üzerindeki beyaz kağıdı elime aldım. Listenin başına küçük bir kalp işareti konulmuştu. Buruk bir şekilde gülümsedim.
"Hazırlamış." diye mırıldandım, kendi kendime.
Listeyi Zeynep'e uzattıktan sonra avucumu kalbimin üzerine bastırdım. Benim yüzümden bir can yitip gitmişti. Bende mi katildim? Peki neden hala buradaydım? Bir kez daha nefret ettim, kendimden.
"Aslan mutfakta. Ben hemen dönerim." deyip yanımdan ayrıldı, Zeynep.
Başımla onu onayladıktan hemen sonra terasta duran Yankı'ya baktım. Sobanın içine birkaç tane odun atıp dikkatli bir şekilde demir kapağı yerine oturttu. Elindeki tozu silkeleyip kalanını pantolonuna sürerken gözleri gözlerime çarptı. Yüzünde mimik oynamasa da gözlerindeki acının tazeliğini buradan okuyabiliyordum. Son kez etrafa göz gezdirip bana doğru hareketlendi. Avucumu kalbimin üzerinden çekip nereye koyacağımı bilemeden bir süre oyalandım. Sonunda iki elimi birbirine kenetleyip masanın üzerine yerleştirdim. Yankı bir kulaç yakınıma ulaştığında bir dirseğini masaya dayayıp yan bir şekilde durdu ve bana doğru baktı.
"Nasıl gidiyor? Sıkıldın mı?" diye sordu, pozisyonunu bozmadan.
"Asla sıkılmadım. Sen beni düşünme. İyiyim." dedim, bir çırpıda.
"Yarın sana sigorta başlatalım." dediğinde telaşla araya girdim.
"Hayır, hiç gerek yok. Odam ücretsiz, yemek ücretsiz, asgari ücrette vereceksiniz. Her şey mükemmel. Sigorta istemiyorum."
Kaşlarını çatıp bedenini tamamen bana doğru çevirdi. İki dirseğini tezgaha dayayarak yüzünü biraz aşağıya doğru eğdi. O bana yaklaştıkça ben tekerlekli ofis sandalyesiyle birlikte geriye doğru kaydım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gece ve Yankı
General FictionYüzüme düşen bir tutam saç onun yumuşak dokunuşları arasında kulağımın arkasına yerleşti. Benden sakındığı şefkatini nasıl da özlemiştim. "Ben sana yaramam be kızım!" dedi, iç çekerek. "Yaramıştın." dedim, sertçe. "Sen bana yaramıştın." Gözlerim onu...