14- Sweat Hırsızı +16

915 26 2
                                    

Kaosa biraz daha varmış

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Kaosa biraz daha varmış. Öyle duyduk :)

"Gece..."

Bir el yanağımı okşuyordu. Aynı zamanda ismimin birkaç kere tekrarlandığını da işitmiştim. Avuçlarımı göğsüme bastırıp gözlerimi sıkıca yumdum.

"Uyuyacağım." diye mırıldandım.

"Şurubunu iç. Yine uyursun." dedi, Yankı. Yanağımı yeniden okşadı. Ardından elini enseme yerleştirip kalkmama yardımcı oldu. Gözlerimi aralayıp elindeki plastik kaşığa baktım.

"O iğrenç şurubu tekrar içmesem olmaz mı?" dedim, huysuzlanarak.

"Boşuna huysuzlanma." deyip ensemdeki avucunu sertleştirirken diğer elindeki şurup dolu kaşığı adeta ağzıma tıktı.

"İğrenç bir şey bu ya!" diye söylendim, başım yeniden yastığı bulurken. Gözlerimi kapatıp yorganı boğazıma kadar çektim.

"Ateşin var. Şunu üstüne çekip durma!" Yankı, söylenerek yorganı üstümden aldığında gözlerimi yeniden araladım.

"Ne kadar kötü bir adamsın sen ya? Dişlerim birbirine çarpıyor. Görmüyor musun? Baksana üzerimdeki her şeyi de çıkarıp aldın, zaten."

Sözlerimle birlikte gözlerini bedenimde gezdirdi. Sadece iç çamaşırlarımla kalakaldığım yatağın içinde titremekten her yerim kasılmıştı. Kasılan her bir yerim artık inatla ağrıyordu. Ne vardı, birazcık yorgana sarılsam?

"Sen onu hastalanmadan önce düşünecektin." deyip elindeki plastik kaşığı masaya doğru fılattı. Masanın kenarındaki sandalyeyi çekip sandalyenin sırt kısmını bana doğru çevirdi. Bacaklarını aralayarak sandalyeye ters biçimde oturdu. Bende yatağın içinde ona doğru yan döndüm.

"Ya en azından üzerime bir şey giysem olmaz mı? Hem sabah ki kadar ateşim de yok. Daha iyiyim." deyip kedi yavrusu bakışları attım, ona.

Bıkkın bir nefes verip ellerini sweatinin yakasına doğru götürdü. Sweatini tek hamlede boynundan çıkarıp bana doğru fırlattığında yüzüme kapanan sweati sırıtarak elime aldım.

"Allah'ım, sıcacık." dedim, neşeyle. Sweati yattığım yerden kalkma gereği duymadan üzerime geçirerek belime doğru çekiştirdim. Bacaklarımdan birini yorganın üzerine atıp yine yan bir şekilde ona doğru döndüm. Yankı'nın çıplak omuzlarına değen akşam güneşinin ışıltısında gözlerimi gezdirdim.

"Ben sana bir ara röntgenimi veririm. Sen çekmek için zahmet etme." dedi, onu dikizlediğimi fark ettiğini belli ederek. Utançla yüzümü sarıldığım yorgana gömdüm.

"Kıpırdama!" diye emrettiğinde merakıma yenik düşüp tek gözümle ona doğru baktım. Masada duran kendine ait telefona uzanıp oturduğu pozisyonu bozmadan telefonun kamerasını bana doğru çevirdi.

Gece ve YankıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin